Kadın gazetecilerin “siber zorbalıkla” mücadelesi

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Haber: Vesile Kardaş – Batman

Türkiye’de iletişim fakülteleri her yıl binlerce mezun verirken, basın ve iletişim sektöründe iş bulmak giderek zorlaşıyor. “Acaba dijital medya sorunun çözümüne katkı sağlayabilir mi?” Sorusuna yanıt aradık, bu alanda çalışan Hazal Sipahi ile konuştuk.

Bahçeşehir Üniversitesi Gazetecilik Bölümü mezunu olan Sipahi, cinsel sağlık üzerine programların yapıldığı “Mental Klitoris” podcast kanalının yapımcısı. Yayınlanması kaydıyla podcast serisinde gazeteci konukları ile gündem ve değişen medya üzerine söyleşiler gerçekleştiriyor.  +90 youtube kanalında da “kıllarımı almak zorunda mıyım?” gibi başlıklarla dikkat çekici içerikler üretti. Şu an T24 ün youtube kanalı için “Ayrık Otu” adında bir program hazırlayıp sunuyor. 

Sipahi, dijital medyaya olan ilgisinin daha öğrenci iken başladığını ve eğitimlerinin de bu yönde şekillendiğini belirtiyor. “Ana akım medyada iş bulabilmek ve gerçek gazetecilik yapmak her geçen gün zorlaşırken çözüm yolu dijital medya mı olacak?” diye sorduğum Sipahi şöyle konuştu:

“Ben mezun olduktan sonra yüksek lisans yaptım ve aldığım burs ile geçindim böylece iş arama sürecini ertelemiş oldum. Daha sonra eğlence sektöründe çalıştım. Gazetecilik serüvenime toplumsal cinsiyete dair projeler hazırlayıp o projelerin desteklenmesi ile başladım. Çalıştığım kurumlar toplumsal cinsiyete dair çalışmalar yürüttüğü için işe alım sürecinde kadın kimliğim üzerinden bir ayrımcılık yaşadığımı düşünmüyorum ama şöyle bir tutum var, mesela aslında eşitlikçi olmak istiyor. Eşitlikçi gözükmek istiyor. Yani aslında eşitlikçi değil ama eşitlikçiymiş gibi gözükmek için kadın gazeteci işe alıyorlar.”

“Cinsel şiddet tehdidi”

Sahada haber takip eden gazeteciler neredeyse her gün engellemeler, gözaltı, tutuklamalar ve artan polis şiddeti ile mücadele ediyorken dijital medya da çalışan kadın gazetecilerin de en büyük sorunu siber zorbalık. Şiddet ve taciz tehdidi içeren mesajlar aldığını söyleyen Sipahi yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: 

“Sosyal medyada, yaptığım haberle ilgili paylaşım yaptığımda çok fazla küfür, hakaret, hedef gösterilmeler, ölüm tehdidi, tecavüz tehdidi mesajlarına maruz kalıyorum. Trans karşıtı gruplar tarafından birçok kez linçe uğratıldım. +90 kanalında yaptığım “kıl videosu” yüzünden idamım bile istendi. İlk zamanlar bu mesajlar benim ruh halimi çok fazla etkilerdi ama şimdi fazla etkilenmemeye çalışıyorum. Fiziksel takip yaşamadım ama siber zorbalığa çok fazla maruz kalıyoruz.“

 “İstanbul sözleşmesinden bir gecede çekilince…”

Hangi sektörde çalışırsa çalışsın, her kadının kendini güvende hissetmediği, kazanılmış hak olan 6284 yasasının bile tartışıldığı bir yerde kadın gazeteci olarak kaygılarını dile getiren Sipahi, “Karşılaştığım siber zorbalıkları karşı şikâyet ettiğimde bir koruma altında olduğumu ya da dikkate alınacağımı pek hissetmiyorum. İstanbul Sözleşmesinden bir gecede çekildiğimiz, 6284 sayılı yasanın pazarlık konusu olduğu bir düzlemde, zaten bir kadın olmak zor iken kadın gazeteci olarak mücadele etme alanı çok daralıyor. “Diye konuştu

 “Yine seçme şansım olsa”

Sipahi, seçme şansı olsa yine gazetecilik mesleğini seçeceğini söyleyerek mesleğe olan ilgisinin giderek arttığını anlattı:

“-Gazetecilik kafası bana geç geldi- diye düşünüyorum. Şimdi –ay onu da onu da öğreneyim, şunu da öğreneyim- gibi bir haldeyim. Hatta başka seçimlerimi de gazeteciliği daha iyi yapabileceğim şekilde seçerdim.  Mesela  çift ana dala başlamıştım. Sonra yan dal yaptım. Ama bunları edebiyat üzerine yapmıştım. Şu an olsa bunları gazeteciliğimi pekiştirecek görsel iletişim tasarımı üzerine yapardım.”

“Kadın gazetecilerin en büyük destekçisi”

Sipahi ile neredeyse her gün bir kadın isminin sosyal mecralarda gündeme geldiğinden söz ederken, erkek şiddetine maruz kalmış, linçe uğramış ya da işini yaparken engellenmiş, gözaltına alınmış bu kadınların hashtag oluşunu da konuştuk. Sipahi, kendisinin de işiyle ilgili olarak polis engeline takıldığını kaydederek, böyle zamanlarda en büyük destekçisinin kadınlar ve LGBT+ bireyler olduğunun altını çizdi: 

 “Böyle durumlar yaşayan kadın  gazetecilerin haberine de kadın gazeteciler gidiyor. Böyle bir dayanışmanın varlığı bence söz konusu. Benim de dayanışma içinde olduğum gazeteci kadınlar var. Kadın ve LGBT+ işte meslektaşlarımla daha rahat iletişim kurabildiğimi düşünüyorum.”