Kadın balıkçılar için gelir kaynakları yaratmayı hedeflediklerini bildiren Kadın Balıkçılar Derneği Başkanı Sanalan, yasa dışı ve aşırı avcılık, balıkçılık ve koruma politikalarındaki yetersizlikler gibi sorunlar yaşandığına dikkat çekti. Böyle devam etmesi halinde 2048’de balık türleri ve diğer deniz ürünlerinde çöküş yaşanacağının öngörüldüğünü belirten Sanalan, bu çöküşten 200 milyon kişinin etkileneceği uyarısı yaptı.
İnsanın doğa ile uyumlu olduğu, çevre dengesi ve biyolojik çeşitliliği korumayı amaç edinen Kadın Balıkçılar Derneği Başkanı Kübra Ceviz Sanalan, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu. Venedik’te IUAV Üniversitesi’nde Deniz Alan Planlaması yüksek lisansı yapan Ceviz Sanalan, hem üniversitede hem sonrasında doğa koruma üzerine çalışmalarına devam etti. Profesyonel olarak uluslararası örgütler ve sivil toplumda deniz koruma alanları, doğa koruma, deniz alan planlaması ve mavi ekonomi üzerine çalışan Sanalan, Kadın Balıkçılar Derneği’nin daha önce yolları bir deniz koruma projesi vesilesi ile kesişmiş, özellikle deniz koruma alanları olmak üzere korunan alanlar ve balıkçılık konusunda uzmanlaşmış kadınlar (balıkçılar, akademisyen, biyolog, siyaset bilimi, su ürünleri, ekosistem ve planlama uzmanı) tarafından 2019’da kurulduğunu bildirdi.
Türkiye balıkçılık sektöründeki yerleşik toplumsal cinsiyet rollerine dair algıyı değiştirmek üzere kıyısal, sucul ve denizel ekosistemin kullanıcılarından biri olan kadınları toplumsal, ekonomik ve mesleki olarak güçlendirmeyi amaçladığını belirten Kadın Balıkçılar Derneği Başkanı Sanalan, derneğin çalışmalarına ilişkin şu bilgileri verdi:
“Derneğimiz bunun için eğitim ve savunuculuk yoluyla, kadınların işgücünde görünürlüğünü artırmak, kadınları kendi topluluklarında ve kendi yaşamlarında değiştirici olmaya teşvik etmek için çalışmalar yürütüyor. Bununla birlikte deniz ve kıyı ekosistemlerini korumayı amaçlıyor. Bunun için yine savunuculuk, eğitim, iletişim çalışmaları gibi çeşitli faaliyetlerin yanı sıra doğa koruma ve toplumsal cinsiyet alanlarında araştırmalar yapmak, özellikle ‘mavi ekonomi’ konusunda bilgi üretmek ve paylaşmak için çeşitli faaliyetler planlıyor ve yürütüyor.”
“Kadın balıkçılar için gelir kaynakları yaratmayı hedefliyoruz”
Derneğin yürüttüğü ve görev üstlendiği projelerin önemine dikkat çeken Sanalan şunları söyledi:
“Derneğimiz, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Küçük Hibeler Programı (United Nations Development Programme Small Grants Programme -UNDP SGP) tarafından finanse edilen Mavi Gezegen Mavi İşler Projesi’ni başlattı. Projenin çıkış noktası, balık konservesi yapımı ile ilgili geleneksel bilgiyi, denizlerin ve denizel alanların kullanıcının faydasına olacak şekilde hatırlamak ve yaygınlaştırmak. Bu projeyle, kıyı balıkçılarının sezonunda ucuz ve bol olan balığı işleyerek sezon dışında katma değerli şekilde satışına olanak sağlamayı, başta kadın balıkçılar olmak üzere kıyı balıkçıları için denizden uzaklaşmadan yeni gelir kaynakları yaratmayı, balık atığı miktarını dolayısıyla kaynak israfını azaltmayı, geleneksel üretim ve saklama yöntemlerini paylaşarak evde balık tüketimini herkes için yaygınlaştırmaya katkı sağlamayı ve kentliler için yeni sağlıklı gıda seçenekleri üretmeyi amaçlıyoruz. Bu amaçlara yönelik çeşitli atölye ve iletişim faaliyetleri yapmaya devam ediyoruz.”
“Deniz ürünlerinde çöküş yaşanacağı öngörülüyor”
Sanalan, balıkçılık sektörünün sorunlarıyla ilgili olarak da şu değerlendirmede bulundu:
“Ülkemizde ve dünyada denizel biyoçeşitlilik; yasa dışı ve aşırı avcılık, iklim değişikliğinin denizler üzerindeki etkisi, balıkçılık ve koruma politikalarındaki yetersizlikler gibi konuların baskısı altında. Küresel çapta, denizel balık türlerinin yüzde 90’ı aşırı av baskısı ile karşı karşıya. Bu şekilde devam ederse, 2048 yılı itibariyle balık türleri ve diğer deniz ürünlerinde çöküş yaşanacağı öngörülüyor. Bu çöküşten ekonomik olarak etkilenecek kişilerin sayısı ise balıkçılık sektörü ile direkt veya dolaylı olarak geçimini sağlayan 200 milyon kişiye denk geliyor. Kirliliğin de en önemli sorunlardan biri olduğunu bugün Marmara’da görüyoruz. Önerimiz çok basit aslında, denizlerimizin önemini bir an önce farkına varmak ve yöneticilerden, siyasetçilerden denizlerin sürdürülebilir yönetimini sağlamalarını talep etmek. Elbette bireysel olarak da yapabileceklerimizi yapmaya devam etmek. Küçük ölçekli aile balıkçılığı en kırılgan sektörlerden, aynı zamanda bir kültür. Bunun devamlılığını sağlamak için bir an önce adım atmalıyız.”
“Kadınların muazzam bir görünmez emeği var”
Kadın balıkçılara çağrıda bulunan Sanalan, sözlerini şöyle bitirdi:
“Kadın balıkçıların en önemli sorunu, görünür olmamalı. Bugün pek çok kıyı yerleşiminde yöneticiler kadın balıkçılar dediğimizde bile şaşırmaya devam ediyorlar. Oysaki aile balıkçılığının olduğu her yerde kadınlar aktif bir biçimde balıkçılık yapıyorlar. Ortada muazzam bir görünmez emek var. Bu görünmezlik onların bazı haklardan yararlanmamalarına de sebep oluyor. İletişimde olduğumuz kadın balıkçılarla yakaladığımız sinerji de çok önemli. Onlar mesleklerini, denizi seviyorlar. Benim çağrım sadece vazgeçmemelerini söylemek olabilir ki vazgeçmeyeceklerini biliyorum. Ve hatta denizlerimize daha fazla sahip çıkacaklarından da eminiz.”
HABER : YUSUF ÖZGÜR BÜLBÜL
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.