Adıyaman’da depremzedeler zor şartlarda yaşıyor: Şebeke suları akmıyor, çöpler kaldırılmıyor!

Türkiye’de 11 ili ve yaklaşık 14 milyon insanın hayatını etkileyen deprem sonrası birçok yurttaş, konteyner ve çadırlarda ikamet etmeye başladı. Sıcak havaların başlamasıyla depremzedelerin en çok yaşadıkları sorunların başında ise içme suyu geliyor. Yapımına başlanan evlerin dört gözle bitmesini bekleyen yurttaşlar, yaşadıkları sorunları 9. Köy’e anlattı.

Adıyaman’daki konteyner kentte eşiyle birlikte ikamet eden Hanifi Altunok, depremin üzerinden 5 ay geçmesine rağmen konutlar için henüz net bir şeyin olmadığını söyledi. Şebeke sularının belli aralıklara geldiğini ve içmeye elverişli olmadığını anlatan Altunok, bunun yanında etrafta biriken çöplerin kaldırılmadığını ifade etti. Altunok, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

“Depremin üzerinden 5 ay geçti halen konutlar için net bir şey yok. Bu konuda bir belirsizlik var. Bizim köyde ailemin evi yıkıldı. Onlar için nasıl bir yol izlenecek oda belli değil. Şu an da konteyner kentte kalıyorum. Şebeke suyunu içemiyoruz. Sular da doğru düzgün akmıyor. Sık sık kesiliyor. Bu konuda belediyenin bir çalışmasını göremiyoruz. Emekli öğretmen eşimle beraber yaşıyorum. Konteyner kentlerde klima var. Ama ona rağmen sıcak. Hava sıcaklığı 46 dereceyi buluyor şu an da. Bu sorunların bir an giderilmesi lazım. Özelikle çocuklu ailelerin bu konuda ihtiyaçları giderilmesi lazım. Herkes kendi yemeğini konteynerde yapıyor. Ondan dolayı içerde durulmuyor. Devletin konutları bir an önce bitirmesi lazım ve sahiplerine teslim etmesi lazım. Bizim Çelikhan’a bağlı Pınarbaşı beldesinde evimiz yıkıldı. Bu konuda orada bulunan yurttaşların evleri ne zaman yapılacak ne zaman teslim edilecek daha belli değil. Konteyner kentlerde bir de temizlik görevlileri yok. İnsanlar da dikkat etmiyor. Ondan dolayı etraf çöp içinde kalmış.”

“Halk mağdur edilmemeli”

Konteyner kentte ikamet eden siyasetçi Hüseyin Buluş ise, konteyner kentte en çok su sorunun yaşandığını aktardı. Halkın bu anlamda mağdur edilmemesi gerektiğinin altını çizen Buluş, yetkililerin aldıkları kararlara sivil toplum örgütleri ve parti yöneticilerini de dahil etmesi gerektiğini ifade ederek şöyle konuştu:

“Adıyaman konteyner kentler de en çok su sorunu yaşanıyor. Dağıttıkları sular yetersiz. Kış aylarında bir eve içmek için 10 litre su yetebiliyordu, yaz aylarında yeterli olmuyor. Şebeke suyu içilmiyor ve kısıtlı akıyor. Ben kendim de konteyner kentte kalıyorum. Sıcaklık 40 derecelerin üzerine bulunuyor. Ben aynı zaman da mobilyacıyım, eve üstüm toz içinde geliyorum. Duş almak istediğimde gece 12.00’ye kadar bazen gelmiyor. Bu halkın mağdur edilmemesi lazım. Kimin üstüne ne düşüyorsa görevini yerine getirmesi lazım. Klimaları yeni yeni takmaya başladılar. Sıcak havadan dolayı insanlar çok sorun yaşıyor. TOKİ’ler birkaç bölgede çalışmalar başlatmış, ama ne zaman biteceğini bilmiyoruz. Bir bilgi varsa kamuoyuyla paylaşmıyorlar. Hiçbir siyasi partiyi bu çalışmalara dahil edilmiyor. Bu bölgede bir siyasi partinin il başkanı var, milletvekili var. Bu anlamda kimse bilgilendirilmiyor. Kendilerinden başka hiçbir partiyi dahil etmiyorlar.”

“Hava ısındıkça suya olan ihtiyaç da artıyor”

Su ile ilgili halen ciddi problemlerin olduğunu aktaran Sivil Toplum Örgütleri Deprem Koordinasyon grup Gönüllüsü İzzet Karadağ, havaların ısınmasıyla suya olan ihtiyacın daha da arttığını dile getirdi. Karadağ, “Su ile ilgili halen ciddi problem var. Şebeke suyunun içileceğine dair bir bilgi de verilmiyor. Dolayısıyla dışardan gelen şişe sularla yaşam sürüyor. Bu da çok sınırlı geliyor. Halkın suya ulaşma noktasında büyük bir sorunu var. Yaz aylarında özelikle hava sıcaklığının artmasından dolayı bu büyük bir sorundur. Nüfusun büyük bir kesimi konteyner kentlerde kalıyor. Çadırlarda yaşayanlar da var. Birçok konteyner da çöplerin zamanında toplanmaması, temiz suya ulaşamama sorunu büyük problem. Temiz suya ulaşma talebi her gün artıyor” diye konuştu.

“Dışarıdan gelen su çözüm değil”

Bölgeye su dağıtan Karadağ, koca bir kentte dışarıdan gelen suyun çözüm olmayacağını belirtti. Konteyner kentlerde kanalizasyon sisteminin de sorunlu olduğunu söyleyen Karadağ konuşmasının devamında şunları söyledi:

“Dün iki tır su dağıttık. Bu çok sınırlı tabi. Koca bir kent dışardan gelecek suyu beklemek çözüm değil. Bu durum salgın hastalıkların baş göstermesine neden oluyor. Konteyner kentlerde kanalizasyon sistemi sıkıntılı. Su da kesildiği zaman büyük sorunlara neden oluyor. Zamanında banyo yapmama ve çöplerin kaldırılmaması, çamaşırların yıkanmaması büyük sorun. Kentin en temel sorunu şu an su sorunudur. Belediye personeli az. Bu da zamanında çöplerin kaldırılmamasına neden oluyor. Daha önce başka belediyeler vardı yardım ediyordu. Onalar da çekilmiş sanırım. Bundan dolayı kenttin en büyük sorunu su ve temizlik sorundur.”