Salih Sertkal
Türkiye’de küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin en çok yapıldığı ve yaylacılık geleneğinin en aktif olduğu il olan Van’da besicilik yapan köylüler çok zor günler yaşıyor. Yayla fiyatları geçen yıla oranla 5 katına çıkarken çoban ücretleri de 60-70 bin lira arasında. Bu durumda besicilerin birçoğu hayvanlarını satmak zorunda kalacak ki, bu da onların tek geçim kaynağından olmalarına ve yaylacılık yaparak yaşattıkları “koçerlik” kültürünü terk etmelerine yol açacak. Koçerler, geçimini hayvancılıktan sağlayan göçebe topluluklar olarak yaşamaya devam etmek istiyor.
Her yıl yüzbinlerce küçükbaş hayvanın otlatıldığı yaylalara gitmek ve hayvancılık yapmak Van’da giderek zorlaşıyor. Bu yıl Van’da yaylacılık, havaların geç ısınması ve yazın başında da süren yoğun yağışlar nedeniyle geç başlamıştı.
Besiciler geçen yıllara oranla bu yıl yayla fiyatlarının çok yüksek olduğundan ve çoban ücretlerinin de asgari ücretin 3-4 katına çıktığından şikayetçi. Besiciler, müdahale edilip destek verilmezse hem yaylacılık kültürünün hem de yaşam alanları olan besiciliğin yok olacağı görüşünde.
Van’ın Gürpınar ilçesine bağlı Ağsin bölgesinde küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapan Siyaahmet Sobay (68) yayla fiyatlarından ve çoban ücretlerinden şikayet etti.
Atalarından aldıkları geleneği sürdürdüklerini ve bölgede hayvancılık yaptıklarını belirten Sobay, “Yedi ceddimiz bu topraklarda doğdu, bu topraklarda öldü. Tek geçim kaynağımız hayvancılık. Bunun sayesinde hala köylerimizde kültürümüzü, yaşam değerlerimizi unutmadan kentlere göç etmeden yaşıyoruz. Ancak bu pahalılık belimizi büktü. İki ay çoban aradım. 70 bin tl’den aşağı bir fiyata çoban yok. Ben ve birkaç akrabamın 800’e yakın koyunu var, onları otlatacak çoban bulamıyoruz. Havalar tam ısındığında hayvanlarımızı gönderdiğimiz yüksek yaylaya bu yıl bir milyon tl para isteniyor. Ne yapacağımızı şaşırdık” diyerek dert yandı.
Van-Hakkari-Şırnak üçgeninde bulunan Feraşin bölgesinde küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapan Halil Gür (70) de ataları gibi ömrünü bu bölgede hayvancılığa verdiğini söyledi. Yazları serin yaylalara çıkıp hem hayvan yetiştiriciliği yaptıklarını hem de yaylacılık kültürünü sürdürdüklerini belirten Gür, Feraşin bölgesinde eskiden 3-4 milyon küçükbaş hayvan bulunurken bugün sayının çok azaldığını söyledi. Gürartan fiyatlara ilişkin şunları söyledi:
“Feraşin bölgesi bizim için cennetten bir parçadır. Çünkü tüm ihtiyaçlarımızı buradan temin edebiliyoruz. Bu bölgede onlarca köy ve sayısız yayla var. Bir zamanlar burada milyonlarca hayvan beslenirdi ama her şey gibi çoban ücretleri de pahalılanınca insanlar bu kültürü ve bu geçim kaynaklarını terk etmek zorunda kalıyor.”
Akrabaları ile birlikte bin 300’e yakın koyunları bulunduğunu ve kendilerine toplamda dört çoban gerektiğini hatırlatan Gür, “Çobanların tüm masrafları bize ait olmakla beraber 4 çobanın aylık ücreti 280 bin TL ediyor. Buna, otlaklarımız yetmediği için başkalarına ait yaylaları almak da eklenince hayvanların tümünü satsak yayla ve çoban masraflarını karşılayamıyoruz” diye yakındı.
Van’da küçükbaş hayvancılığın en yoğun yapıldığı yerlerden biri de Norduz bölgesi. Burada hayvancılık yapan Tahir Mazlum da yayla ve çoban fiyatlarından yakındı. Bu yüzden ata kültürleri olan yaylacılığı, tek geçim kaynakları olan hayvancılığı bırakmak zorunda kalacaklarına dikkat çeken Mazlum, “Bu bölgede insanların tek geçim kaynağı hayvancılık ve tarımdır. Çünkü sanayi yok denecek kadar az. Biz burada üretiyoruz ve bu toplumun birçok ihtiyacını karşılıyoruz. Ama bu hayat pahalılığı, artan fiyatlar karşısında takatimiz kalmadı. Bir milyon liranın altında yayla, 70 bin liranın altında çoban yok. Yani bu durumda 100 hayvan besleyen bir köylü hayvanlarını satsa bile yayla-çoban parasını karşılayamıyor” diye konuştu.
Van’ın Başkale ilçesinde yaşayan, hem hayvancılık yapan hem de yaylacılık kültürünü sürdürenlerden Zeki Şimşek de üç yıldır bu geleneği terk etmek zorunda kaldığını belirtti. Şimşek, “Tek geçim kaynağımız hayvancılıktı. Yayla kültürü geleneği de bize atalarımızdan miras kalmıştı. Kimseye muhtaç olmadan yaşayıp gidiyorduk. Ancak üzülerek de olsa 3 yıl önce hayvanlarımı satarak yaylacılık kültürüne veda etmek zorunda kaldım. Girdi maliyetleri çok çok yüksek. Yem, ilaç, yayla fiyatlarını ve çoban ücretlerini artık karşılayamaz olduk. Tedbir alınmazsa her yıl onlarca kişi benim gibi bu geleneğe ve tek geçim kaynağı olan besiciliğe veda etmek zorunda kalacak” diye uyardı.
Van Ziraat Odası Başkanı Hasan Özgökçe de yayla fiyatlarındaki artışa dikkat çekti. Nedenini, çevre illerden gelen sürü göçlerine bağlayan Özgökçe artan fiyatlara ve Van’daki besicilerin durumlarına ilişkin şunları söyledi: “Son yıllarda Van’a genelde Siirt, Şırnak, Batman ve Bitlis’ten çok fazla sayıda sürü getiriliyor. O bölgelerde 4 ailenin hayvan sayısı 4 ile 5 bini bulurken, Van’daki her aile en fazla 100-200 hayvan besleyebiliyor. Haliyle hayvan sayısı fazla olan aileler nedeniyle de yayla fiyatları ve çoban ücretleri artıyor. Onlar bunu ödemekte zorlanmıyor ama buradaki üreticilerimiz zor durumda kalıyor.”
“Yayla fiyatları, dışardan gelen üreticilerin yoğun talebi nedeniyle bu kadar yükseldi . Bir yaylanın fiyatının bir veya 2 milyon lira olması normal koşullarda mümkün değil. Çatak ilçemizde 3 milyon tl’ye varan yayla fiyatları var. Ve bu durum kentimizin üreticilerini çok zor durumda bırakıyor. Valilik tarafından boş kalan köy meraları ihaleye çıkarılıyor. Bu yıl ihaleye çıkılan 15 meranın ihalesini Siirtli vatandaşlar almış. Valilik buna karşı bir tedbir almalı, öncelik Vanlı üreticilerimize verilmelidir. Hayvancılık sayesinde yüzyılların kültürü olan yaylacılık kültürü de yaşatılıyor. Hayvancılık yok olursa yaylacılık kültürü de haliyle yok olacaktır. Van Ziraat Odası olarak bu konuda elimizden ne geliyorsa yapmaya çalışarak üreticilerimizin yanında olacağız ve yaylacılık kültürünün bitmesine izin vermeyeceğiz.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.