Günümüz dünyasında sosyal medya iletişim kurmanın en yaygın ve pratik araçlarından biri olarak öne çıkarken, sosyal medya platformlarında çocukların temsili ve ebeveynlerin rolü tartışma konusu.
Uzmanlar sosyal medyaya erişimin bu kadar kolay ve hızlı olduğu bir dünyada çocukların bu alandaki rolünü iyi belirlemek, onların sınırlarını ve haklarını gözetmenin yetişkinlerin sorumluluğunda olduğuna vurgu yapıyor.
Sosyal medya kullanıcısı olmak için belirlenen yaş sınırı 13. Bu sınır Amerika Federal Ticaret Komisyonu Çocukların Çevrimiçi Gizliliğini Koruma Yasası tarafından (COPPA) çocukların kişisel bilgilerini korumak için belirlendi. Aynı zamanda Türkiye’de de Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), sosyal medya kullanma yaş sınırını 13 olarak belirlemiş durumda. Popüler sosyal medya platformları, sistemlerine 13 yaş altı kişilerin kaydolmasına izin vermiyor.
Ancak çocuklar bu platformlara üye olmasa da ebeveynleri, onların video ve fotoğraflarını sıklıkla paylaşabiliyor. Peki bu fotoğrafların paylaşılması ne kadar doğru? Bu durum çocukların tehlikeye düşmesine yol açabilir mi? Ebeveynler, çocukların haklarını ihlal ediyor mu? Çocuk fotoğrafları paylaşılırken nelere dikkat edilmeli?
Özel bir eğitim kurumunda okul öncesi öğretmeni olarak görev yapan Çocuk Gelişimi Uzmanı Merve Budak, konuyla ilgili olarak çocuğun sınırlarına saygı duyulmasına ve sosyal mecralarda bu sınırların gözetilmesinin önemine dikkat çekti.
Öğretmen olarak, çocuğun ve ailesinin rızası varsa belirli sınırları dışına çıkmadan fotoğraf paylaşımı yapılabileceğini söyleyen Budak, özellikle öğretmenlerin bu konuda dikkatli olması gerektiğini söyledi.
Çalıştığı kurumda, sosyal medyada çocukların fotoğraflarının paylaşılmasıyla ilgili ailelerden izin aldıklarını belirten Budak, “Öğrencilerimin fotoğraflarını resmi sayfamızda paylaşıyoruz ancak kişisel hesabımda tercih etmiyorum. Kurumlarda yasal olarak ailelerden izin alınsa da çocuktan da doğrudan izin alınmalı. Aksi etik değil zaten. Örneğin bazı okullarda yüzme dersleri oluyor ve çocukların mayolu fotoğrafları paylaşılıyor. Bu ebeveyninden izin alınmış olsa dahi doğru değil.” dedi.
Budak, ebeveynlerin ise fiziksel gelişimine uygun olduğu takdirde çocuğu ile diyalog görüntüleri, kıyafetleri ve çeşitli hallerinin paylaşabileceğini belirtirken, bazı tehlikelere de dikkat çekti.
Çocukların yetişkin tavırları ile eğlenceli bulunan yetişkin şakaları veya taklitlerinin yer aldığı videoların paylaşılmaması gerektiğini belirten Budak, “Özellikle banyo yaparken, denize girerken çekilmiş görüntüler kesinlikle sosyal medyada paylaşılmamalı.” uyarısı yaptı.
Sosyal medyada “pedofili” tehlikesine işaret eden Budak, “Kundaktaki bebekten bile etkilenebilen bir zihniyetten bahsediyoruz, bu kişiler sosyal medyada da var. Bu alanlarda da çocuklarımızı koruyabilmek için bazı sınırları keskinleştirmemiz gerekmekte” ifadelerini kullandı.
Budak, ebeveynler için çocukların görüntülerini kayıt altına almayı istemenin normal olduğunu ancak bunu çocuğu koruyarak yapmak gerektiğini belirterek, çocukların belli bir yaşa kadar vücutları ve cinsiyetlerini tanımadıklarını anımsattı. Budak, “3 yaşından itibaren tuvalet eğitimleriyle birlikte vücutlarını daha iyi tanıyorlar. ‘Özel bölge nedir, ne değildir, kimler görmeli kimler istemediğinde görmemeli’ gibi konuları o yaşta konuşmaya başlıyoruz. Biz çocuğa ‘özel bölgelerimizi kimse görmemeli’ deyip de duş alırken video çekersek bu çocuk için de, ahlaki sosyal gelişimi için de bir tezatlık oluşturur” diye konuştu.
Ebeveynlerin çocuklarına kendilerini korumayı öğretmeleri gerektiğini söyleyen Budak, “Çocuklar izinsiz kayıt altına alındıklarını fark ederlerse ‘İstemiyorum’ deme hakkına sahip olduklarını bilmeliler. Bu, onlara küçük yaşta itibaren öğretilmeli. Zira farkında olmadan çekilen görüntüleri sebebiyle birçok zorbalığa maruz kalabiliyorlar” dedi.
Budak, 4 yaşından itibaren fotoğrafın çekilip paylaşılması için çocuktan bizzat izin alınması gerektiğini söyleyerek, “Sosyal medyada paylaşımı konusunda da aileler herkese açık olmayacak şekilde, belli sınırlar ölçüsünde; çocuğun rencide edilmediği, kendi isteğiyle poz verdiği, giyim ve tavrının yetişkin gibi değil de çocuk gibi olduğu görüntüler paylaşılabilir” ifadelerini kullandı.
Bir kız çocuğu annesi olan Nihal Kösecioğlu bu konuda hassasiyet gösteren ebeveynlerden biri.
Sosyal medyada çocukların fotoğraflarının paylaşılmasını doğru bulmadığını ve bu sebeple kişisel hesaplarında çocuğunun fotoğraflarını paylaşmadığını söyleyen Kösecioğlu, “Onların da hakları var, onlar da en az bizim kadar birey. Ben, doğduğu andan itibaren bir birey gibi davrandım” yorumunda bulundu.
Ebeveynlerin, çocuklarının sınırlarını ihlal etmemeleri gerektiğini söyleyen Kösecioğlu, bunun, kendilerinin öncelikli görevi olduğunu, daha önce bu bilinçte olmadığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Küçükken fotoğraflarını paylaşıyordum ancak yıllar sonra büyüdüğünde, bir gün bana ‘Anne bu fotoğraf niçin burada’ diye sordu ve verecek bir cevap bulamadım. Bu durum, benim bu konuda daha bilinçli olmamı ve çocuk haklarını öğrenip korumamı sağladı.”
Tüm ebeveynleri bu konuda dikkatli olmayan çağıran Kösecioğlu, “Çocuğumun küçük bedeninin fotoğrafının sosyal medyada kullanılmasını, kötü insanların eline geçmesini, iyi ya da kötü gözle dahi bakılmasını uygun görmüyorum. Bu nedenle paylaşımlarımı yaparken dikkat ediyorum.” ifadelerini kullandı.
HABER : Haber: İkbal Erkan
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.