DOLAR 34,7413 0.06%
EURO 36,6226 0.33%
ALTIN 2.952,980,33
Ankara

PARÇALI BULUTLU

Uygurlar vatandaşlık istiyor

Uygurlar vatandaşlık istiyor

Türkiye’de sayıları 50 bine varan Uygur Türkü, vatandaşlık istiyor. 2017'de süresiz ikamet izni verilen Uygur Türkleri, şimdilerde vatandaşlık için başvurulara başladı. Uygur Derneklerine göre, 4-5 bin Uygur Türkü'ne vatandaşlık verildi, ancak Çin'e geri dönmeleri imkansız olan Uygurlar için bu sayı yeterli değil.

ABONE OL
19 Şubat 2023 16:17
Uygurlar vatandaşlık istiyor
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Çin’in mezaliminden kaçarak, Türkiye’ye sığınan Uygur Türkleri’nin sayısı 50 bine ulaştı. Uygurlar, yaşamakta oldukları Türkiye’den vatandaşlık istiyorlar. 

9.Köy’e açıklamalarda bulunan Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği Genel Sekreteri Abdulehad Udun da, Türkiye’nin genel anlamda Uygurlar için güvenli bir ülke olduğunu söyledi. 

Udun, Türkiye ve Çin arasında imzalanan suçlu iadesi anlaşmasının, Uygurlar’ın geri gönderilmesi için zemin oluşturup oluşturmayacağına ilişkin 9. Köy’ün sorusunu ise şöyle yanıtladı;

“Türkiye’de genel olarak çok fazla Uygur var. İçlerinde de çeşitli insanlar var. Bazı Uygur Türkleri, Suriye ve Irak’ta radikal örgütlerle ilişkisi olup olmadığı konusunda soruşturuluyor. Terörle ilişkisi yok ise serbest bırakılıyor. Bir hanımefendinin Tacikistan vatandaşı olduğu için Tacikistan’a yollandığını biliyorum. Başka bir örnek bilmiyorum.” 

Abdulehad Udun, 2017 yılında Uygur Türklerine süresiz oturum izni verildiğini ve kanunen 5 yıl oturmuş olanların Türk vatandaşlığına müracaat etme hakkı olduğunu da söyledi.  İçişleri Bakanlığı’nın Uygur Türkleri için Cevizlibağ’da ayrı bir ofis açtığını belirten Udun, şu ana kadar 4-5 bin kadar Uygur Türkünün vatandaşlık için çağrıldığı bilgisini de verdi. 

 

“Vatandaşlık süreci Çin ile ilişkilerden dolayı yavaş ilerliyor olabilir”

Türk vatandaşı olabilmiş Uygur Türklerinden biri olan Selahaddin Kaşgarlı ise, hala pek çok Uygur Türkü’nün vatandaşlık için beklediklerini söyledi. Cevizlibağ’daki müdürlüğe müracaat eden bazı Uygur Türklerinin “kötü muameleye” maruz kaldığını da savunan Kaşgarlı, Uygurlar’ın vatandaşlık sürecinin yavaş işlemesinden yakındı. Selahaddin Kaşgarlı, bunun “Çin ile olan ilişkilerden” kaynaklanabileceğini tahmininde bulundu. 

 

Türkiye’nin çabası yeterli değil

 

Uygur Akademisi Vakfı Başkan Yardımcısı Abdülhamit Karahan ise 9. Köy’e yaptığı açıklamada, halen Türkiye’de yaşamakta olan 50 bin Uygur Türkü’nün pek çok sivil toplum kuruluşu kurarak, sorunlarını kamuoyuna aktarmaya, gençleri de etnik kimlikleri ve kültürleri konusunda eğitmeye çalıştıklarını anlattı. Karahan, STK’lar aracılığıyla asıl memleketleri olan Doğu Türkistan’a gidemeyen Uygurların Türkiye’deki entegrasyonuna yardımcı olmaya çalıştıklarını da söyledi. 

Uygur meselesinin kamuoyunda yeteri kadar öne çıkmamasından da şikayet eden Karahan, “Türkiye son zamanlarda çok fazla göç aldı, dolayısıyla bu göç hareketleri gündem olmuş durumda” diye konuştu. Türkiye’nin Uygur meselesine yönelik bazı çabaları olduğunu, ancak bunun yeterli olmadığını da kaydeden Karahan, kurmuş oldukları vakfın kendi imkanlarıyla faaliyetlerini sürdürdüğünü, Akademi’nin ise akademisyen, doktor gibi okumuş kişilerden oluştuğunu ve üyelik aidatlarıyla kendini finanse ettiğini anlattı.  

Türkiye’ye sığınan Uygurların mutfak kültürü de, sayısı her geçen gün artan Uygur restoranları sayesinde Türkiye’ye yayılıyor.  Bu restoranlardan birinde çalışan Efraim, 9. Köy’e yaptığı açıklamada, Doğu Türkistan’daki akrabalarından haber alamadığını ve haberleşmenin neredeyse imkansız olduğunu belirtti. Akrabalarından bir tanesi için ise hapishaneye düşüp vefat ettiğini ancak aylar sonra öğrenebildiğini söyleyen Efraim, Türkiye’nin Uygur Türkleri konusundaki çabasını olumlu gördüğünü ancak vatandaşlık konusunda zorluklar yaşandığını belirtti. 

Doç. Dr. Işık Kuşçu: İlk Uygur diasporası Türkiye’de oluştu

9. Köy’e konuşan ODTÜ Avrasya Çalışmaları Bölüm Başkanı ve Öğretim Üyesi Işık Kuşçu,Türkiye’deki Uygur diasporasının oluşumu hakkında bilgi verdi. 

1850 Uygur Türkü’nün, Menderes zamanında Türkiye’ye “iskanlı göç” adı altında yerleşmesine izin verildiğini, bu tarihten sonra 60’larda da göçün devam ettiğini anlatan Kuşçu, sonrasında toplu göçlerin yerini bireysel göçlerin aldığını belirtti. 
Kuşçu, “50’lerdeki ilk göçlerle birlikte oluşan Uygur diasporasına Mehmet Emin Buğra, İsa Alptekin gibi ünlü Doğu Türkistan’lı aktivistler liderlik ediyordu. Bu dönemde iki tane vurguları bulunuyordu, hem Türklük hem Müslümanlık. Ek olarak Çin’in de bir komünist ülke olmasından kaynaklı olarak anti-komünizm” diye konuştu. 
Kuşçu, ilk dönem aktivistlerinin şu anda diasporanın sahip olduğu imkanlara sahip olmadığını da vurgulayarak, buna rağmen o dönem için başarılı işler yaptıklarını belirtti. 

Türkiye’nin Çin’le ilişkilerinde Uygur meselesinin, Çin’in resmen tanınmasından itibaren belirleyici olduğuna da dikkat çeken Kuşçu, “Türkiye’nin 52’den beri açıkça ortaya koyduğu bir tavır var, bu insanları Anadolu’da misafir etmek gibi. Bir yandan da Çin ile ilişkiler geliştikçe bu bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Bu, Çin için içişlerine karışılması anlamına geliyor. Uygurlar zaten tarihsel olarak çok aktif, burada Türkiye’nin hassasiyet gösterdiği iki mesele var; Türk ulusal kimliğine bir zarar vermemesi ve dış ilişkilerini sıkıntıya sokmaması” dedi.

HABER : Haber: Ahmetcan Uzlaşık

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.