Faruk Bildirici
Halbuki günlerdir hakaretin ne kadar onur kırıcı olduğundan dem vurup, CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan ile “Sokak röportajı”nda konuşan Dilruba Kayserilioğlu’nun sözleri üzerinde tepiniyorlar. Dilruba Kayserilioğlu’nu bir törende yanına oturttuğu için CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i “hakaret edeni onurlandırmak” ile suçluyorlar.
Kuşkusuz Özkan’ın, CHP’lilere “gösteriş müptelası elitistler” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “züppe” yanıtı vermesi -kendisi bu sözcüğün hakaret içermediğini söylese de- yakışık alır bir ifade değil. Kayserilioğlu”nun, “beyni emcüklenmiş geri zekalılar” demesi de düzeysiz ve aşağılayıcı.
Ama hakaretlere karşı bu kadar duyarlı görünen iktidar medyası, hakaretler AKP saflarından gelince sus pus oluyor. Uzağa gitmeye gerek yok. Cumhurbaşkanı Danışmanı Oktay Saral’ın “müfteri, şerefsiz, haysiyetsiz”, AKP Genel Başkanvekili Efkan Ala’nın, “sefil, müptezel”, AKP İstanbul milletvekili Süleyman Soylu’nun, “pislik”, AKP İstanbul İl Başkanı O. Nuri Kabaktepe’nin, “çukur”, AKP Elazığ Milletvekili M. Rıdvan Nazırlı’nın da “o.. çocuğu, alçak herif” diye Tuncay Özkan’a hakaretler yağdırmasına itiraz etmediler. Hatta Yeni Şafak, AKP Milletvekili Mehmet Demir’in “Lağım Tuncay” sözünü, Akşam da AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in “Çakma Wilders” sözünü haber başlığı yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan muhaliflere ağzına geleni söylediğinde, MHP yöneticileri gazetecilere hakaret ettiğinde de sessiz kalarak onay verdi iktidar cenahındaki gazeteciler. Maalesef çifte standart içinde davrandılar.
Gazeteci dediğin her hakarete karşı çıkar, kimden gelirse gelsin eleştirir. “Beyni emcüklenmiş geri zekalılar” dediği için Dilruba Kayserilioğlu’nu yerin dibine getirip, sonra aynı sözü Mustafa Varank söyleyince “O bizden” diye korumak gazeteciliğe yakışmaz.
Kuşkusuz bu eleştirim muhalif medya için de geçerli. Muhalif medya da ayrım yapmadan kimden gelirse gelsin hakaretlere aynı şiddetle karşı çıkmalı. İktidar yanlılarının hakaretleri, muhaliflere de hakaret etme hakkı vermez; muhaliflerin hakaretlerini temize çıkarmaz.
Gazeteciler olarak bu iktidar döneminde görmediğimiz, bir medya kuruluşunun haber sitesi kapattırması kalmıştı, onu da gördük. Turkuvaz Medya Grubu, Medyaradar sitesini kapattırdı.
Önce “Turkuvaz Medya Grubu’nun Youtube kanalları çalındı” haberi için erişim engeli kararı aldırdılar. Halbuki bu haber birçok sitede de yayımlanmıştı. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın başında bulunduğu Turkuvaz Medya, sadece Medyaradar’ı hedef aldı.
Medyaradar’ın, haberi erişimden kaldırmasına rağmen mahkeme kararının uygulanmadığı suçlamasıyla siteyi kapattırma kararı çıkarttılar. Ondan sonra yargı, duvar oldu; Medyaradar’ın bütün girişimleri sonuçsuz kaldı ve 30 Temmuz’dan beri de resmen kapalı site.
Sevindirici olan “kral”ın yargısını ardına alan Turkuvaz Medya’nın Medyaradar’a geri adım attıramaması. “İnsanlar kendilerini un ufak eden bu yağma düzeninden kurtuluncaya kadar biz ‘sadece gazetecilik’ yapmaya devam edeceğiz. İktidar gücünü kullanarak diğer medya organlarına bel altı vuruşlar yapmayacağız” açıklaması yaptılar ve link adresindeki www’leri kaldırarak yayına devam ediyorlar.
Üzücü olan ise muhalif medyanın bile Medyaradar’a yeterince sahip çıkmaması, sesini duyurmaması. Halbuki sırf yayınları nedeniyle iktidarın uzantısı bir Medya Grubu’nun bir haber sitesini yok etmeye çalışması söz konusu. Doğrudan medya özgürlüğü ile ilgili bir durum bu.
Erişim engeli ile bile yetinmeyip iktidar gücüne dayanarak site kapattırmak politik sansürcülüktür. Turkuvaz Medya’yı yönetenlerin gazetecilikle ilgileri bu kadar anlaşılan.
Cumhuriyet’in, “Memleket Partisi’nin eski genel merkez binasına Sinan Oğan’ın kurduğu Türkiye İttifakı Partisi’nin taşındığı” haberinin, binaya gidilip araştırılmadan yazıldığı eleştirisi yöneltmiştim geçen hafta.
Gazeteci Oğuz Uçar’ın, X’teki paylaşımında Cumhuriyet muhabiri Merve Kılıç’a haksızlık yaptığım eleştirisi üzerine kendisini arayıp görüştüm. Merve Kılıç, benim yazdığımın tersine “İnce’nin ofisi artık Sinan Oğan’ın” başlıklı haberiyapmadan önce o binaya giderek araştırmış.
Beni yanıltan, haberdeki “…Oğan’ın 2023 seçimleri öncesinde Muharrem İnce’yi ziyaret ettiği makamda artık kendisinin oturduğu iddia ediliyor” cümlesi oldu. Haberde, muhabirin binaya gittiğini belirten bir ifade olmadığı gibi bir de “iddia ediliyor” denilmesi, parti yöneticileri dışındaki kişilerden bilgi alındığı havası veriyordu. İfade eksikliği vardı haberde…
Elbette genç arkadaşımıza haksızlık yapmak istemezdim. Merve Kılıç’ın haberini araştırarak ve binaya giderek yazdığını kayda geçirerek yazımı düzeltiyorum.
Tek cümleyle:
ELEŞTİRİ, ŞİKÂYET VE ÖNERİLERİNİZ İÇİN: [email protected]
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.