Kader Gül
Ekonomik kriz, çocukları sokaklarda çalışmaya itiyor. Gaziantep’te sokaklarda mendil satan çocukların sayısında gözle görünür bir artış yaşanmaya başladı.
Gaziantep Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Yürütme Kurulu üyesi Avukat Özlem Kartal 9. Köy’e yaptığı açıklamada, çocukların sokaklarda çalışmasını sağlayan kişiler hakkında yasal işlem yapılmasının gerekli olduğunu söyledi. Çocukları zorla çalıştırmanın kanunlarda suç olduğunu ancak bu konuda yapılan yasal işlemlerin çok yetersiz kaldığını da vurgulayan Kartal, “Gerek mendil sattırılan çocuklar gerekse de trafik ışıklarında cam silmeye zorlanan çocuklar, aslında bunların hepsi birileri tarafından dilendirilmeye zorlanan çocuklardır. Ellerine mendil tutuşturularak yanıltıcı bir durum yaratmaya çalışılıyor olsa da, temelde yaptırılan şey dilenciliktir” dedi.
Ne yapılmalı?
Hukuki anlamda bu çocuklar tespit edildiğinde yapılması gerekenleri de anlatan Kartal, şöyle konuştu:
“Öncelikli olarak, çocuklara yaptırılan bu dilencilik durumu nedeniyle çocuklara bunu yaptıran kişiler, suç işlediklerinden ötürü adli ve idari yaptırımlara maruz bırakılırlar. Bu kişiler, çocukların ebeveynleri ise bu yaptırımlardan sonra çocuk takibe alınıp hâlâ dillendirilmeye devam ettirilip ettirilmediği gözlemlenir ve kanunda belirtilen usullere göre Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından koruma altına alınır. Kanunda ve yönetmelikte uygulanması gereken usul bu şekildedir fakat maalesef uygulamada yetersiz kalınmaktadır. Mendil sattırılan birçok çocuk kayıt altına bile alınamamaktadır. Uygulamada yetersiz kalındığı için çoğu zaman bu çocuklar geçici olarak toplanılıp herhangi bir işlem uygulanmadan tekrar salıverilmektedirler. Maalesef, uygulamadaki bu yetersizlik nedeniyle her gün onlarca mendil satmak, cam silmek kılıfı adı altında dilendirilen çocuklarla karşılaşmaktayız.”
Dilendirilen çocukların yaş ortalaması giderek düşüyor
Dilenen çocukların yaş ortalamasının giderek düştüğünü de vurgulayan Kartal, “Çocukların yaşı ne kadar küçük olursa, insanları duygusal olarak harekete geçirme olanağı o kadar yüksek olduğu için yaşları küçük olan çocuklar tercih ediliyor. Dilendirilen bazı çocuklar, aileleri tarafından dilendirilirken, bazı çocukların aileleri bile yok. Bu çocuklar, bazı çetelerin ellerinde dilendirilmeye mecbur bırakılmaktadır. Bu durum, çok tehlikeli ve vahim bir tablodur. Devletin, bu noktada üstüne düşen sorumlulukları yerine getirip gereken önlemleri ve tedbirleri acilen alması gerekmektedir” dedi.
Devletin çocuğa bakış açısının da değişmesi gerektiğini belirten Kartal, “Çocuk, önce bu ülkenin vatandaşıdır. Ülkenin geleceğidir ve ülkelerin sağlıklı bir toplum inşa edebilmeleri için, öncelikli olarak o ülkedeki çocukların sağlıklı bir ortamda yetişmeleri sağlanmalıdır. Bunun öncesinde de hem toplumun hem devletin çocuğa bakış açısının da değişmesi gerekmektedir” diye konuştu.
Öncelikli olarak ebeveynlerin çocuklar üzerinde “sınırsız ve sonsuz bir hâkimiyetleri olduğu” yanılgısının terk edilmesi gerektiğini ifade eden Avukat Kartal, şöyle konuştu; “Çocuklarda yetişkinler gibi bu toplumun birer vatandaşıdır ve ebeveynler, çocukların sağlıklı bir yetişkin olabilmeleri için onlara refakat eden ve bunu velayet ilişkisi altında yürüten kişilerdir. Bu velayet ilişkisi, ebeveynlere çocukların sağlıklı koşullarda yetişmeleri ve temel haklara ulaşabilmeleri noktasında ciddi bir yükümlülük ve ödev yüklemektedir. Bunu ihlal ettikleri takdirde, aslında velayet ilişkisinin onlara yüklemiş oldu yükümlülükleri yerine getirmemiş olmaları nedeniyle hukuki anlamda sorumlulukları doğmaktadır. Bu noktada, ebeveynlerden de daha fazla sorumluluk devlete aittir. Devlet, gerektiğinde çocukları ebeveynlerinden, kendi kurumlarından dahi korumak ve kollamakla mükelleftir.“
“Hayalet çocuklar”
Kartal, sokaklarda dilendirilen çocuklara toplumun da duyarsız kalmasını da eleştirerek, “Kavşaklarda, bulvarlarda mendil satarken ya da cam silerken karşılaştığımız bu çocukları görmüyoruz. Bu duruma karşı o kadar duyarsızlaşmışız ki onları adeta o caddeye, o sokağa ait birer obje gibi, bir sokak lambasıymış gibi tepkisiz bir şekilde karşılıyoruz ve dediğim gibi görmüyoruz bile. Karşılaşıyoruz ama görmüyoruz. Ben onlar için ‘hayalet çocuklar’ ifadesini kullanıyorum” dedi. Kartal, vatandaşların sokaklarda zorla çalıştırılan bu çocuklarla karşılaştığında derhal kolluk güçlerine haber vermeleri gerektiğini de ifade etti.
Temel çocuk hakları ana rahmine girdiği anda başlar
Çocuk hakları savunuculuğunu yapan Av. Özlem Kartal, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi uyarınca çocukların haklarının “ana rahmine düştükleri anda başladığını” vurgulayarak, şunları söyledi: “Çocukların sahip olduğu hakların, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinde belirtilen; yaşam ve gelişme hakkı, bir isme ve vatandaşlığa sahip olma hakkı, sağlık hizmetlerinden faydalanabilme hakkı, insani şartlarda yaşama hakkı, eğitim hakkı, istismar ve ihmalden korunma hakkı, ekonomik sömürüden korunma hakkı, uyuşturucu bağımlılığından korunma hakkı, düşünce özgürlüğü hakkı, ifade özgürlüğü hakkı, engelli çocukların engellilik durumundan dolayı sahip olması gereken haklar, dinlenme/eğlenme ve kültürel faaliyetler için zamana sahip olma hakları olarak belirtilmiştir.”