DOLAR 34,7504 0.1%
EURO 36,6122 0.33%
ALTIN 2.964,300,72
Ankara

KAPALI

Dünyanın izlediği kritik seçim bugün; ABD yeni başkanını seçiyor
  • 9.Köy
  • Gündem
  • Dünyanın izlediği kritik seçim bugün; ABD yeni başkanını seçiyor

Dünyanın izlediği kritik seçim bugün; ABD yeni başkanını seçiyor

Amerika Birleşik Devletleri, bugün tüm dünyanın beklediği kritik başkanlık seçimi için sandık başına gidiyor. Cumhuriyetçi Parti’den Donald Trump ve Demokrat Parti’den Kamala Harris’in yarıştığı seçim, Amerika'nın ekonomik politikalarından Orta Doğu'daki stratejilerine, Ukrayna krizi ve Türkiye ile ilişkilerine kadar pek çok alanda geniş kapsamlı etkiler doğurma potansiyeline sahip. Uzmanlar, ABD başkanlık seçimlerini ve olası etkilerini 9. Köy için değerlendirdi.

ABONE OL
5 Kasım 2024 13:45
Dünyanın izlediği kritik seçim bugün; ABD yeni başkanını seçiyor
1

BEĞENDİM

ABONE OL
Sidar Demir
ABD, tüm dünyanın yakından izlediği başkanlık seçimi için bugün sandık başında. Cumhuriyetçi Parti’den Donald Trump ve Demokrat Parti’den Kamala Harris’in yarıştığı seçim, Amerika’nın ekonomik politikalarından Orta Doğu’daki stratejilerine, Ukrayna krizi ve Türkiye ile ilişkilerine kadar pek çok alanda geniş kapsamlı etkiler doğurma potansiyeline sahip. Uzmanlar, ABD başkanlık seçimlerini ve olası etkilerini 9. Köy için değerlendirdi.

ABD, başkanını “delegeler” üzerinden seçiyor

ABD yasaları uyarınca ABD başkanlık seçimleri, “Seçiciler Kurulu” adı verilen bir sistemle gerçekleştiriliyor. 9. Köy’e konuşan Hukukçu Yunus Emre Erdölen, Maine ile Nebraska hariç tüm eyaletlerde “kazanan hepsini alır” sisteminin geçerliği olduğunu belirterek, seçim sistemi konusunda şu ayrıntıları verdi:
Türkiye’de en çok oyu alan kişi seçiliyor. Yani, ülke genelinde kaç oy aldığınız önemli değil; birinci turda veya ikinci turda yüzde elliye varan bir oy oranıyla seçiliyorsunuz. Amerika’da ise durum farklı; ülke kendini yüzde kaçla aldığını önemsemiyor. Her eyaletin belli sayıda seçilen delegesi var ve bunların toplamı 538 oluyor. Bu delegeler, eyaletin nüfusuna göre belirleniyor; her eyaletin iki senatörü ve temsilciler meclisinden belirli sayıda üyesi bulunuyor. Örneğin, Kaliforniya’nın 54, Montana’nın ise 3 delegesi var. Nebraska ve Maine dışında bir eyalette birinci olan aday, oy farkına veya yüzde kaç aldığından bağımsız olarak o eyaletin tüm delegelerini kazanıyor. Günün sonunda, 538 delegeden 270’ini bulan aday başkan seçiliyor. Bu nedenle, ülke çapında yüzde kaç oy aldığınızın bir önemi yok; en çok delegesi olan eyaletlerde kazanmanız gerekiyor.

Kritik eyaletler: Seçimi kazanmak için gerekli bölgeler

ABD seçimlerinde sonucu belirleyecek eyaletler, “kararsız-salıncak eyaletler” olarak bilinen Arizona, Georgia, Michigan, Nevada, Kuzey Carolina, Pennsylvania ve Wisconsin. Erdölen, bu kritik eyaletlerin seçim üzerindeki etkisini şu sözlerle değerlendirdi:
Seçim sonuçları, hangi kritik eyaletleri kazandığınıza göre belirleniyor. Örneğin, 2016 yılında Hillary Clinton, popüler oy açısından Donald Trump’tan çok daha fazla oy almasına rağmen, Trump kritik eyaletlerde birinci olarak seçimleri kazanmıştı. Bu seçimde en kritik 7 eyalet var; Michigan, Wisconsin, Pennsylvania, Georgia, Arizona, Nevada ve Kuzey Carolina. Özellikle Pennsylvania, 19 delegesiyle belirleyici bir rol üstleniyor. Michigan’da 250 bin Müslüman seçmen bulunuyor ve bu grup Demokrat Parti’nin Orta Doğu politikalarına tepki gösterebilir. Bu nedenle adaylar, bu kritik eyaletlerde yoğun kampanya yürütüyor. Küçük oy farkları bile burada seçimin sonucunu belirleyebilir.

Orta Doğu ve İsrail politikaları üzerindeki olası etkiler

Orta Doğu politikaları ve İsrail’e yönelik yaklaşımlar, Trump ve Harris’in seçim kampanyalarında öne çıkan başlıklardan biri. Kamala Harris, kampanya sırasında Biden yönetiminin İsrail’in “kendini savunma hakkına” verdiği desteği sürdürürken, aynı zamanda “masum Filistinlilerin korunması gerektiğini” dile getirdi. Donald Trump ise daha net bir İsrail desteği sunarak, bölgede “barış sürecini yeniden canlandırmayı” amaçladığını söyledi. 9.Köy için ABD’de başkan seçilecek kişinin olası Ortadoğu politikasını değerlendiren Prof. Dr. Tevfik Erdem şu görüşleri paylaştı:
Trump, seçim kampanyasında İsrail’e büyük bir destek sunduğunu belirterek, İsrail’in güvenliğini önceliklendireceğini açıkladı. Harris ise İsrail’e yönelik destek vurgusu yapsa da daha eleştirel bir duruş sergileyebilir. Ancak kim kazanırsa kazansın, Orta Doğu’daki dengelerin büyük bir değişikliğe uğraması beklenmiyor. İsrail’in bölgedeki yayılma politikası ABD’nin askeri ve ekonomik desteğiyle devam edecek. Trump gelirse, İsrail’in daha saldırgan bir politika izleyeceğini düşünüyorum; Harris ise siyasi olarak İsrail’e karşı daha sınırlayıcı bir yaklaşım sergileyebilir.

Rusya-Ukrayna Savaşı

ABD seçimlerinin Rusya-Ukrayna Savaşı’na yönelik etkileri de tartışılıyor. Kamala Harris, seçim kampanyası çerçevesinde “Ukrayna’yla dayanışma içinde olmaktan gurur duyuyorum. Ukrayna’ya destek olmaya devam edeceğim ve Ukrayna’nın bu savaştan galip çıkmasını sağlamak için çalışacağım” ifadelerini kullanırken, Trump ise mevcut Biden yönetiminin Ukrayna’ya sağladığı büyük askeri ve mali desteği eleştirdi. Trump ayrıca, “Savaştan çıkacağız. Çıkmamız gerek” diyerek Ukrayna-Rusya savaşında hızlı bir çözüm vaat etti.
Erdem, Donald Trump’ın Ukrayna-Rusya savaşına dair hızlı çözüm önerilerinin gerçekçi olmadığını vurgulayarak, “Trump, seçimi kazanırsa Ukrayna meselesini, yani Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşı bir gün içinde çözebileceğini iddia ediyor. Ancak bu savaşı nasıl çözeceği ve bunu bir saat içinde nasıl başaracağı oldukça tartışmalı. Kaldı ki, savaşın hem insani hem de ekonomik maliyeti çok büyük boyutlara ulaştı. Rusya savaşta ciddi kazanımlar elde etmeye başladı ve bu kazanımlardan vazgeçmeye istekli olmayacaktır. Aynı şekilde, Ukrayna da kayıplarını telafi etme konusunda tatmin olmayacak. Dolayısıyla, Trump’ın veya başka bir liderin bu iki ülkeyi hızla barışa ikna etmesi pek gerçekçi değil” diye konuştu.

Türkiye üzerindeki etkiler

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Esat Arslan ise, ABD Başkanlık seçim sonuçlarını Türkiye açısından değerlendirdi. 9. Köy’ün sorularını yanıtlayan Arslan, ABD başkanlık seçiminde Trump ve Harris’in olası etkilerini şöyle anlattı:

Trump kazanırsa, Türkiye üzerindeki etkiler öngörülemez biçimde sürecektir. Trump döneminde ABD-Türkiye ilişkilerine bakıldığında, Cumhurbaşkanı Erdoğan Washington’da iki kez ağırlanmış ancak ABD’nin PKK/YPG’ye desteği devam etmiş ve Suriye’deki askerleri çekme kararı gerçekleşmemiştir. Öte yandan, ABD’deki FETÖ üyelerinin iadesi için adım atılmadığı gibi, Türkiye’ye beş kez yaptırım uygulanmıştır. Ayrıca Türkiye, Rusya’dan satın aldığı S-400’ler nedeniyle F-35 programından çıkarılmış ve Rahip Brunson kriziyle birlikte İsrail politikası da Türkiye ile gerilimlere yol açmıştır.

Arslan, Kamala Harris’in seçilmesi durumunda ise Biden yönetiminin politikalarının devam edeceğini ve Harris’in Türkiye ile ilişkileri Philip Gordon gibi Türkiye’yi tanıyan dış politika danışmanları aracılığıyla yürütmeyi tercih edeceğini ifade etti. Arslan şöyle konuştu:

Harris’in seçilmesi durumunda, Türkiye ile ilişkilerin Biden yönetiminin bilinen politikaları çerçevesinde şekilleneceği düşünülüyor. Başkan yardımcılığı döneminde Türkiye ile ilgili doğrudan bir adım atmamış olması, ilişkilerin Türkiye’yi iyi tanıyan danışmanlardan biri olan Philip Gordon ile temkinli şekilde sürdürüleceğini gösteriyor. S-400 ve F-35 gibi çözümü zor meseleler iki ülke arasında gündemde kalmaya devam edebilir. Orta Doğu’da barış sağlamak için Türkiye ile ortak bir zemin bulmak ise her iki tarafın çıkarları açısından oldukça önemlidir.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
Tüm Yorumlar (1)


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.