Ahmetcan Uzlaşık / Kapak Fotoğrafı: DepoPhotos
Avrupa Parlamentosu seçimleri sonucu, Avrupa’nın birçok önemli ülkesinde aşırı sağ partiler birincilik veya ikincilik koltuğuna oturdu. Fransa’da Ulusal Birlik Partisi (RN), İtalya’da İtalya’nın Kardeşleri (FDL), Avusturya’da ise aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) birinci parti olurken Almanya’da Almanya için Alternatif (AFD) ve Hollanda’da Özgürlük Partisi (ÖP) ikincilik koltuğuna oturdu.
Avrupa Parlamentosu’nun genel dağılımına bakıldığında ise EPP (Merkez sağ) 184 koltuk ile birinciliği korurken S&D (Sosyal Demokratlar) 139 ile ikincilikte kaldı. Liberaller ve Yeşiller sırasıyla 80 ve 52 koltuk alarak büyük darbe alırken Parlamentonun aşırı sağ grupları Avrupa Muhafazakarları ve Reformistleri (ECR) ile Kimlik ve Demokrasi (ID) büyük bir ivme yakalayarak sırasıyla 73 ve 58 koltuk kazandılar. Bunun yanında 89’a yakın henüz bir gruba dahil olmayan milletvekilinin yarısına yakını da aşırı sağ partilerden seçildi.
Sonuçlar aşırı sağda büyük bir yükselişe işaret etse de merkez olarak olarak kabul edilen EPP, S&D ve Renew (liberaller) hala çoğunluğa sahip.
Belçika’da ise halk 3 seçim için sandığa gitti. Bölgesel, Federal ve Avrupa için oy kullanılan Belçika seçimlerinde hem federal hem de Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağ partiler birinci çıktı.
Aşırı sağcı Vlaams Belang (VB) yüzde 13,8 oy oranı ile beklenenin aksine ikinci olurken daha ılımlı sağcı milliyetçi N-VA yüzde 16,8 oy oranı ile birinci parti oldu. Partisi Open Vld ise yüzde 5,4 alarak hezimete uğrayan Belçika Başbakanı De Croo seçimlerin hemen ardından 9 Haziran’da istifa etti.
Avrupa Parlamentosu’na toplam 22 milletvekili gönderen Belçika’da milletvekillerinin
Seçim sonuçları hakkında 9. Köy’e konuşan AB ve Diaspora Çalışmaları Uzmanı, aynı zamanda Diaspora 1964 Derneği’nin de kurucusu Furkan Onur Kavukçu, Belçika’da bir ve ikinci nesil diasporanın Avrupa seçimlerine ilgisinin az olduğunu bunun ise üçüncü jenerasyon ile değişmeye başladığını aktardı.
“Belçika’da resmi veri olmamasına karşın 300 bin civarı Türk asıllının yaşadığını” aktaran Kavukçu, “Türkler arasında yerel, bölgesel ve federal seçimlerin hala Avrupa seçimlerine göre daha önemli olduğunu” söyledi.
İlk ve ikinci jenerasyonun en büyük engelinin dil olduğunu belirten Kavukçu, bu durumun yeni nesille birlikte değiştiğini ve bu sayede medya takibinin daha mümkün hale geldiğini ifade etti. Kavukçu, “Türklerin genellikle mavi yaka olmalarından ötürü PS başta olmak üzere sosyalist partilere yakın durduğunu fakat beyaz yakalılaşma ve iş sahibi olma oranının artmasıyla ekonomik kaygıların gittikçe daha ön plana çıktığını” aktardı.
“Belçikalı Türklerin Belçika seçimlerinde tercih ettikleri partilerin aşırı sağdan aşırı sola kadar çeşitlilik gösterdiğine” değinen Kavukçu, bu durumu “Türklerin kendisini Belçika’ya ait hissetmesine’ bağladı. Kavukçu, “Daha önceki nesiller gibi sadece Türklük bilinciyle değil artık ülkenin ekonomik ve politik gündemini takip ederek bilinçli tercihler yapmaya başladıklarını” söyledi.
Belçika’da gazetecilik yapan 24 yaşındaki Feraye Özyürek, üçüncü Jenerasyon Türk asıllı bir Belçikalı. Flaman bölgesinde oturduğunu aktaran Feraye, Flaman bölgesindeki seçimlerde aşırı sağın yükseleşinden rahatsızlık duyduğunu aktardı. Yükselen aşırı sağın kendisine “istenmemişlik duygusu” hissettirdiğini söyleyen Feraye, baş örtüsünden ötürü ayrımcılığa maruz kalmaktan da çekindiğini belirtti.
Belçika’da yaşayan 23 yaşındaki Hacı Ahmet Ünlü de parlamento seçimlerinin hayatını etkileyeceğini düşündüğünü belirtti. Aşırı sağın yükselişinin kendisinde ve çevresinde endişe yarattığını ifade eden Hacı Ahmet Ünlü, yeni jenerasyon Belçika Türklerinin, eğitim düzeylerinin artmasıyla beraber Avrupa siyasetiyle daha çok ilgilendiklerini söyledi.
Belçika’nın Ghent şehrinde okuyan 22 yaşındaki Erkin Gargili ise kendi oy tercihinde siyasi/kültürel kaygılardan ziyade ekonomik etkenlerin ön planda olduğunu belirtti. Aşırı sağ partilerden çekincesi olduğunu aktaran Erkin Gargili de hayatının etkileneceği görüşünde.
Yüksek lisans öğrencisi 24 yaşındaki Mustafa Şimşek de seçimleri yakından takip edenlerden. Seçimden önce çeşitli etkinlikler aracılığı ile Türk toplumunun seçimlere katılımını arttırmak için çalıştığını belirten Mustafa, “Haklarımızı korumamız gerek” dedi. Mustafa ayrıca seçim sonuçlarıyla beraber Müslümanların çalışmasına ilişkin çeşitli zorlukların ortaya çıkabileceğinden endişe duyduğunu da söyledi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.