1984 yılında kurulan Muşspor 3. ve 2. Ligde çeşitli başarılara imza attı. Rengini sarı Muş tütünü ve kar beyazından alan takımın eski kalecisi Raşit Zozik, dönemin futbol aşkını ve taraftarların desteğiyle nasıl başarılı olduklarını 24 saat gazetesine anlattı.
1970 yılında Muş’a bağlı Yaygın Beldesi’nde dünyaya gelen Zozik, amatör olarak Yaygın, Şenova ve Muratspor’dan sonra Muşspor’da oynamaya başladı. “Benim ilk Trabzonspor aşkım da Trabzon’da çıkarttığım lisansla başladı. Profesyonel olarak Muşspor kariyerimiz böylelikle başladı. 3. Ligde 3 yıl oynadıktan sonra şampiyon olup 2. Lig’e çıktık” diyen Zozik, o dönemki ruhu hatırlatmak ve yeniden yakalamak için dönemin takım malzemecisi Bülent Bingöl’le birlikte ücretsiz olarak hemşerilerine 49 numaralı bir forma hediye ettiklerini kaydetti.
“3 metre karda eksi 30’da bir taraftar çoluk çocukla maça gelir mi?”
Zozik, “10 binlerce taraftarımızı hatırlatmak için bir forma kampanyası başlattık. Hepsine 49 numaralı isim ve soy isimleriyle birer forma hediye ediyoruz ücretsiz olarak. Ben ve dönemin malzemeci Bilosu olarak bilinen Bülent Bingöl’le birlikte elimizden geldiğince takımımızın adını yaşatmaya çalışacağız. Amacımız ilimizi ve takımımızı gündeme getirmek. Tüm halkımız kenetlenmeli, plakamız bir: 49. Muşlu olup ben 16’yım, 35’im demiyor. Çekememezlik yapmadan el ele verip takımızı yeniden o ruha kavuşturmamız lazım” dedi.
Zozik, amatör ruhtan beslenen Muşspor sevgisini şöyle anlattı: “Muşspor taraftarını anlatamam 3 metre karda gelen ve duvarlardan atlayıp yağmurda, çamurda takımını yalnız bırakmadı. Taraftar belki her yerde taraftar ama bizimkiler farklı bir taraftar. Eksi 30’da bir taraftar çoluk çocukla maça gelir mi? Bir gün önceden stada gelip yatan insanlar bilirim. Ben yarın maça gelemeyebilirim diye önceden gelenler, antrenmanlar hakeza. Düşünün stadımız çamurlu, spor müdürlüğü yöneticileri stat bozulur diye çamurlu sahayı bize vermiyordu. Antrenmandan çıkıp hamama gideceğiz otobüs yok, otostop yapıyoruz taksiler bizi alıyor. Çamurluyuz diyoruz binin diyorlar size kurban olsun. Yemeğe gidiyoruz lokantacı diyor kimse para vermiyor ama size yemek vermezsek Muş bizi taşlar, size nankörlük etmiş oluruz. Bunlara şahit olduk. Bu şartlarda şampiyon olduk. Yatacak yer yok, şartlar zor. Taraftar eşofmanlarımızı ve ayakkabılarımızı alıp evlerinde yıkayıp getiriyorlardı…” Oyuncu kadrosunu sayan Zozik, “Kaleci ben, Ömer ağabey, Haluk Çetin, sağbek Orhan, sol bek İbrahim, stoper Turgay, orta saha Tuncay, Murat, Ömer İlgen, Vedat Taşdemir, Hasan Özbek, Mehmet Kaya, Levent Arnas, İhsan, Mınık lakaplı Mehmet, Selami Yatıcı, kaptanımız Burhan, Şavaklı Bilo santrafor, Suat Çavuşoğlu, Erol Alemdar” dedikten sonra dönemin taraftarının inanmış bir ruha sahip olduğunu ve başarıya kilitlendiğine dikkat çekti.
“2 evladım var, birisi ölsün bu takım şampiyon olsun”
Taraftarlarla yaşadığı özel anılarını ilk kez anlatan Zozik, şöyle konuştu: “Bu süreç kolay bir süreç değil. Büyük emeklerle o günlere geldik. Varlıkta, yoklukta, çamurda, yağmurda peşimize düşüp deplasmanlara gelirlerdi. Binlerce taraftarımız baklavalarıyla antrenmanlara gelirdiler. Karda, kışta tabi o şartlarda 2. Lige çıktık. Şampiyon olmadan önce cefakar taraftarımızın lafları kulaklarımızdan gitmiyor. Bahçelievler’de bir gün bir taraftarımız beni durdurdu ve beni çok etkiledi. Bana şampiyon olacak mıyız? diye sordu. İnşallah olacağız dedim. Bana dedi ki, ‘2 evladım var, birisi ölsün bu takım şampiyon olsun’ o an belki o duyguları tam olarak anlayamadım ama şimdi 2 çocuğum var. Allah onun çocuklarını da bağışlasın. Bir taraftar bir çocuğum ölsün, takım şampiyon olsun diyorsa şimdi daha iyi anlayabiliyoruz. Bir takım evladında, çocuğunda önüne geçebiliyormuş. Bu çok farklı bir duyguydu. Otostop yapıp kamyonlara binip deplasmana maçlara gelen taraftarlarımız vardı. Otellerde yatamayıp arabalarında yatan, yemek parası olmayan, cep harçlığıyla bizlere çay ısmarlayan, tatlı getiren o cefakar taraftarı unutmadık.”
“Amatör Ruh Muşspor’a Başarıyı Getirdi“
Dönemin zorlu koşullarında küçük bir şehrin inanmış taraftarlarının desteğiyle dönemin 2. Liginde (şu an ki PTT 1. Lig) başarıyı getiren asıl unsurun amatör ruh olduğunun altını çizen eski kaleci Zozik, şöyle konuştu: “Bir gün Tunceli maçına gidiyoruz fırtına ve tipi var. 7 saat tipide kaldık. Yol açıldı sabah 4’te Tunceli’ye gittik. Maçımızı yaptık 0-0 bitmişti o zaman maç. Deplasmanlar hep çileli tabi. Kumanya yapardık, bazen yemek bulamazdık. Yoktu yokluktu. Bir şeyi amatör ruhla yaparsan başarı gelir. Biz amatör ruhla yaptık. Profesyonelce yapayım dersen maddiyata dökülür. Bu şartlarda bakıyorum bu paralara ben o zaman ki performansımı 10’a katlardım. Kolum sakattı, doktor 1 ay antrenmana çıkma diyordu ben 4 gün sonra maça çıkıyordum. Orta saha oyuncumuz Murat vardı, kolu kırılmış hoca dışarı çık diyor o ben oynayacağım diyor. Bu tabi amatör ruh azmidir.”
“Yaşarken Gör” Deyip Adına Futbol Turnuvası Düzenlendi
Muşspor kariyerinin ardından çeşitli profesyonel takımlarda da bir süre futbol hayatına devam eden Zozik, ardından Bursa’ya yerleşti. Memleketinde adına futbol turnuvası ve spor şenlikleri düzenlendi. Çok duygulandığını dile getiren Zozik, sözlerini şöyle tamamladı: “Adıma Raşit Zozik turnuvası düzenlendi. Çok duygulandım. Yaygın Beldesi’nde böyle bir spor şenliği yapıldı. Yaygın Belediye Başkanı, yöneticiler, beldem ve il spor federasyonuna çok teşekkür ediyorum. Ben yaşıyorum dedim olsun yaşarken gör dediler. 2 yıl üst üste gittim onur duydum. Parayla olacak şeyler değil bunlar. Bir ve beraber olursak tekrar o ruhu yakalayabiliriz. Nazım Hikmet’in dediği gibi dün diye bir şey yok. Yarın çok uzakta bugünü yaşa. Onun için birbirimizi sevelim ve memleketimize sahip çıkalım. Biz her yerde Muşluyuz.”
HABER : YUSUF ÖZGÜR BÜLBÜL / BURSA
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.