DOLAR 35,6878 0.13%
EURO 37,4911 0.7%
ALTIN 3.178,670,76
Ankara

KAPALI

Z Kuşağı’na Kanziler Etiketi: Z Kuşağı gerçekten tutucu mu?
  • 9.Köy
  • Genel
  • Z Kuşağı’na Kanziler Etiketi: Z Kuşağı gerçekten tutucu mu?

Z Kuşağı’na Kanziler Etiketi: Z Kuşağı gerçekten tutucu mu?

Z kuşağının muhafazakar ve milliyetçi olduğuna yönelik iddialar, sosyal medyada görülen sınırlı ve şüpheli gözlemlerle "Kanziler" etiketiyle genelleştirilmiş durumda. Gerçeklik ise bu neslin daha karmaşık ve çok çeşitli bir profil sunduğunu gösteriyor. Z kuşağını, konunun uzmanları 9. Köy’e anlattı.

ABONE OL
24 Ekim 2024 19:35
Z Kuşağı’na Kanziler Etiketi: Z Kuşağı gerçekten tutucu mu?
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Berfin Şahin / Kapak Fotoğrafı: DepoPhotos

Son yıllarda özellikle seçim dönemlerinde sıkça tartışılan konu; Z kuşağı iddia edildiği gibi muhafazakâr ve milliyetçi mi? Z kuşağına eleştirel yaklaşanlar, özellikle X platformunda (eski adı ile Twitter) onlara “kanziler” diyor. Kanzilik sadece bir yaş grubunu temsil etmiyor; onlar artık bir gençlik alt kültürü… Siyaset bilimcilere ve sosyologlara göre tüm dünyada yükselen yabancı düşmanlığının ve kapitalizmin sıkışmışlığının Z kuşağı üzerindeki etkisi tartışmasız.

İdeolojik bir aidiyetten ziyade daha tepkisel bir duruş onlarınki. Kanziler ile ilgili genel değerlendirme şu şekilde; kitaplardan değil sosyal medyadan etkileniyorlar, siyaset bilgileri derin değil ve siyasi duruşlarını popülist söylemlerle ifade ediyorlar, yabancı düşmanlığına varan milliyetçiliği savunuyorlar, içki içseler de muhafazakâr değerlere sahip çıkıyorlar, Y kuşağının aksine 20’li yaşların başında evleniyorlar, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi evrensel değerler yerine daha geleneksel değerlere bağlılar… Z kuşağını ve kanzileri; Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak, Prof. Dr. Veysel Bozkurt, Prof. Dr. Vehbi Bayhan ve Kuşak Araştırmacısı Evrim Kuran’dan dinledik…

“Z kuşağı, Y kuşağına bir tepki olarak doğdu”

Siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler alanındaki çalışmaları ile tanınan akademisyen Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak, Z Kuşağının daha özgürlükçü ve liberal bir eğilim göstermesi beklenirken aksine bir tutum sergilediğini vurgulayarak, “İnsanları kuşaklara ayırmayı çok sevmiyorum. Gençler ile ilgili Sümer tabletlerinde nelerden şikâyet ediliyorsa bugün onlardan şikâyet ediliyor. Bu, genç olmakla ilgili bir mesele… İnsanın yapısı, hormonları, dünyaya bakışı ile ilgili bir mesele. Dünya genelinde gençlerin genç oldukları için daha özgürlükçü, daha dinamik, daha liberal eğilimlere yöneldiğini gözlemlemek mümkün” değerlendirmesini yaptı.

Son yıllarda özellikle Türkiye’de gençlerin daha muhafazakâr ve milliyetçi eğilim göstermelerinin birkaç nedeni olduğunun altını çizen Prof. Kaynak, “Çünkü burada -normal şartlarda olması beklenen eğilimin dışında bir eğilimden bahsediyoruz- en önemli şeylerden bir tanesi gençleri kendilerini ifade edebilecekleri bir bağ bırakmadan yetiştirmemiz. Aile bağı yok, aşiret bağı yok, mahalle bağı yok, kuşağının bir vatan bağı da yoktu, onlar daha küreselciydiler. O yüzden Z kuşağı, Y kuşağına bir tepki olarak doğdu. Türkiye’de Z kuşağı erken evleniyor çünkü yalnız kalma korkuları var, ekonomik krizin etkisi var, Türkiye’yi çevreleyen çok ciddi jeopolitik krizler var ve büyük bir sığınmacı problemi var. Doğal olarak da milliyetçi refleksler gelişiyor” dedi.

“Kanziler Kurtlar Vadisi ekolü ile büyüdü”

Türkiye’deki Z kuşağının bugünkü duruşunun Amerika’dakine benzemediğini vurgulayan Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak, “Sosyal medyada Kanzi olarak tabir edilen ekol Kurtlar Vadisi izleyerek büyüdü ve dünyaya komplo teorileriyle bakıyor ve orada birtakım baronların, efendilerin, dış güçlerin olduğuna inanıyor. Dünyaya bakış zaten çocuklukta edindiğimiz birtakım kalıplar üzerinden şekillenir. Z kuşağı da bu kalıpta şekillendi” diye konuştu.

“Gençlerin geleceğe yönelik karamsarlıkları öfkelerini artırmaktadır”

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Veysel Bozkurt ise muhafazakâr, milliyetçi/ulusalcı eğilimlerin yükselişinin Türkiye’deki tüm yaş grupları için geçerli olduğu görüşünde… Prof. Bozkurt’un değerlendirmesi şöyle:

Türkiye’de etnik terörün ortaya çıkması, küreselleşmeye karşı doğan tepkiler, göçmenlerin gelişi ve ekonomik belirsizliklerin yarattığı güvensizlik gibi konjonktürel faktörler de muhafazakâr, milliyetçi/ulusalcı eğilimleri güçlendirmiştir. Bu durum, sadece gençler için değil tüm yaş grupları için geçerlidir.  Hem sosyal medyadaki paylaşımlar hem de toplumsal araştırmalar, milliyetçi/ulusalcı güçlü bir göçmen karşıtlığının ortaya çıktığını gösteriyor. Bu karşıt tepkiler, son 6-7 yıldır belirgin hale geldi. Yani bu durum sadece bir gençlik alt kültüründen ibaret değil. Gençlerin geleceğe yönelik karamsarlıklarının artışı da mevcut öfkelerini artırmakta. Bu bağlamda kanziler olarak tanımladığınız grubun toplumsal ve siyasi tavırları, onların gelecek vizyonunu ve toplumsal değişimle ilgili beklentilerini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu gençler, ekonomik ve sosyal belirsizliklerin arttığı bir ortamda, popülist ve göçmen karşıtı söylemlere daha fazla yönelmekte ve bu eğilimler geleceklerine dair umutsuzluklarını pekiştirmektedir. Sonuç olarak, kanzilik olarak tanımladığınız olgu, bir gençlik alt kültürü olmaktan öte, daha geniş bir toplumsal tepkinin parçasıdır.

“Tarihte hiç olmadığı kadar bilgi bombardımanı altındalar”

Prof. Dr. Veysel Bozkurt sözlerine şöyle devam etti: “Geçmiş kuşaklar büyük ölçüde bilgi eksikliğinden dolayı hatalı kararlar verirken bu kuşak bilgi bolluğu ve dezenformasyon nedeniyle hatalı kararlar verebiliyor. Günümüz insanı, tarihte hiç olmadığı kadar bilgi bombardımanı altında. Sosyal ağlarda yalan veya yanlış bilgiler, doğru bilgilerden çok daha hızlı yayılıyor. Diğer yaş gruplarında olduğu gibi, Z kuşağı da ‘hakikat sonrası çağ’ın yankı odalarına hapsedilmiş durumda. Aile ve okul gibi geleneksel sosyalleşme araçlarının yanı sıra sosyal ağların yankı odalarında şekillenen toplumsal ve politik görüşlere sahipler. Sonuç olarak medya tüketim alışkanlıkları Z kuşağının görüşlerini büyük ölçüde etkilemektedir. Dijital platformlarda maruz kaldıkları bilgi akışı ve dezenformasyon bu kuşağın dünya görüşünü ve karar alma süreçlerini belirli ölçüde şekillendirmektedir.

“Bütün Z kuşağı milliyetçi/muhafazakâr/ulusalcı olarak damgalanamaz”

Gençlik sosyolojisi, sosyal hareketler, sosyal psikoloji alanlarındaki çalışmaları ile öne çıkan akademisyen Prof. Vehbi Bayhan’a göre belirleyici olan, “çağın ruhu”. Her kuşağın kendi döneminin tarihsel, toplumsal, kültürel, ekonomik yapısının bir ürünü olduğunu vurgulayan Prof. Bayhan şu değerlendirmeyi yaptı; “Hegel’in söylemiyle ‘zeithgeist’ (çağın ruhu) her kuşağı biçimlendirir. Z Kuşağının hepsi aynı özellikleri taşımaz. Genel ortak özellikleri dışında; toplumsal cinsiyet, sosyal sınıf, eğitim düzeyi, mesleği, yaşadığı mekân vb. değişkenler bireyin kimliğini oluşturur. Dolayısıyla üst sosyal sınıfta zengin bir ailede doğmuş büyümüş bir genç ile orta sınıf bir aile ve alt sınıf bir ailede doğmuş ve büyümüş olmak temel farklılıkları oluşturur. Bu bağlamda aynı yaş diliminde olsalar da aynı siyasi ve sosyal kimliği taşımazlar. Z kuşağındaki gençlerde de yetiştikleri bağlama göre farklı siyasi eğilimler vardır. Dolayısıyla bütün Z kuşağı milliyetçi/muhafazakar/ulusalcı olarak damgalanamaz.

“Z kuşağının muhafazakârlığı sosyal psikolojik olarak kendini koruma refleksi”

Z kuşağında milliyetçi duygular ve eğilimlerin olmasını ‘normal’ bulan Prof. Dr. Vehbi Bayhan, “Z kuşağı Covid-19 pandemisi, savaşlar ve Türkiye özelinde deprem travması yaşadı. Bütün bu hayata karşı tehdit içeren travmalar, gençlerin daha muhafazakâr olmasını getiriyor. Her ideolojide bir muhafazakâr temel vardır ve olmalıdır. Sol ideolojinin de muhafazakâr yanı vardır. Dünya genelinde ve Türkiye’de Z kuşağının muhafazakârlığı sosyal psikolojik olarak kendini koruma refleksi ile ilgili. Bir sosyal psikiyatri kongresinde ‘Küreselleşme ve Paranoid-Şizoid Toplum’ konulu bildiri sunmuştum. Hipotezim, küreselleşme karşısında yerel kültürlerin kendi kültürünü koruma bağlamında kuşkucu ve içe kapanma durumuna geçtikleri idi. Bu hipotezim Z kuşağı için de geçerli. Pandemi, savaş, deprem travmasından kendini korumak için içe kapanıyor. Ayrıca Suriyeli göçmenlerin bir tehdit olarak algılanması da bununla ilgili: kendi alanını korumak… Bu, Avrupa’daki Z kuşağı için de geçerli” ifadelerini kullandı.

“Kanzilik bir gençlik alt kültürü”

Kanziliğin bir gençlik alt kültürü olduğunu vurgulayan Prof.Dr. Bayhan, “Tıpkı 70’ler ve 80’lerde Almanya ve Avrupa’daki dazlaklar ve punk gibi bir gençlik alt kültürü. Saçlarını Amerikan tıraşı dediğimiz üstü uzun yanları kısa ve jiletle iyice kazınmış bir formla kestiriyorlar. Türkiye’de bu tıraş alaburus (alabros) dediğimiz ve kırsal alanlarda berberlerin çocukların başının üzerine tas koyarak diğer tarafları kısa kestiği bir tarz. Yani yabancısı olmadığımız bir moda. Ancak şimdi ‘kanzi’ olarak tanımlanan Z kuşağının saç biçimi. Protest olmak, sesini duyurmak, kimliğini oluşturmak yani ontolojik açıdan var olmak… Başta belirttiğimiz travmaları yaşayan ve göçmenler başta olmak üzere kendini korumaya almak isteyen bir gençlik alt kültürü” dedi.

“Öyle bir çölleşme içindeyiz ki her kuşağın kendi kanzisi var”

Geçtiğimiz yıllarda Ankara, İzmir ve İstanbul’da, düşük gelir grubu ve yüksek gelir grubu Z Kuşakları ile yaptıkları araştırmalar temelinde, “Z- Bir Kuşağı Anlamak” kitabına atıf yapan Evrim Kuran şu değerlendirmeyi yaptı:

Z kuşağının benzerlikleri kadar farklılıkları da var. Belli ki her grup için bir diğeri ‘öteki’. Buradan yola çıkarak koca bir kuşağa kanzi diyebilir miyiz? Sanmam. Kanziler için eğitimleri, işleri, ceplerinde paraları, sevgilileri ve aileden aldıkları sevgileri-ahlakları eksik; mutsuz bir ergen grubu deniyor. Saldırgan ve mizojinist (kadın düşmanı) oldukları da söyleniyor. Bu grup için milliyetçi denebilir mi bilmiyorum zira Türkiye’nin en kapsamlı Z kuşağı araştırmasını yapıyoruz ve yüzde 80’inin kapağı yurtdışına atmak istediğini de görüyoruz. Kanzi diye tanımlanan sığ, vizyonsuz, klavye delikanlısı bir kitle var mı, var. Bunların hepsi Z kuşağı mı? Ya da Z kuşağı kanzi mi? Elbette hayır. Diplere vuran yetenek kıtlığı, gitgide gerileyen eğitim kalitesi, peş peşe gelen ekonomik krizler, korkuyla yönetilen ve dünyaya kapalı olması istenen bir toplumda sadece Z kuşağı mı kanzi olur sizce? Toplum olarak öyle bir çölleşme içindeyiz ki her kuşağın kendi kanzisi var artık.

“Sosyolojik açıdan sanal cemaat ile düşüncelerini oluşturuyorlar”

Z kuşağının, sosyal medyada, kendisi gibi düşünenlerin paylaşımlarını takip edip sosyolojik açıdan sanal cemaat ile düşüncelerini oluşturduğunu ifade eden Prof. Dr. Vehbi Bayhan, “Z kuşağı, internet ve sosyal medyanın içine doğduğu için ‘dijital yerliler’ olarak adlandırılıyor. Dolayısıyla daha küresel bir kuşak… Onun için dünyadaki Z kuşağının birbirine benzer tarafları daha fazla. Televizyon izlemiyorlar, sosyal medyada istedikleri platformlardan bilgi alıyorlar; orada sosyalleşiyorlar. Ancak özellikle X platformunda kendi düşüncelerini paylaşanları takip edip sosyolojik açıdan sanal cemaat ile düşüncelerini oluşturuyorlar. Literatürde ‘yankı odaları’ dediğimiz, sadece kendi görüşüne uygun olanları takip eden ve dünyanın kendi görüşlerinden ibaret olduğunu zanneden narsist bireyler oluşuyor. Bu da sanal zorbalık ve mağduriyeti oluşturuyor. Öyle ki her seçimden önce her taraftar kendi partisinin kazanacağı illüzyonuna kapılıyor” diye konuştu.

“Bütün Z kuşakları aynı özelliklere sahiptir, düşüncesi yanıltıcıdır”

Kuşak Araştırmacısı ve “Telgraftan Tablete – Türkiye’nin Beş Kuşağına Bakış” ile “Z: Bir Kuşağı Anlamak” kitaplarının yazarı Evrim Kuran, “Z kuşağı, özellikle sosyal medya sayesinde farklı ideolojik ve kültürel etkileşimlere maruz kalıyor. Sosyal medya üzerinden oluşturulan kimliklerin ve paylaşımların, bu kuşağın gerçek dünya görüşünü yansıtıp yansıtmadığını anlamak için başvurulabilecek yeterince veri ve çalışma yok. Bu sebeple Z kuşağının muhafazakâr veya milliyetçi olduğunu söylemenin genelleme yapmaktan öteye gitmediğini ve tek tip bir Z kuşağının olmadığını söyleyebiliriz” dedi.  Z kuşağının dünün gençlerinden farklı olduğunun altını çizen Kuran şunları dile getirdi; “Bugünün Z kuşağı kuşkusuz dünün gençlerinden farklı. Bu farklılıklar, tek bir kimlik tanımlamayı reddedişleri, diyaloğa açık ve gerçekçi oluşları ile açıklanabilir. En önemlisi Z kuşağı kendini tek bir yolla tanımlamıyor; belirgin biçimde dahil edilme yanlısı, daha az çatışma yanlısı ve hayatı pragmatik yaşıyor. Dünyanın doğal kaynaklarının en hoyratça tüketildiği dönemde dünyaya gelmiş bir nesil olarak çevresel temalara hassasiyetleri oldukça yüksek diye genellesem de ‘Bütün Z kuşakları aynı özelliklere sahiptir’ düşüncesi yanıltıcıdır.

Kanziler Türkiye’de siyasetin radarına Mayıs 2023 Genel Seçiminde girdi. Yeni bir siyasi parti olan ve mülteci karşıtlığı ile öne çıkan Zafer Partisi’ne olan ilgileri kanzileri siyasetin gündemine taşıdı. Görünen o ki sosyal medyanın gücü, giderek yükselen mülteci karşıtlığı, derin ekonomik kriz ve gençliğin gelecek kaygısı, Z kuşağı hakkında daha çok konuşmamıza neden olacak.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.