DOLAR 34,7526 0.1%
EURO 36,6135 0.33%
ALTIN 2.963,940,70
Ankara

KAPALI

Z kuşağına haksızlık mı yapılıyor: “Ne bıraktık, ne bekliyoruz?”
  • 9.Köy
  • Genel
  • Z kuşağına haksızlık mı yapılıyor: “Ne bıraktık, ne bekliyoruz?”

Z kuşağına haksızlık mı yapılıyor: “Ne bıraktık, ne bekliyoruz?”

Z kuşağı üzerindeki tartışmalar ve beklentiler, gençlerin toplumsal yapı içindeki konumu nedeniyle bitmek bilmiyor. Kimine göre az çalışarak çok para kazanmak isteyen tembel ve kırılgan bir kuşak, kimine göre ise çoklu görev yapabilen teknolojik beceriye sahip bir nesil. 9.Köy Muhabiri Ata Uysal Özen, Z kuşağının karakteristik özelliklerini, medyada ve günlük hayatta değerlendirildiklerini, iletişim fakültesi akademisyenleri ve fakülte öğrencisi olan kuşak temsilcileriyle konuştu. Uzmanlar, "Gençlik nereye gidiyor" sorusunun M.Ö. 2500 yıllarında Sümer tabletlerinde dahi yazdığını iddia ediyor.

ABONE OL
22 Kasım 2024 15:55
Z kuşağına haksızlık mı yapılıyor: “Ne bıraktık, ne bekliyoruz?”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ata Uysal Özen

Prof. Dr. Mehmet Toplu

Medyada ve toplum içinde süregelen ve bitmeyen tartışma konularından biri Z kuşağı. Yeterli-yetersiz mi? Parlak ve çalışkan mı? Tembel ve kolaycı mı? Kimilerine göre bilgiye erişim ve öğrenme becerileriyle ön plana çıkan gençler, kimileri için de sorumsuz ve az emek harcayarak çok şeye sahip olmanın hayalini kuruyor. Z Kuşağıyla ilgili perdenin arkasındakileri, kuşak hakkındaki temsil krizini iletişim fakültesi akademisyenleri ve iletişim fakültesi öğrencisi olan kuşak üyeleriyle konuştuk.

Gençler hakkındaki tartışmaların 4 bin yılı aşan bir serüvene sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Toplu, “Muazzez İlmiye Çığ’ın aktardığına göre M.Ö. 2500 yıllarında Sümer tabletlerinde ‘Bu gençlik nereye gidiyor?’, ‘Yeni nesil bencil, tembel ve ilgisiz’ yazıyor. Keza Aristo’ya geliyorsunuz ‘Bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda. Yetişkinlere karşı çıkıyorlar, ebeveynlerine karşı saygısızlar ve hocalarını sinirlendiriyorlar’ diyor. Binlerce yıldır süren bu kadim tartışma gençlerin geleneksel normların dışında hareket etmesiyle doğrudan ilişkili” bilgisini verdi.

“Değersizliği yaratan Z kuşağı değil, Z kuşağına kalan miras”

Küreselleşme ve dijitalleşmeyle birlikte bireyi toplumun kaynaklarıyla yetiştirme olanağının giderek kaybolduğunu vurgulayan Toplu, “Çünkü birey artık her yerden beslenebiliyor. Ayrıca bugün bir değersizlik durumu yaşanıyorsa sorun Z Kuşağında mı Z Kuşağına miras bırakılan değer yargılarında mı? Bu çocuklar bir değersizlik kimliği sorunuyla karşı karşıya kalmıştır. Ancak bu değersizliği yaratan Z Kuşağı değil, bu miras aldıkları bu dönem” ifadelerini kullandı.

Kuşağın karşı karşıya kaldığı sorunlardan birisinin de çok fazla uyaranla baş etmeleri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Toplu, şu değerlendirmelerde bulundu:

Bugünün problemlerinden birisi de bu hiper-iletişimdir. Günümüzde o kadar yoğun bir enformasyon akışı var ki her şey daha sığ ve yüzeysel hale geldi. Bir bilgi ya da haber güncelliğini hızla yitirebiliyor. Hiçbir şeyin içselleştirilemediği, değer haline getirilemediği bir ortamda bunları yaşıyoruz.”

Prof. Dr. Aytül Tamer Torun

“Z kuşağından önce kendimizi eleştirmeliyiz”

Prof. Dr. Aytül Tamer Torun ise özeleştiri olmaksızın teknolojiyi ya da Z Kuşağını suçlamanın isabetsiz olduğunu vurgulayarak, “Biz gençleri suçluyoruz, kendimize dönüp bakmıyoruz. Çuvaldızı kendimize hiç batırmıyoruz” dedi. Siyasetçilerden ebeveynlere, eğitimcilere değin kimsenin sorumluluk almak istemediğini belirten Torun, “Bir sürü olay oluyor ve bunlar tartışılıyor. Kimse sorumluluk almıyor. Z Kuşağı neden sorumluluk alsın? Teknoloji çocukların bakıcısı konumuna getirilmişse kabahat kimin? Teknolojinin nasıl kullanıldığı sizin yaşama bakışınızla doğrudan ilgilidir. Teknolojik determinist bir yaklaşımla teknolojiyi suçlayamazsınız. Bu durum ‘Whatsapp gençlerin Türkçesini bozuyor’ demeye benziyor. Yıllar boyunca kompozisyon yazmadan, münazara etmeden, çoktan seçmeli sorularla bir nesil yetişmişse süreç elbette böyle gelişir. Sus konuşma diyerek büyütülen çocuklara belli bir yaştan sonra ses çıkar, sorumluluk al deniyor” diye konuştu.

“Medyadaki eleştiriler sığ ve indirgemeci kalıyor”

Kuşakların kendi içinde belli parametreler nedeniyle farklı özelliklere sahip olabileceğine işaret eden Prof. Dr. Torun, bu nedenle çoğu zaman medyadaki eleştirilerin sığ ve indirgemeci kaldığını ifade etti; “Medyada çok talepkâr olmaları ve çok hızlı tüketmeleriyle ilgili eleştiriler var” 

Torun ayrıca şunları vurguladı:

Z Kuşağına olumlu yaklaşarak eleştirel ve bağımsız olduklarını söyleyenler var. Tam tersi bunlar hiçbir sorumluluk almadan her şeyi istiyorlar diyen de var. Kavramları ödünç aldığımız noktadan çıktığımız an Türkiye’de Z Kuşağı, tam da Amerika’daki tüketim alışkanlıkları olan kavramı karşılamıyor.”

Berna Öztürk

“Ana akım medyadaki tartışmaları önceki kuşaklar yürütüyor”

İletişim fakültesi öğrencisi olan 21 yaşındaki Berna Öztürk, özellikle ana akım medyada Z Kuşağına dair tartışmaları önceki kuşakların yürüttüğüne dikkat çekerek, “Ben Z Kuşağının medyada temsil edildiğini düşünmüyorum çünkü kuşaktan birilerinin konuştuğunu söyleyemeyiz. Herkes kendi evreninden yorumluyor. Bu yönüyle bu kuşak haberlerinin yüzeysel ve biraz da gündeme yönelik işlevsel olarak oluşturulduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Genellikle yorumların iki aşırı uçta gerçekçi bir zeminden uzak yapıldığına dikkat çeken Öztürk, kuşağın ya çok övüldüğünü ya da çok yerildiğini belirtti.

“Bize atanan rollere sıkıştığımızı düşünüyorum”

İletişim fakültesi yüksek lisans öğrencisi olan 24 yaşındaki Dalım İlteriş ise kuşak olarak geleneksel medyada olumsuz bir imaj çizilerek ele alındıklarını belirterek, “Bu konuda önceki kuşakların üstenci bir bakış takındığını düşünüyorum. Özellikle geleneksel medyada bu anlamda Z Kuşağına gerekli söz hakkının verildiğini de düşünmüyorum” dedi. Önceki kuşakların geleneksel, yeni kuşakların ise dijital platformlarda etkin olduğunu vurgulayan İlteriş şöyle devam etti:

Belli stereotiplere maruz kalma nedeniyle yanlış anlaşıldığımızı ve bize atanan rollere sıkıştığımızı düşünüyorum. Onların ağırlıklı olduğu geleneksel platformlarda biz, bizim ağırlıklı olduğumuz dijital platformlarda da onlar yeterince anlaşılmıyor. Biz de kimi zaman ‘boomer’ diyerek onları bir stereotip içine hapsediyoruz.”

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.