DOLAR 34,7526 0.1%
EURO 36,6135 0.33%
ALTIN 2.963,940,70
Ankara

KAPALI

Toroslar’da taş ocaklarına geçit yok

Toroslar’da taş ocaklarına geçit yok

MHP yönetiminin kayyım tartışmalarında hedef göstermesi ile gündeme gelen Toroslar Belediyesi, çevre hareketlerinin de mücadelesine sahne oluyor. Mersin’in Toroslar ilçesi, doğanın tahrip edilmesine karşı direniyor. Turunçlu, Değirmençay, Hamzabeyli, Çukurkeşlik ve Hacgediği mahallelerinde kurulmak istenen taş ocaklarına karşı köylüler, çevreciler ve siyasetçiler kararlı bir mücadele veriyor.

ABONE OL
22 Kasım 2024 15:35
Toroslar’da taş ocaklarına geçit yok
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Mehmet Çetinbaş

Mersin’e 12 kilometre uzaklıkta bulunan ve tarım alanı olan Hamzabeyli Mahallesi’nde yaşayan köylüler, taş ocaklarına karşı uzun süredir direniyor. Daha önce birçok kez özel şirketlerin faaliyetlerine karşı direnen ve kazanan köylüler, yine başka bir özel maden şirketinin yapmak istediği projeyi durdurdu. Mersin Çevre Platformu bileşenleri ve yöre köylülerin protesto ve itirazları sonucu, hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ÇED) raporu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından çevreye zarar vereceği gerekçesiyle reddedildi. Karar, bölge halkı tarafından sevinçle karşılandı. Ancak halen özel şirketler, bakanlık üzerinden bölgeyi etkileyecek projelerini sürdürüyor ve hukuki yolları zorlamaya devam ediyor.

Kentte çevreci kimliğiyle tanınan ve 31 Mart yerel seçimlerinde Toroslar Belediye Başkanı seçilen Abdurrahman Yıldız, taş ocaklarına karşı yapılan mücadelelerde başından beri köylülerin yanında yer aldı. 9.Köy’e konuşan Belediye Başkanı Yıldız, taş ocaklarının çevrede tahribat yarattığını belirterek Toroslar halkının mücadelelerinde yalnız olmadığını vurguladı.

Taş ocaklarına hangi koşullarda ettiğini anlatan Belediye Başkanı Yıldız, taş ocaklarının insan yaşam alanı, hayvan yaşam alanı, tarım ve üretim alanlarının içerisinde olmasına kesinlikle karşı olduğunu belirtti. İnsanların evlerinin içine veya dibine yapılmak istenen taş ocaklarına izin vermeyeceklerini söyleyen Yıldız, “Bu bölgeye kurulacak taş ocakları, buranın bütün halkının suyunu, yaşamını ve üretimini elinden alacak. Burada insanlar yaşıyor, zeytin ağaçları var, nar ağaçları var, bunların yok olmasına göz yummamayız” dedi.

Abdurrahman Yıldız

“Dünyayı kendi ellerimizle yok ediyoruz”

Çevrenin yağmalanmasıyla açlık krizinin derinleştiğini ifade eden Yıldız, şöyle konuştu, “Dünyayı kendi ellerimizle yok ediyoruz. Açlığa doğru sürükleniyoruz. Bugün en temel besinlere ulaşmak artık insanlar için bir lüks haline geldi. Hem kentte hem de kırsalda yaşayanlar peynir, zeytin ve süte kolaylıkla ulaşabiliyordu ama artık öyle değil. İşte bunu sorgulamalıyız. Her gün binlerce insan halk ekmek büfelerinde kuyrukta bekliyor. Ekmek almak lüks haline geldi. Niye böyle oldu? Çünkü biz üretim alanlarımızı yok ettik. Üretim alanlarımız ya taş ocaklarına dönüştü ya da imara, ranta açıldı.

“Bir metrekarelik alanda bile üretim yapmalıyız”

Yaşam alanlarının yok edilmesiyle iklim krizinin derinleştiğini vurgulayan Yıldız, yaşam alanlarına saygı duyulması gerektiğini belirtti. Yıldız, “Artık mevsimlerin değiştiğini görüyoruz ve bunu hissediyoruz, günlük yaşamımız bundan etkilenecek duruma geldi. Olumsuz hava koşulları yaşamamızın her tarafında var. Bunun artık önlenmesi gerekiyor. Sadece karar alıcılar değil, her birimizin bunu ciddi bir şekilde sorgulaması ve yaşamını tekrar gözden geçirmesi gerekir. Elimizde bir metrekarelik bir yaşam alanı varsa orada üretim yapabilmeliyiz. Sadece kendi ihtiyaçlarımız için değil, dengesini bozduğumuz doğanın kendini yenileyebilmesi için yapmalıyız. Yaşam alanlarımızda yüzümüze süreceğimiz temiz suyumuz bile kalmadı. Doğayı kirlettiğimizin farkında olmalıyız. Doğayı yeniden ayağa kaldırmak için de ancak bizim kendimizi değiştirmemiz ve doğaya saygı duymakla başlayabiliriz işe” dedi.

 

“Toroslar halkı haklarını savunurken yalnız değil”

Köylülerin yaşam alanlarını koruma mücadelesini yakından takip ettiğini ve destek verdiğini belirten Yıldız, halk sağlığının korunmasının öncelikli olduğunu söyledi. “Toroslar halkı, haklarını savunurken yalnız değil. Biz, doğamızın tahrip edilmesine izin vermeyeceğiz ve her zaman halkımızın yanındayız” ifadelerini kullanan Yıldız, çevresel sorunlara karşı toplumsal direnişin önemine dikkat çekerek, taş ocaklarına karşı açığa çıkan direnişin diğer mahallelere de örnek olmasını dilediğini belirtti.

Yerleşim yerleri, planlanan taş ocaklarının dibinde

Mersin Çevre Platformu ve bileşenlerini temsilen konuşan Sabahat Aslan da şu açıklamayı yaptı, “Patlatmalı üretim yapılması planlanan ocak alanının en yakın yapıya mesafesi 190 metre. Patlatmasız ocak alanının ise en yakın konuta mesafesi 105 metredir. Proje konut alanlarına çok yakın oluşundan kaynaklı kalker ocağının işletilmesi sırasında kullanılacak patlatma malzemesi olan dinamit ve Anfo malzemesinden kaynaklı bölge evleri çok zarar görecektir. Bölgede tarım ve hayvancılık son bulacağı gibi kaynak suları da yok olacaktır. Yaşam alanlarımızın yok edilmesine izin vermemeliyiz.”

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.