Zeynep Saçar
Kadınların öz savunma becerilerini geliştirmek ve ataerkil spor alanlarına alternatif yaratmak amacıyla harekete geçen Sosyal Güçlenme için Spor ve Beden Hareketi Derneği (BoMoVu), “kadından kadına” Muay Thai antrenmanlarına başladı. Bu programla kadınlara güvenli bir alanda fiziksel güçlenme fırsatı sunmayı amaçlayan dernek, özel kurumlarda ders başına 400 TL ile 4 bin TL arasında ücretlendirilen Muay Thai atölyelerini sosyal fayda ilkesiyle ücretsiz düzenliyor.
Muay Thai’yi “dövüş sporlarının en serti” olarak tanımlayan Antrenör Gizem Şahin, “Kick boksun daha geleneksel bir versiyonu gibi düşünülebilir. Tayland’dan çıkıp bir savaş tekniği olarak kullanılan, insanı doğrudan öldürmek veya ciddi zararlar vermek üzere kurgulanmış bir disiplin. Yıllar içinde ringde yapılabilir bir spora dönüştü, o zamandan beri de daha güvenli. Diz ve dirsek vuruşlarının yoğunlukta olduğu, yumruklar ve tekmelerin kick boksa benzediği bir dövüş sporu” dedi.
Kadınlar ve LGBTİ+’lar için dövüş alanlarının çoğunlukla ataerkil bir atmosfer taşıdığını vurgulayan Şahin, “Burada kadınlar olarak kendimizi daha rahat hissedeceğimiz, önyargısız bir alan kurmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Bu antrenmanlarda anlamlı olanın kadından kadına yapılması olduğunu belirten Şahin, “Dövüş sporlarına yönelen kadın ve LGBTİ+’ların ellerinde ‘erkek gibi’ olmak seçeneği kalıyor çünkü erkekliğin çok övüldüğü bir mecra dövüş alanı. Ya erkekleşiyorlar ya da bırakıyorlar. Bu yüzden kadından kadına icra etmemiz kıymetli” ifadelerini kullandı.
Bu atölyenin geleneksel öğrenci-hoca ilişkisini yıktığını belirten katılımcılardan Eylem Uluçay, “Dövüş sporu denilince akla yer altında karanlık spor salonları, erkekler, hıncahınç mekanlar geliyor. Sadece fiili gerçekleştirmek değil bunu neden ve nasıl yaptığımızla hayatımızda nerede kullandığımız önemli” dedi. Bu çalışmaların şiddet eğilimini artırmayıp aksine fiziksel güveni ve bir aradalığı güçlendirdiğini vurgulayan Uluçay, “Nasıl bir coğrafyada yaşayıp ne derece şiddete maruz kalabileceğimiz belli maalesef, haliyle güvende hissetme ihtiyacı da doğuyor. Artık gece eve yürürken ‘En azından bir yumruk atabilirim’ hissini duyuyorum ve bu doğrudan bir öz savunma mekanizması olarak canlanıyor. Mesele birlikte güçlenmek” cümlelerini kullandı.
Antrenmanlar aracılığıyla spora yeni başlayan bir katılımcı ise beden-zihin uyumunun önemini ifade etti ve bu eğitimlerle fiziksel anlamda güçlenip düşme problemini yenebileceğini belirtti. Daha önce Krav Maga eğitimi aldığını ve burada feminist bir dayanışma ortamında bulunmaktan keyif aldığını aktaran bir başka katılımcıysa, “Kadın enerjisinin içinde olmak bana güç veriyor, birbirimizi dövmeye kıyamıyoruz” dedi.
Atölyede yaptıkları çalışmaların gündelik hayatta farkında olmadan öz savunma reflekslerini geliştirebildiğini aktaran Gizem Şahin, “Muay Thai’de hangi tekniklerle oyun kurabileceğimize bakıp bu beceriyi geliştirmeye başlıyoruz, örneğin sol yumruk attıktan sonra sağ tekme atmamızın bir sebebi var. Bu temelden başlayıp 5 tane tekniği üst üste çıkartabileceğimiz bir güzergâh oluşturuyoruz” dedi. Kadınlara günlük yaşamlarında karşılaşabilecekleri tehlikeli durumlarda refleks kazandırmayı hedeflediklerini belirten Şahin, “Bu kazanım çok önemli çünkü bir saldırıya maruz kaldıktan sonra harekete geçmek daha zor. Artık metrobüste biri tacize yeltenmeden ‘Bir adım geri çekilir misin?’ demek daha rahat edebiliyoruz” diye konuştu.
Kadınların çocuk yaşta spora teşvik edilmemesinin dezavantaj yarattığını belirten Şahin, “Kadınlar olarak bedenimizi kullanmaya çok geç kaldık. Erkek çocuğu 8 yaşında spor yapmaya, hareket etmeye başlıyor. Ama kız çocuğu ‘Düzgün otur, eteğini topla’ gibi uyarılarla uğraşmak zorunda kalıyor. Bu farka baktığımızda tabii ki erkeğin motor becerileri daha hızlı gelişir, çok daha erken başlıyor çünkü” dedi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.