Rojin Kabaiş için adalet bekleniyor: “ATK raporu yok, soruşturma sürüncemede”

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Evrim Deniz

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) öğrencisi Rojin Kabaiş, 27 Eylül 2024’te kayboldu ve 18 gün sonra Van Gölü kıyısında cesedi bulundu. Adli kayıtlara Kabaiş’in ölüm nedeni ‘suda boğulma’ olarak geçse de birçok soru halen yanıtsız.

11 ay geçmesine rağmen Kabaiş’in ölüm saati, hangi suda boğulduğu, 24 kilometre nasıl sürüklendiği, yurttan çıkarken ayaklarında bulunan sarı terliğe ne olduğu, vücudundaki izlerin darp mı sürüklenmenin etkisi mi olduğu ve ölü bedeninde bulunan iki erkek DNA’sının kime ait olduğu bilinmiyor. Savcılığın uyguladığı kısıtlılık kararı ise hem ailenin hem de avukatların dosyaya erişimini zorlaştırıyor.

Van Barosu Kadın Hakları Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi Av. Fatma Ülgen dosyaya dair sorularımızı yanıtladı.

Fatma Ülgen

“Soruşturma intihar şüphesiyle sınırlandırıldı”

Av. Fatma Ülgen, soruşturmanın ilk aşamalarında en büyük sorunun yalnızca intihar şüphesi üzerinden yürütülmesi olduğunu vurguladı: “Bu tür vakalarda farklı olasılıkların detaylı bir şekilde değerlendirilmesi gerekiyor. Ancak dosya intihar şüphesiyle sınırlandırıldı. Ayrıca kaybolduğu ilk günden itibaren kapsamlı arama-kurtarma çalışmaları yapılmadı.”

Geç haber verilmesi ve arama eksiklikleri

Ülgen, Rojin’in yurttan ayrılıp kaybolduktan ancak bir gün sonra ailesine haber verildiğini, üniversite giriş-çıkışlarının denetlenmediğini, şüpheli görülen köy ve mekanlarda da etkin soruşturma yapılmadığını hatırlattı.

DNA raporundaki çelişkiler

Adli Tıp Kurumu’nun hazırladığı raporda Rojbin Kabaiş’e ait DNA’nın yanı sıra erkek cinsiyetine ait farklı DNA tipleri bulundu. Ancak raporda bu bulgular “şüpheli” sayılmadı; kime ait oldukları tespit edilmedi.

Ülgen, “DNA örneklerinin hangi vücut bölgelerinden alındığı bilgisine raporda yer verilmedi. Taleplerimize rağmen bu konuda yeni bir rapor dosyaya sunulmadı. Olayın tüm yönleriyle aydınlatılması için ATK raporunun ivedilikle hazırlanması gerekiyor” dedi.

“Dosya sürüncemede bırakılıyor”

Avukat, soruşturmanın ilerlemesini engelleyen en büyük nedenin eksik ATK raporu olduğunu belirtti. İkinci savcının görevlendirilmesiyle soruşturma kısmen genişlese de kritik taleplerin hâlâ karşılanmadığını söyledi.

Kadın cinayetlerinde cezasızlık politikası

2024 yılının “şüpheli şekilde öldürülen kadınların en çok olduğu yıl” olduğunu hatırlatan Ülgen, devletin kadınların yaşam hakkını korumadığını belirtti ve şöyle konuştu: “Kadınların yaşamını korumaya yönelik bütüncül politikalar yapılmadığı gibi İstanbul Sözleşmesi feshedildi. Yasalar etkin bir şekilde uygulanmıyor. Bunun yanında cezasızlık politikası failleri cesaretlendiriyor.”