Türkiye’de kadına seçme ve seçilme hakkı tanımasının üzerinden yıllar geçti. Ama bu konuda sadece arpa boyu kadar yol alınabildi.
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Canan Güllü siyasette kadın temsili ile ilgili olarak, dünyanın her yerinde kadın erkek eşitliğinde çalışma yapan sivil toplum örgütlerinin artık kadın devrimi dediği sonuca yaklaştığına inandığını belirterek, “Parlamentonun yüzde 50’sine talibiz. Yani o 300 sandalye aslında bizim. Çünkü Türkiye 40 milyon nüfusu kadın olan yani yüzde 50’si kadın olan bir ülke” ifadelerini kullandı.
https://www.istanpol.org/_files/ugd/c80586_d3fcc07c668c4ac794c0e969ce1473bb.pdf
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin son güncel verilerine göre ortalama kadın vekil sayısı yüzde 17,35; erkek vekil sayısı ise yüzde 82. 600 sandalyeli Meclis’te bunun sadece 101’i kadın vekillere ait.
Güllü, toplumsal cinsiyet eşitliği açısından irdelendiğinde, son on yılda geriye doğru kaymalara tanık olunduğunu vurgulayarak “Bu anlamda en alt sırada neredeyse Ortadoğulu ülkeleri ve Afrika ülkelerinde olduğu gibi temsil yetersizliği açısından da yansımaları buraya bağlamamız lazım” diye konuştu.
Inter-Parliamentary Union (Ipu)
Güllü; toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda Türkiye’de yerel yönetimlerin de karnesinin zayıf olduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:
“Sadece parlamentoda temsil olarak değil, yerelde de otuz büyük şehre rağmen üç büyük şehrin belediye başkanı kadındı -birine kayyum atandı- geriye kalan 27 şehrin belediye başkanı erkek. Partilerin genel başkanlıklarına bakınca kadın olarak İYİ Parti’de görüyoruz” dedi.
Güllü, partilerin toplumsal cinsiyet kavramını tam olarak içselleştirmediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“HDP’deki eş başkanlık sistemiyle beraber bunun çok içselleştirildiğini düşünmüyorum. Orada bir eş başkanlık var ama sahaya yansımasına dikkat edersek, uygulamaları irdelediğimizde bu eşitliğin sadece şeklen bir eşitlik olduğunu görüyoruz. Sahada belediye başkanı olanların birçoğunda erkekler daha baskın. Tanık olduğumuz durumlar da oldu. Eş başkanlığın olması eşitliğin getireceği bir sonuç. “
Toplumsal cinsiyet eşitliğini bütün partilerin çalışması gerektiğini söyleyen Güllü, sahada çalışan partililere bir eğitim verilmesi ve kadın politikaları diye bir ana dalın parti içlerine konulması gerektiğini kaydetti.
Güllü sözlerini şöyle sürdürdü:
“İlla eş başkanlık sistemi olacak diye de bir algım yok. Bu konuda dünyanın birçok yerinde erkek başkanların olduğu yerde kadının başbakan ya da cumhurbaşkanı olduğu, bakanlar kurulunun eşit olarak bölündüğünü yani kadın mevzusunun toplumu var eden iki cinsten birinin mevzusunun siyasi anlamda ortaya koyabilenlerin varlığına ihtiyacımız var. Sadece doktrinde bu olacak diye oraya sürüklemek değil. Benim talebim Türkiye’de kadın sorunlarına bakış açısını geliştirebilecek, dolayısıyla da karar mekanizmalarında eşit temsili sağlayacak siyasetin kendi içsel yapıları değiştirmeleri gerekiyor.”
Güllü, temsilde eşitlik konusu ile ilgili CHP’nin önerge verdiğini hatırlatarak, “Ama bu önergeyi veren siyasi partide ‘kadın kolu başkanı’ ibaresi var. Kadın politikaları başkanı makamı yok. Önemli olan politika üretiyor mu kadın, üretmiyorsa ve kadınlar yukarıdan bir emir geldiğinde onu sahada uygulayacak nesnel görünüme giriyorsa, işte bu yanlıştır. Bu yanlışın giderilmesi bütün partiler için geçerlidir” dedi.
“Kadının mecliste söz hakkı var mı?” sorusuna “Burada yaramı deşiyorsunuz” diye cevap veren Canan Güllü daha sonra şunları kaydetti:
“TBMM’de kadın erkek fırsat eşitliği komisyonu var. Bunun için 11 yıl çalıştım. TBMM’de Avrupa uyum politikaları çerçevesinde böyle bir komisyona ihtiyaç var dendiğinde gayret ettik. Sonucunda kadın erkek eşitliği komisyonu olarak parlamentonun oylamasına gelindiğinde bir son 10 dakika önceye geçilmeden dilekçe verildi ve komisyonun adının fırsat eşitliği olması sağlandı. Bu aslında adalet ve kalkınma partisinin kadın sorununa da nasıl baktığının bir göstergesi oldu. Çünkü fırsat, eşitlik mekanizmalarının sağlandığında hayata geçer. Ama sağlanamadığı noktada zaten bir fırsatınız olmaz. O fırsat her zaman erkekler için kullanılan bir kanıt olarak çıkar karşınıza.”
Kadın milletvekillerinin rüzgarının kadınlara yansımadığını söyleyen Güllü, kadın milletvekillerinin TBMM’de kadın kimlikleri ile olmadığını belirtti. Güllü, “Orada olma sebebi; parti başkanlarının verdiği iki dudağı arasındaki kelam ile listelere giremem korkusu olduğu sürece parlamentoya gelen tecavüz ve boşanma önergesine ya da erken yaş evliliğinin önergesinin, istismar konusundaki affına infaz yasasındaki tahliyelerin yanlışlığına ses çıkaramaz” dedi.
Güllü, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Parlametoda kadın vekil sayısı çoğaldıkça, erk alanında güç birliğine gidilir. Oradaki sayı aynı dili, sesi, çoğunlaştırır. Ya da sahada kadınların aktif siyaset yapmasını sağlar. Bu aktif siyaset dili, rengi ve bakışı değiştirir. Çevre konularında açık ara kadınların mücadeleci olduğunu görüyoruz. Karadeniz’de, Ege’de, Marmara’da kadınlar daha çok ortada, toprağına sahip çıkıyor. Bu görüntünün parlamentoda yansıması da ülkenin geleceğine sahip çıkan bir kadın politikası ortaya çıkmasına sebep olacak ve siyasetin rengini değiştirecek. Zihniyeti kadın yönüne artı olarak kullanırsak yansımalarını çok fazla Türkiye’de göreceğiz.”
HABER : Haber: Bilge Çevik
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.