DOLAR 34,7478 0.07%
EURO 36,5847 0.21%
ALTIN 2.952,250,31
Ankara

HAFİF YAĞMUR

Hatay’da öğrencilerin konteyner okul çilesi
  • 9.Köy
  • Genel
  • Hatay’da öğrencilerin konteyner okul çilesi

Hatay’da öğrencilerin konteyner okul çilesi

Kahramanmaraş depremlerinin ardından, hem okul binalarının zarar görmüş olması hem de öğrencilerin güvenliği açısından eğitim büyük ölçüde konteynerlere taşındı. Ancak daha güvenli de olsa, konteynerde eğitim zor; Eğitim-Sen Hatay Şube Başkanı Özgür Tıraş ve öğretmen Ece Doğru, konteynerde eğitimin zorluklarını 9. Köy'e anlattı.

ABONE OL
20 Ağustos 2024 11:55
Hatay’da öğrencilerin konteyner okul çilesi
3

BEĞENDİM

ABONE OL
Volkan Kahyalar / Kapak Fotoğrafı: DepoPhotos
 
Hatay’da okul binalarının büyük bölümü hasar görünce, eğitim büyük oranda konteynerlere taşındı. Depremin üzerinden bir yıldan fazla geçmesine rağmen hala artçılarla sarsılan bölgede konteyner okullar geçici bir çözüm olarak ortaya çıksa da, eğitimde yeni zorlukları da beraberinde getirdi.
 
Eğitim-Sen Hatay Şube Başkanı Özgür Tıraş 9. Köy’e yaptığı açıklamada, Antakya’da okul binalarının yarısının kullanılamaz durum olduğunu, yaklaşık  80-90 okul binasının eğitime kapalı olduğunu söyledi. Okul binası açığının kapatılabilmesi için sağlam kalan okullarda birden fazla okulun eğitim görmesinin planlandığını anlatan Tıraş, bunun da yeterli olmadığını ve 20’den fazla orta büyüklükte konteynerin derslik olarak kullanılmaya başlandığını belirtti.
 

Özgür Tıraş

Eğitimde eşitsizlik ve beslenme sorunları

Ancak konteyner dersliklerin de bazı ciddi sorunları beraberinde getirdiğini kaydeden Tıraş, ders sürelerinin 40 dakikadan 30 dakikaya düşürüldüğünü ve bu durumun ciddi bir süre kaybına yol açtığını ifade etti.
 
Eğitimde fırsat eşitsizliğinin Hatay’daki konteyner okullarda belirgin bir şekilde hissedildiğine dikkat çeken Tıraş, her 3 çocuktan birinin sağlıklı gıdaya erişemediğini ve bu durumun öğrencilerin başarısını olumsuz etkilediğini de vurguladı. Tıraş’a göre, konteynerlerde yaşayan ailelerin çocuklarının ders çalışabilecekleri fiziksel ortamların yetersizliği, eğitimdeki dezavantajları daha da artırıyor.
 
Konteyner okullarda görev yapan öğretmenlerin de birçok zorlukla karşı karşıya olduğunu kaydeden Eğitim-Sen Şube Başkanı Tıraş, özellikle deprem bölgesinde görev yapan öğretmenlerin ekonomilerinin ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini belirtti. Tıraş, depremden etkilenen öğretmenlere pozitif ayrımcılık yapılmasını, dezavantajlı öğrencilerin merkezi sınavlardan muaf olmasını da talep ederek, şöyle konuştu:
Kesinlikle dezavantajlı kesimi desteklememiz lazım. Desteklemeyi bırakın, burada yaşayan bir çocukla İstanbul’da okuyan bir çocuğu aynı sınavlara tabi tutuyoruz. İşsizlik zaten çok fazla. Bu da yetmiyormuş gibi, bu öğretim yılı hem 6. hem de 9.sınıfların Türkçe ve matematik dersleri kısaltılıyor. Düşünün; şu an burada 6. sınıftaki bir öğrenci Türkçe ve matematik dersinden ortak bir yazılı yapıldığında, Edirne’deki, Diyarbakır’daki, Ankara’daki çocukla aynı soruları çözüyor. 9. sınıfta da bunu Türk dili edebiyatı ve matematikten yaptılar. Bizler dezavantajlı öğrencilerimizin ortak sınava tabi tutulmamasını talep ederken, o da yetmiyormuş gibi, 6. ve 9. sınıflarda bu merkezi sınavlara tabi tutuldular. Bu doğru birşey mi?

Yaz aylarında çok sıcak, kış aylarında çok soğuk

Ece Doğru

Konteyner sınıflarda Türkçe öğretmenliği yapan Ece Doğru da, özellikle kış aylarında derslerin sabahın erken saatlerinde başlaması veya akşam karanlığında bitmesinin öğrencilere ve öğretmenlere ek zorluklar getirdiğine dikkat çekti. Doğru, konteynerlerin öğrencilerin sosyalleşme alanını da işgal ettiğine dikkat çekerek, “Bahçeyi sosyalleşme alanı olarak kullanıyorduk ancak şu an konteynerler bahçeyi de kaplamış durumda. Öğrencilerimizi okulun etrafına çok yaklaştırmamaya çalışıyoruz. Binalar sağlam görünüyor olsa bile birçok deprem yaşadık” dedi.

 
Konteyner okullarda yaşanan ısıtma ve soğutma sorunları, eğitim ortamını olumsuz etkilediğine de vurgu yapan Türkçe öğretmeni Ece Doğru, elektrik kesintilerinin, özellikle yaz aylarındaki bunaltıcı sıcaklıklarda ve kış aylarındaki dondurucu soğuklarda eğitim almayı zorlaştırdığını belirtti. Doğru, yağmurlu havalarda konteynerlerin arasına su sızması ve rutubet oluşmasının, hem binaların yıpranmasına hem de öğrencilerin ve öğretmenlerin sağlığını tehdit eden bir ortam oluşmasına neden olduğuna da dikkat çekti.
Konteynerlerin soğuk havalarda çok soğuk, sıcak havalarda ise çok sıcak olduğunu, ses yalıtımı olmadığı için yan sınıflardan gelen seslerin ders işlemeyi engellediğini de söyledi.
Öğretmenlerin sorumluluğunun fazlasıyla arttığına dikkat çeken Ece Doğru, şöyle konuştu; “Güvenli bir ortamda değiliz. Okul ortamı sağlıklı ilan edildi fakat bize hiçbir bilgi verilmedi. Veliler sürekli sorular soruyor; ‘Neden hasarlı bir okulda eğitim veriliyor, herhangi bir zemin etüdü yapıldı mı?’ Bu soruların hiçbirinin cevabını alamıyoruz. İl Milli Eğitim ile, İlçe Milli Eğitim ile görüşmeler yapıyoruz, okul müdürümüzü sıkıştırıyoruz ama hiçbir bilgi alamıyoruz. Öğretmenler, öğrenciler ve veliler kaygı içindeyiz. Eğer okul güçlendirme yapılacaksa çok sayıda ihale var. Güçlendirme yapılacaksa okulumuz şantiye alanına dönecek. Bu şantiye alanında öğrencileri nasıl koruyacağız? Bahçe konteynerlerden ötürü dolu, çocuklar hareket edemiyor. Bahçeye çıktıklarında enerjilerini atacak alanları yok.”

Eğitim materyalleri yetersiz

Konteyner sınıflarda eğitim materyallerinin yetersizliğine de dikkat çeken Türkçe Öğretmeni Doğru, durumu şöyle anlattı:
“Bir süre tahtalar dik şekilde yerde durdu ve biz orada yazarak ders anlatıyorduk. Sonra daha küçük tahtalara monte ettik ama projeksiyon veya akıllı tahta kullanamıyoruz. Yani şu an kalem ve tahtadan başka bir materyalimiz yok. Montajlarda da sıkıntılar yaşıyoruz. Müdürümüz durumla ilgileniyor. Sosyalleşme alanları konusunda ise durum şöyle; derslik sayımız yetersiz. Her kademeden ikişer şubesi olan okulumuzda 16 konteynere ihtiyacımız var. Toyota şirketi 4 tane geniş sınıf yaptırdı. Yapımı ve kurulumu çok uzun sürdü.”
 
Konteyner dersliklerde görev yapan öğretmenlerin durumuna da değinen Ece Doğru, “Okulumuzdan bir öğretmen arkadaşımız 9 gün enkazda kaldı, hayatta. Şu anda ücretsiz izne ayrılamıyor. Eğitim öğretime devam edebilecek durumda değil. Kolu ve bacağı ampute edildi, uzun süre açık yaraları vardı. Rapor almak çok zor, öğretmenimiz doktora ‘Ben şu an derse girecek durumda mıyım?’ diye soruyor. 5 yıllık öğretmen olmadığımız için ücretsiz izne ayrılamıyoruz. Milli Eğitim müdürüne bu durumu sorduğumuzda, ‘Yönetmelik 5 yılını doldurmayanlara ücretsiz izin vermez’ diyor. Arkadaşımız istifa etmek zorunda bırakılıyor” diye konuştu.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.