Rojan Mamo
Mardin’in Artuklu ilçesi Kuyulu Mahallesi’nde iki aile arasında muhtarlık seçimleriyle başlayan tartışmalar, 18 Ocak 2024 tarihinde taşlı sopalı kavgaya dönüştü. Kavga sırasında çok sayıda kişi yaralanırken başından ağır yaralanan 50 yaşındaki Gülşen Çalışkan, Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastanede bilinci yerine gelen Gülşen Çalışkan’ın jandarma eşliğinde ifadesi alındı.
Gülşen Çalışkan
9.Köy, Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi Jandarma Odası’nda alınan ifade tutanağına ulaştı. İfade tutanağında Çalışkan’ın şu sözleri yer aldı:
“18.01.2024 günü saat 11.00 sıralarında evimin karşısında bulunan parkta 20-30 kişinin kavga ettiğini görünce oraya gittim. Yengem Z.Ç.’nin yere düştüğünü görünce hemen koşarak yanına gittim. Ben yengemi yerden kaldırmaya çalıştığım sırada muhtar adayı olan M.A., elinde bulunan tahta sopayla benim kafama vurdu. Ben bayılarak yere düştüm. İsmini bilmediğim bir jandarma personeli beni yerden kaldırdı ve abime teslim etti. Bana başka da vuran, darp eden olmadı, ben de kimseye vurmadım. Bu kavga Acar ailesi ile Çalışkan ailesi arasında yaşandı ve muhtarlık yüzünden çıktı. Ambulansla Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirildim. Şu anda tedavim hâlâ devam etmektedir. Elinde bulunan sopayla başıma vurarak beni yaralayan M.A. isimli şahıstan şikâyetçi ve davacıyım. Söyleyeceklerim bunlardan ibarettir.”
Ancak Çalışkan, ifadesi alındıktan bir gün sonra yoğun bakıma alındı ve bitkisel hayata girdi. Çalışkan’ın başına vurduğunu belirttiği M.A. ise 21 Ocak tarihinde tutuklanarak cezaevine gönderildi.
143 gün bitkisel hayatta kalan Gülşen Çalışkan daha sonra hayatını kaybetti. Savcılık soruşturması devam ederken tutukluluğuna itiraz eden şüpheli M.A., Çalışkan’ın ölümünden bir süre sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
M.A.’nın tutukluluğuna dair itirazı değerlendiren Mardin 2. Asliye Ceza Mahkemesi, bölgede görevli ve olay yerine intikal eden yarbay ile jandarma karakol komutanının tanıklıklarını dikkate alarak adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi.
Komutanlar ifadelerinde Gülşen Çalışkan’ın kafasına kimin vurduğunu görmediklerini belirtirken M.A.’nın ise elinde sopa ve taş görmediklerini söylediler.
9.Köy’e konuşan hayatını kaybeden Gülşen Çalışkan’ın abisi İbrahim Çalışkan ise ailenin nüfuzu nedeniyle korunduğunu iddia ederek şunları söyledi:
“Yarbayın ve komutanın köye geldiği sırada zaten olay tamamen bitmek üzereydi. Dolayısıyla yarbayın ve komutanın olaya tanık olma şansı yok. ATS ve baz kayıtları incelendiğinde dediklerimin doğru olduğu ortaya çıkacaktır. Bu nedenle kendileri hakkında gerekli incelemenin yapılması için Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) başvuruda bulundum. İddianame hazırlandığında mahkemede de belirteceğiz. Olay yeri görüntülerinde M.A.’nın elinde sopa olduğu görülüyor. Jandarma tutanaklarında iki sopa teslim ettiği de yazıyor. Bu süreçte iki defa jandarma karakoluna çağrılarak tehdit edildim. ‘Vali ve binbaşının dahil olduğu barış sürecini bozuyorsun.’ dediler. Benim barış olursa davamdan vazgeçmem mi gerekiyor? Benim kardeşim öldürüldü, davamdan vazgeçmem.”
İbrahim Çalışkan
Kardeşinin hayatını kaybetmesinin ardından 14 ay geçmesine rağmen iddianamenin hazırlanmadığını da belirten İbrahim Çalışkan, şunları söyledi:
“Olayın üzerinden 14 ay geçti hâlâ iddianame hazırlanmış değil. Aracılar ile savcıya ulaşmaya çalıştım. ‘Vali Bey’in talimatı var, ailelerin barış sürecini bekleyeceğiz.’ dediler. Barış güzel bir şeydir, barışalım ama barışınca davadan vazgeçecek miyim? Kardeşim vefat ettikten sonra vali, komutanlar ve kanaat önderleri ile iki defa barış görüşmeleri başladı. İlk barış görüşmelerinde şartlar yerine getirilmeyince ikinci defa toplanıldı. Bu görüşmelerdeki kararlar uygulanmayınca görüşmeler askıya alındı. Bizler yargının kararını bekleyeceğiz. Tek gayemiz mahkemenin açılması ve iddianamenin hazırlanması, başka da bir şey istemiyoruz.”
Ailenin avukatı Tuncay Kılınç ise 9. Köy’e yaptığı açıklamada, henüz soruşturma aşamasında oldukları için detaylı bilgi vermesinin doğru olmadığını belirterek şunları söyledi: “18 Ocak 2024 tarihinden beri soruşturma devam ediyor. Henüz dava açılmış değil. Savcılığın iddianame hazırlamasını bekliyoruz. Şu an için ne zaman iddianame hazırlanacağını öngöremiyoruz.”
İki aile arasındaki husumetin 2019 yerel seçimlerinin hemen öncesinde başladığını belirten İbrahim Çalışkan süreci şöyle anlattı:
“40 yıldır bu köyün muhtarları bizden seçilir. Bizler akrabayız, kız alıp kız vermişiz. 2019 yerel seçimlerinde, seçim günü muhtar adayı olmak istediler ve biz de adaylıklarını kabul etmedik. Araya kanaat önderleri girdi ve bir dönemin yarısını biz, yarısını onların yapmasına karar verdiler. Biz de kabul ettik. Mevcut muhtar bir terör soruşturması nedeniyle gözaltına alındı ve muhtarlığı devraldılar. Daha sonra ise köyde, muhtarın onların asılsız şikâyetleri sonucu gözaltına alındığını belirttiler. Bunun üzerine muhtarlık mührünü onlardan geri aldık.
İki aile arasında barış sağlanması için yeniden kanaat önderleri araya girdi, yeminler edildi ve barış sağlandı. 2024 yerel seçimlerine geldiğimizde ise seçmen listeleri askıya çıkmadan önce akrabaları olan 250 kişiyi ve 124 oyu köy nüfusuna taşıdılar. Bizim itirazlarımız sonucu ilçe seçim kurulu teftiş için köye jandarmaları yönlendirdi.
18 Ocak günü saat 10.00 sıralarında köye jandarma geldi ve iki aile arasında tartışmalar başladı. Jandarmanın teftişi nedeniyle köyün dışında olanlar araçlarıyla köye gelmeye başladı. Köyün girişinde jandarma noktası kurulmuştu ve köye girişler kontrol ediliyordu. Bu sırada iki aile üyeleri karşılaşınca tartışmalar çıktı ve kavgaya dönüştü. Jandarma biber gazıyla müdahale ederek tarafları ayırdı.”
Yaralıların olduğu haberinin köy içinde duyulmasıyla kavganın büyüdüğünü belirten Çalışkan, olayların sonra nasıl geliştiğini şöyle anlattı:
“İki aile de kavganın gerçekleştiği köydeki mezarlığın olduğu bölgeye gitmeye başladı. Mezarlığa giriş yapanlar ayırt edilmeden kavgaya dâhil edildi. Sopalar ve taşlarla kavga ediyorlardı. Bu sırada mezarlığa giriş yapanlardan biri olan kız kardeşim, 50 yaşındaki Gülşen Çalışkan, kafasına aldığı bir sopa darbesiyle yaralandı ve ambulansla sevk edildiği hastanede 144 gün sonra hayatını kaybetti.
Olayları çok sayıda kolluk kuvveti ayırmakta güçlük çekiyordu. O gün çevre illerden bile takviye kuvvetler getirildi. Olayların ardından Mardin Valisi, milletvekilleri ve çok sayıda kanaat önderi devreye girdi. Birkaç kez barış sağlandı ama tekrar bozuldu. Geçtiğimiz aylarda Kızıltepe’de yeniden iki aile üyeleri karşı karşıya geldi. Yaşanan kavgada bir genç yakınım yaralandı ve barış görüşmelerini askıya aldık.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.