DOLAR 36,6761 0.18%
EURO 40,0072 0.46%
ALTIN 3.533,850,46
Ankara
21°

AZ BULUTLU

“10 yaşlıdan 5’i hak ihlali sonucu hayatını kaybediyor”
  • 9.Köy
  • Genel
  • “10 yaşlıdan 5’i hak ihlali sonucu hayatını kaybediyor”

“10 yaşlıdan 5’i hak ihlali sonucu hayatını kaybediyor”

Yaşlanma Çalışmaları Derneği, 2024 yılının son 4 ayında yaşlılara yönelik şiddet, ihmal, istismar ve ayrımcılıklara dair verilerin yer aldığı raporunu yayımladı. 4 ayda 709 hak ihlalinin tespit edildiği rapora göre, Türkiye’de her 10 yaşlıdan 5’i hak ihlali sonucu hayatını kaybettti. Yaşlanma Çalışmaları Derneği SENEX Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Özgür Arun’a göre, yaşlı hakları duygusal bir konu olmanın ötesinde nitelikli politikalar geliştirilmesi gereken önemli bir alan.

ABONE OL
14 Şubat 2025 15:43
“10 yaşlıdan 5’i hak ihlali sonucu hayatını kaybediyor”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Erdem Duru / Kapak Fotoğrafı: DepoPhotos

Türkiye’de yaşamak da zor yaşlanmak da. Yaşlanma Çalışmaları Derneği her 10 yaşlıdan 5’inin hak ihlali ile yaşamını yitirdiğini ileri sürdü.

SENEX Derneği tarafından yayınlanan son raporda “Şiddet, ihmal, istismar ve ayrımcılık sonucunda gerçekleşen ölümler hak ihlalleri içinde ilk sırada geliyor. Şüpheli ölümler de hayli yaygın” ifadeleri yer aldı. Derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Özgür Arun şu tespitte bulundu:

Türkiye’de kurumsallaşmış hak ihlallerine baktığımızda, bunların çoğunlukla yaşamı tehdit eden etkiler yarattığını görüyoruz. Raporda da belirtildiği gibi her 10 yaşlı ölümünden 5’i hak ihlali kaynaklı. Örneğin, yüksekten düşme adli incelemesi devam ediyor ve şüpheli ölüm olarak geçiyor. Biz artık Türkiye’de bir kadın yüksekten düşerek hayatını kaybettiğinde bunun sadece düşme olmadığını biliyoruz. Ne acı bir deneyim ki burada şüpheli bir şey var diyoruz. Yaşlılar söz konusu olduğunda da benzer şeyleri düşünüyoruz. Bir yaşlı yüksekten düştüğünde çoğunlukla arkasından bir istismar veya şiddet çıkıyor. Büyük bir kısmının cinayet olduğunu görüyoruz. Şüpheli ölümlerin çözülmemesi hem kolluk gücü hem de adli mekanizmaların etkin çalışmamasından kaynaklanıyor.

Toplumdaki “Türk insanı yaşlısını sever ve korur” şeklindeki algının da sahada gerçeği yansıtmadığını belirten Arun, yaşlılara yönelik hak ihlallerinin çoğunlukla aile içerisindeki çocuklar, kardeşler, eşler, torunlar, komşular gibi en yakınlar tarafından gerçekleştiğini söyledi.

Şüpheli yaşlı ölümleri

Birçok adli makamda ve kolluk kuvvetinde yaşlılara yönelik şüpheli ölümlerle ilgili “Zaten ölecekti” algısının mevcut olduğunu belirten Prof. Dr. Arun, bu algının sadece yaşlıları değil, diğer yaş gruplarını da etkileyen ölümlere yol açtığını ifade etti. Arun, örnek bir olayı anlatarak, etkin soruşturma istedi:

Geçmiş yıllarda Türkiye’de bir yaşlı kadın evinde ölü bulundu ve olay şüpheli ölüm olarak kayıtlara geçti. Ancak etkin bir soruşturma yürütülmedi. 7-8 ay sonra bu kadının kızı da yüksekten düşerek yaşamını yitirdi. Kadın örgütleri de oldukça güçlü oldukları için soruşturmanın etkin bir şekilde sürdürülmesini sağladılar. Kadının sevgilisi polis tarafından tekrar gözaltına alındığında işlediği belirlendi. Failin ifadesinde kadının yaşlı annesini de öldürdüğü ortaya çıkıyor. Eğer ilk cinayette etkin bir soruşturma sürdürülseydi ve kolluk güçleriyle birlikte adalet mekanizması iyi işleseydi, bu kadın hala yaşıyor olacaktı. O yüzden yaşlı insanlara yönelik hak ihlalleri, özellikle fiziksel şiddetle ve ölümle sonuçlanan hak ihlalleri sadece yaşlıların değil yakın çevrenin de hakkını etkiliyor.

Rapora göre, yaşlı hak ihlallerinin en fazla görüldüğü kentler İstanbul, Antalya, Bursa, Aydın ve Sakarya olurken Prof. Dr. Özgür Arun, bu kentlerin öne çıkmasının nedeninin yalnızca nüfus büyüklüğü olmadığını belirtti. Ankara’da da nüfusun büyük olduğunu ancak buradaki ihlallerin sayılan kentlerdeki kadar yoğun olmadığını söyleyen Arun, toplumsal yapının burada önemli bir etken olduğunu vurguladı. İstanbul’un çok kaotik bir kent olmasından dolayı çevre güvenliğinin oldukça zayıf olduğunu aktaran Arun sözlerine, “Yereldeki kurumların işleyişi de bir başka etken. Hukukun ve buna bağlı olarak adli güvenliğin zayıf olduğu kentler sorunlu kentler olarak karşımıza çıkıyor. Ulaşım çok kritik bir faktör. İstanbul, Antalya ve Bursa’da ulaşım güvenliği yok. Antalya’da ayrıca sivil toplumla ilgili de bir durum var. Kentin meselelerini gündeme getiren, yaşlı haklarını önemseyen bir sivil toplum inisiyatifinin olmadığını görüyoruz” ifadeleriyle devam etti.

“Yaşlı” olumsuz bir kavram olarak algılanıyor

Türkçede yaşlı kelimesinin köken olarak bir olumsuzluk barındırmamasına rağmen kültürel olarak olumsuz bir kavram olarak değerlendirildiğini belirten Prof. Dr. Özgür Arun, Türkiye’deki politikalara da baktığında yaşlılığın çözülmesi gereken bir sorun olarak algılandığını söyledi ve şöyle devam etti:

Ülkemizin en büyük stratejik belgelerinden biri kalkınma planları. Son 3-4 kalkınma planında yaşlanmadan bahsediliyor ama çoğunlukla risk ve Türkiye’nin çözmesi gereken bir sorun şeklinde ifade ediliyor. Yıllar önce politikacılara yaşlanma meselesinin Türkiye için nasıl bir imkan olabileceği anlattığımda bana, ‘Bunları söylemek bizim için siyasi intihar olur’ demişlerdi. Yaşlanmayı olumlu olarak sunmanın siyasi bir intihar olacağını düşündükleri için de gençlerle ilgili politikaları daha çok görüyoruz.”

“Gelecek için yaşlılık politikalarına odaklanmalıyız”

Çocukların ve gençlerin gelecekle ilişkilendirildiği ama bu sürenin 18 yıllık bir sürece denk geldiğini, yaşlılık dönemininse daha uzun sürdüğünü anlatan Arun, “Bugünün çocukları gelecekte ne çocuk ne genç kalacaklar. Çocukların ve gençlerin geleceğine yatırım yapmak istiyorsak, yaşlanma çalışmaları en ideal alanlardan birisi. Nitelikli yaşlanma politikaları üzerine konuşmamız ve geliştirmemiz lazım” ifadelerini kullandı.

“Yaşlı haklarıyla ilgili uluslararası bir sözleşme hazırlığı içindeyiz”

SENEX izleme bulgularının yasal düzenlemeler için fırsat olduğuna değinen Özgür Arun, “Yaşlı haklarıyla ilgili bir tane bile uluslararası sözleşmemiz yok. Şimdi bunun için uğraşıyoruz. Biz de Türkiye’den destek veriyoruz. Böyle bir sözleşmenin çıkmasını ve imzalanmasını sağlayabilirsek, yasal düzenlemeler noktasında daha hızlı harekete geçebiliriz. Ancak bu düzenlemelerin gündelik yaşama etkisi konusunda hala çalışacak çok alan var” şeklinde konuştu.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.