Erkek öğretmen, 22 yıldır eşine ve çocuklarına şiddet uyguluyor

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Nimet Ölmez / Kapak Fotoğrafı: DepoPhotos

Van’da yaşayan M.P., evlendikten 12 gün sonra başlayan eş şiddetinin 22 yıl boyunca sürdüğünü, boşanmak için defalarca girişimde bulunmasına rağmen boşanamadığını, yakın çevresinden yeterince destek göremediğini anlattı. Yaşam Kadın Çevre Kültür İşletme Kooperatifi’ne (YAKA-KOOP) destek başvurusu yapan ve hukuki destek alan M.P. “ölüm tehdidine rağmen” boşanmakta kararlılığını dile getirdi. M.P. ve YAKA-KOOP aktivistleri, Van 2. Aile Mahkemesi’nde görülen ikinci duruşmada tehdit, hakaret ve saldırıya maruz kaldı. M.P. ike YAKA-KOOP aktivisti Gülmay Gümüşhan bu süreçte yaşadıklarını 9. Köy’e anlattı.

“Evlendikten 12 gün sonra şiddet başladı”

Şiddetin her türlüsünü yaşayan M.P., yetkililere çağrıda bulunarak “Sesimi duymanız için benim de öldürülmem mi gerekiyor?” diye sordu, yaşadığı şiddeti şöyle anlattı:

“Daha elimde gelin kınam varken dayak başladı. Neymiş misafirlere neden hoş geldin demişim. Eve gelen misafire hoş geldin dediğim için şiddet gördüm. Sonra da 22 yıl boyunca bu şiddet hiç bitmedi. Tabak kırılsın, gece çocuk ağlasın, yemek geç gelsin, ailem telefonla arasın, her şey için şiddet görmeye başladım. Onun için her şey bahaneydi. Zaten psikolojik işkence altındaydım. Bu şiddet artık işkence boyutuna geçti. Daha önce de kesici aletlerle işkence gördüğüm için iki kez boşanma davası açtım ama aile büyüklerinin araya girmesiyle boşanmaktan vazgeçmek zorunda kaldım. Gelenek, görenek, örf, adet diye diye yıllarca bu durumun içinde yaşamak zorunda bırakıldım.”

“Gördüğüm şiddete komşular şahit”

Çocukları için katlandığını ama artık şiddetin çocuklarına da döndüğünü belirten M.P. şunları söyledi:

“Zehir de olsa bu hayata çocuklarım için katlanmayı düşünüyordum çünkü ailem tarafından da yeterince destek göremiyordum. Bunun acısıyla mecbur eve dönüyordum. Gördüğüm şiddete bütün komşularım şahit. Çığlıklarımızı duyan komşular kaç kez polis çağırdı kapıya. Ben korkudan polisleri geri gönderiyordum. Hayatım hep böyle şiddet, hor görülme, aşağılanmayla geçti. Bunlara çocuklarımın şahit olmasını geçin onlar da şiddet mağduru. Üç çocuğum da defalarca kan revan içinde kaldı. Yeri gelirdi çocuklar ayakkabıyı eskitti diye onları öldüresiye döverdi. Hangi birini anlatacağımı bilemiyorum. Ama artık ben de çocuklarım da bu şiddeti görmek istemiyoruz.”

Uzaklaştırma kararı aldırdığı erkek ile aynı binada yaşıyor

Kasım 2023 tarihinde boşanmak için Van 2. Aile Mahkemesi’ne dava açtığını söyleyen M.P. gelişmeleri şöyle anlattı:

“Boşanmaya karar verdikten sonra da eşim beni hiç rahat bırakmadı. Uzaklaştırma kararı aldırdım ama fayda etmedi. Uzaklaştırma kararı aldırdığım adamla aynı binada yaşıyorum, sizce bu normal mi? Yatalak kayınpederimi eve getirdi ona bakayım diye. Defalarca konuştum ‘Biz ayrı eve çıkalım bir bakıcı tutarsın, ben yapamıyorum’ diye. Güya babasına bir bakıcı bulup işleri yoluna sokacaktı. Beş sene geçti. Biz bu süreçte yine birbirimizi yiyip bitirdik. Çocuklarım diken üstünde, inanılmaz derecede huzursuz oldu. Büyük oğlum parasızlıktan okuyamadı. Ortanca oğlum yine gördüğümüz şiddetten dolayı hırs yapmış, boksa yazıldı. Meğerse çocuk kendi iç dünyasında plan yapmış, güçlenip babasının karşısında durmayı hedefliyormuş. Güçlü olup bizi korumak istediğini söyledi. Türkiye Kick Boks ikincisi oldu. Her seferinde babasıyla oğlu arasında siper oldum. Bu adam umurunda değil ben oğlum zarar görmesin, siciline işlemesin istedim. Hayatım altüst oldu, nereden tutmaya çalışsam elimde kalıyor.”

“Duruşma salonunda saldırıya uğradım”

Mahkeme salonunda yeterince sesini duyuramadığını ve hakimin sürekli şiddet faili erkekten yana tavır koyduğunu belirten M.P, “İkinci duruşmada sesimi yükselttim. Hakim hanıma, ‘Bir haftada 7 kadın öldürüldü, 8’incisi ben olunca mı sesimi duyacaksınız?’ dedim. Mahkeme heyetine bir dosya dolusu kanıt sunmuşuz. Eşim de sadece yalanlarıyla orada. Nafakayı ödemiyor, çocuklarımın hiçbir ihtiyacını gideremiyorum.  Ben artık haykırmak istiyorum, duyun sesimi!

Adım bilinmesin ama benim gibi yüzlerce kadın var. Duruşma salonunda mahkemenin, polislerin önünde üstümüze yürüyor, tehditler savuruyor. Ben nasıl koruyabilirim kendimi? Bu adam bir eğitimci, bir öğretmen. Milli Eğitim’in bu adama dur demesi gerekiyor. Onlara da defalarca şikayette bulundum ama hiçbir şey olmadı. Güçlüden yana bu devlet, bunu anladım. Onlarca delil ve kanıtla gidiyorum, adam yalanlarıyla orada ve mahkeme onun söylediklerini ciddiye alıyor. Mahkeme salonunda hakime yalvardım bu işi bitirin diye ama üçüncü duruşma ertelendi. Bu adam durmayacak, illa bana zarar verecek” diye konuştu.

Gülmay Gümüşhan

“Kız kardeşimizin yanında olmak istedik”

YAKA-KOOP aktivisti Gülmay Gümüşhan da duruşma salonunda yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

“22 yıl eşinden şiddetin her boyutunu yaşayan M.P.’nin kurumumuza başvurusu üzerine Van Barosu’ndan avukat Reis Çevik ile birlikte hayati tehlikesi olan kız kardeşimize destek vererek koruma kararı aldırdık. M.P. ile dayanışmamızı göstermek için de duruşma salonundaydık. İkinci duruşma Van Adliyesi’nde idi. Kız kardeşimiz M.P., avukatımız ve 2 polis eşliğinde hazır bulunduk. Ancak duruşma, savcının izinli olması sebebiyle ileri bir tarihe ertelendi. Bunun üzerine avukatımız savcının özel kalemiyle duruşma gününü görüşürken, M.P.’nin güvenliğini sağlamak üzere orada bulunan polisler kapıda beklerken, duruşma salonuna hakim ve savcıların girdiği kapıdan giren ‘eğitimci koca’ önce eşi M.P.’ye saldırıp bizlere de en ağır hakaretleri sıraladı, güvenlik tarafından dışarıya zorlukla çıkarıldı. Dışarı çıkarılırken de saldırgan koca tehditlerini savurmaya devam etti. Bunun üzerine adliye içindeki Aile Şiddet Birimi ve Savcılığa suç duyurusunda bulunduk.”

Gülmay Gümüşhan’ın şu sözleri ise her gün en az bir kadının öldürüldüğü, 10’dan fazla kadının şüpheli biçimde öldüğü Türkiye’de kadına şiddetin geldiği noktayı gözler önüne serdi:

“Polis eşliğinde kapıya çıkarken 3 kadın olarak yine korku içindeydik. Ne yapacağımızı bilemezken karşıdaki lokantaya gidip şoku üzerimizden atmaya çalıştık. Ne kadar korkutucu olduğunu her detayıyla defalarca anlattığım, hiçbir güvenlik önlemi ve daha da önemlisi kamerası bile olmayan o korku tünelinden geçerek adliyeye geri geldik. Adliyenin karşısında yapılan kapalı üst geçitten bahsediyorum. Ülkemde kadının kefen koltukta, bıçak sırtındaki yaşam çabasına mı yoksa bunları yaşatıp korku ikliminin devamını sağlayan o canlının öğretmenlik mesleğini hala devam ettirmesine mi yanalım!”

M.P.’nin şiddet faili erkek öğretmene açtığı boşanma davası Van 2. Aile Mahkemesi’nde 22 Eylül’de görülecek.