DOLAR 34,3375 0.08%
EURO 37,4722 0.74%
ALTIN 3.026,550,28
Ankara

AÇIK

“Bu coğrafyayı yeniden küllerinden doğuracağız”
  • 9.Köy
  • Genel
  • “Bu coğrafyayı yeniden küllerinden doğuracağız”

“Bu coğrafyayı yeniden küllerinden doğuracağız”

Ekonomik gerekçeler veya inanç baskısı nedeniyle köylerini terk etmek zorunda kalan Elbistanlılar, "Yaşamı Yeniden İnşa Kooperatifi" aracılığıyla topraklarına geri dönüyor. Kooperatif Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güden, herkesi köyüne dönmeye ve kenetlenmeye çağırdı.

ABONE OL
24 Ekim 2024 16:14
“Bu coğrafyayı yeniden küllerinden doğuracağız”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kamber Yıldız

Kimi 1978 yılında 111 kişinin öldürüldüğü, yüzlerce ev ve iş yerinin yakıldığı Maraş Katliamı sonrası batı illerine ya da Avrupa’ya gitti, kimiyse ekonomik gerekçelerle Elbistan’ı terk etti… Yaşamı Yeniden İnşa Kooperatifi, yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalan Elbistanlıları geri döndürmek için çalışıyor. Kooperatif Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güden, “Bu coğrafyayı yeniden küllerinden
doğuracağız” diyerek coğrafyasını terk eden herkesi topraklarına dönmeye davet etti. Güden, “Coğrafyada azalan nüfusu tekrar geriye getirmek için yaşamı yeniden inşa ederek katliamları ancak böyle boşa çıkarabiliriz” dedi.

Ahmet Güden

Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesine bağlı birçok köyden, dini inanç ya da siyasi ve ekonomik nedenlerden dolayı göç etmek zorunda kalanlar, Yaşamı Yeniden İnşa Projesi ile kendilerine ait topraklara dönerek kayısı ve badem yetiştirmeye başladı. Kooperatif Başkanı Ahmet Güden, projenin ardından bazı köylülerin topraklarına döndüğünü, belirli yerlerde ailelerin köye yerleştiğini, 300 bin civarında ağacın dikildiğini belirterek, “Özellikle 1978 Maraş olaylarının ardından Alevilerin yoğun yaşadığı birçok köyde yurttaşlar kendini güvende hissetmediği için farklı şehirlere göç etmek durumunda kalmıştı” diye konuştu.

“Hiçbir şey kendi doğasından kopuk yaşayamaz”

Güden şunları kaydetti: “Biz bu projeye Elbistan’ın Akdil Köyü Kocapınar Mezrası’nda başladık. Aleviler kendi topraklarından koparsa kendi özünden kopmuş olacaklardır. Bugün Almanya’da doğmuş bir Maraşlı kendini ne kadar Maraşlı hissedebilir. Geçtiğimiz günlerde Yaşamı Yeniden İnşa Projesi kapsamında Avrupa’nın göbeğinde ana topraklarınıza dönün çağrısı yaptık. Orada panelde konuştuğumuz bir kişiye bu bölgenin doğusunu-batısını biliyor musunuz dediğimde yok bilmiyorum demişti. Ben de kendisine doğusunu-batısını bilmediğiniz bir coğrafyada neyi konuşabilirsiniz diye sordum. Yaşadıkları yeri tanımıyorlar. Niye? Çünkü kendi özleri burada. Kültür burada oluştu. Göçtüğümüz köylerdeki birçok şeyin ismini unutmuşuz. Bugün Avrupa’da büyümüş bir çocuğun kendi değerlerinin, kendi inançlarının farkında olması mümkün değil. Hiçbir şey kendi doğasından kopuk yaşayamaz.”

Ahmet Güden sözlerine şöyle devam etti: “Aslında biz komünal, ekolojik bir yaşamı esas aldık ve kooperatifleşmeyi hedef aldık. Bugün Avrupa’ya baktığımızda yüzde 10’u kooperatife üyedir. Alevilikte de bu yaşam modeli var. Örneğin Rıza Şehri vardır. Kapitalist sistemde komünal yaşama insanlara ütopik gelebilir ama biz bu düşünceyi, bu coğrafyaya yaymak istiyoruz. Kooperatifi kurmaya başladığımız zaman bize şunu sormuşlardı: Ne yapmak istiyorsunuz? Amacımız kooperatif fikrini bu coğrafyada konuşmak, yaymak. Buna göre hedeflerimizi bu bölgede yaygınlaştırmak istiyoruz.

“35 yıl aradan sonra köyle yerleştim”

Kendisinin de 35 yıl aradan sonra köye yerleştiğini söyleyen Güden, kendi topraklarından kopmanın özünden kopmak anlamına geldiğini söyledi ve “Bunun için ben doğduğum yerde yaşamak istiyorum ve ben buraya ait olmak istiyorum. Her ne kadar fiziken burada olmadığımı düşünsem de ruhum buralardan hiç kopmadı. 35 yıl sonra buralara dönmemin nedeni aslında bu topraklara ne kadar bağlı olduğumun göstergesidir” dedi.

Projenin duyulmasıyla köye yerleşimlerin yavaş yavaş başladığını söyleyen Güden, “Birçok köyde geri dönüşler oldu. Özellikle İstanbul’dan ve birçok şehirden insanlar geri döndü. Bizim burada Serçe Kuyusu mezramız vardı, birkaç evden oluşuyordu. Bu mezra şimdi 15-16 eve ulaştı ve yüzlerce traktör alındı, binlerce ağaç dikildi. Badem, kayısı ve mısır ekilmeye başlandı. Yoğunsöğüt Köyü, Karakuyu Mezrası’na temelli dönüşler oldu. Özellikle Avrupa’daki insanlarımız da bu konuda duyarlı. Son dönemde ekilen ağaç sayısı 300 bine ulaştı” diye konuştu.

“Halkımızı köylerine dönmeye ve kenetlenmeye davet ediyoruz”

Ahmet Güden, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Çalışmalarımızı sadece burayla sınırlı tutmayacağımızı belirtmek istiyoruz. Her yakılan ağacın yerine yeni bir ağaç, her yıkılan evin yerine yeni bir ev inşa edeceğiz. Bu coğrafyayı yeniden küllerinden doğuracağız. Bizim kutsallarımız bu topraktadır, bizim mezarlarımız buradadır. Mümkün olduğu kadar koşulları ve imkanı olan insanlarımızı buraya davet ediyoruz. Özellikle derneklerimizi, kanaat önderlerimizi, yazarlarımızı ekolojik yaşamın ne kadar önemli olduğunu anlatmaya, tanıtmaya davet ediyoruz. Ekolojik yaşamın önemini depremde ve pandemi sürecinde gördük. Kapitalist sistemler kendi çıkarlarına göre hareket eder. Eğer doğayı esas almış, doğaya göre bir inşa süreci başlatmış olsalardı depremde bu kadar insan yaşamını yitirmezdi.

Türkiye’de bugün yoğun olarak Avrupa’ya bir beyin göçü yaşanıyor. Binlerce gencimiz Avrupa’da işçi olarak çalışıyor. Gençler neden burada kalamıyor? Çünkü burada yaşamanın imkânları kaldırıldı. Bugün samanı ithal eder duruma gelmemizin nedeni coğrafyanın insansızlaştırılmasından kaynaklanıyor. Mera yasaklarıyla birlikte temel gıdayı üreten insanlar üretimden koptu. Köyünden gitmek zorunda kalan bütün halkımızı kendi köylerine dönmeye, bir arada kenetlenmeye davet ediyoruz.

 

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.