10 Şubat 2025 Pazartesi
Atiye Eren Çelik
Teknolojik araçların ve yapay zekanın gelişimiyle yeni bir şiddet aracı olarak ortaya çıkan dijital teknolojiler ve çevrimiçi ortamlar toplumsal cinsiyet eşitsizliğini de derinleştiriyor. Teknolojinin baş döndürücü bir hızda evrilmekte olduğu günümüzde dijital teknolojiler ve çevrimiçi ortamlar kullanıcıları için gündelik hayatı kolaylaştıran birçok pratik özellik sunarken, bazı tuzakları da barındırıyor. Bu kapsamda bu ortamlar bireylerin ve grupların birbirlerine şiddet uyguladıkları sorunlu alanlar/araçlar olarak da
karşımıza çıkıyor.
Dijital şiddet terimi; bir bireyin veya grubun teknolojiyi kullanarak başka bir bireyi veya grubu hedef alması, tehdit etmesi, korkutması, manipüle etmesi vb. zarar verici davranışlardan oluşan şiddet olaylarını tanımlıyor. Bu yeni şiddet türü toplumsal
cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren bir duruma da neden olabiliyor. 9.Köy uzmanlarıyla, dijital şiddetin en yaygın biçimlerini, bu tehlike karşısında bireylerin, devletlerin ve teknoloji şirketlerinin alabileceği önlemleri konuştu.
Gülcihan Temur
Toplumsal Cinsiyete Dayalı Dijital Şiddet Uzmanı Nurcihan Temur, dijital şiddetin toplumsal cinsiyete dayalı şiddet kadar zararlı olduğunu ve hatta daha tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini belirtiyor. Dijital şiddetin “toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin” dijital ortamda devam eden bir yansıması olduğunu aktaran Temur, dijital şiddeti şöyle anlatıyor:
“Aslında çevrimdışı dünyada gördüğümüz baskılar, eşitsizlikler ve şiddet biçimlerinin dijital araçlar aracılığıyla daha hızlı, yaygın ve anonim bir şekilde uygulanmasıdır. Bu şiddetin bir diğer adı da ‘teknolojinin kolaylaştırdığı’ şiddettir.”
Temur, bu korudaki dikkat çekici bir noktayı ise “Dijital şiddetin çevrimdışı şiddet kadar zararlı ama aynı zamanda daha tehlikeli bazı özelliklere sahip olması” olarak göstererek, şöyle konuştu:
“Mesela dijital ortamda bir içerik hızla yayılabiliyor ve geniş bir kitleye ulaşabiliyor. Bu içeriklerin kontrolü neredeyse imkânsız hale gelebiliyor. Bu durum şiddete maruz bırakılanlar için tekrar tekrar travma yaşanmasına neden olabiliyor.”
Temur, yapay zekanın gelişimiyle birlikte dijital şiddetin boyutlarının hem arttığını hem de farklılaştığını, bu teknolojilerle kadınlara taciz vakalarının nasıl sıklaştığını şu örneklerle aktardı:
“Yapay zekâ teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte şiddetin yeni boyutları ortaya çıktı. Deepfake adı verilen teknoloji bunun en çarpıcı örneklerinden biri. Bu teknolojiyle bir kadının yüzü ya da vücudu manipüle edilerek cinsel içeriklerde kullanılabiliyor. Araştırmalar, internetteki deepfake videoların yüzde 90-95’inin kadınları cinsel içeriklerle hedef aldığını gösteriyor. Yani bu teknoloji neredeyse tamamen kadınlara zarar vermek için kullanılıyor. 3D animasyonlar ve avatar teknolojileri de benzer bir şekilde tehlike oluşturuyor. Özellikle metaverse gibi sanal ortamlarda kadınlar 3D avatarlar tarafından tacize uğruyor.”
Pınar İlkiz
Uzmanlar dijital şiddete en çok maruz bırakılanların kadınlar ve kız çocukları olduğu noktasında birleşiyor. Pikan Ajans Kurucu Ortağı Pınar İlkiz, herkesin dijital şiddete maruz bırakılabileceğini ama buna en çok maruz kalanların kadınlar ve kız çocukları olduğunu söyleyerek, şu bilgileri verdi:
“Dijital şiddetin kadınlara, sadece kadın olmalarından ötürü bilerek ve isteyerek, cinselliği de kapsayacak şekilde zarar veren halinden bahsediyoruz. Bir uygulamada profil fotoğrafınızı kadın görüntüsü ile değiştirdiğinizde alabileceğiniz mesajlar bunun en basit örneği. Daha vahim ve yaygın olanı ise görsel-odaklı cinsel taciz. Yapay zeka burada devreye giriyor. Bu görüntüler var mı yok mu bilmiyorsunuz, yapay zeka ile her şey kolaylaşırken, sizin görüntünüzün size ait olmayan bir sahnenin içinde yer alması da bir o kadar kolaylaştı. Buna en çok kadın siyasetçiler kampanya dönemlerinde maruz bırakıldı mesela. O zaman hangisi gerçek hangisi değil diye düşünürken mevcut dijital medya okuryazarlığımızın bile bize yetmeyeceği şeylerle karşılaşabiliyoruz.”
Ahmet Sabancı
Alternatif Bilişim Derneği üyesi ve Dijital Medya Araştırmaları Derneği’nin (DMAD) kurucu üyelerinden Ahmet Sabancı, günümüzde teknolojinin ve yapay zekanın yaşadığı değişimle birlikte dijital şiddet faillerinin saldırılarını artık “daha hızlı ve yoğun bir şekilde” gerçekleştirdiğini kaydetti. “Dijital şiddet maalesef her geçen gün katlanarak artan ve insanların hem internette hem de normal hayatlarında zarar görmesine neden olan bir fenomen hâline geldi” diyen Sabancı, teknolojinin geçirdiği evrim ve platformların yaşadığı değişimlerin de dijital şiddet faillerinin işlerini kolaylaştırdığına işaret ediyor. Sabancı, üretken yapay zekâ modellerinin saniyeler içerisinde istediğiniz metni ve görseli üretebilmesi ya da bunların bir sosyal medya hesabına bağlanabilmesinin dijital şiddet faillerinin daha hızlı ve yoğun bir şekilde saldırılarını gerçekleştirmesini sağladığını belirterek, şunları söyledi:
“Meta ve X/Twitter gibi şirketlerin içerik moderasyonu ve kullanıcı güvenliği konusunu tamamen politik motivasyonlarla gevşetmiş olması da faillerin hedeflerine saldırabileceği alanların artmasına neden oldu.”
Uzmanlar, dijital şiddetin yalnızca çevrimiçi bir sorun değil aynı zamanda çevrimdışı şiddetin bir uzantısı ve toplumsal eşitsizliklerin dijital dünyada bir yansıması olduğunu belirtiyor. Bu noktada ise bireylere, devletlere ve teknoloji şirketlerine büyük sorumluluklar düşüyor. 9. Köy olarak 3 uzmandan aldığımız görüşler neticesinde alınabilecek önlemleri şu şekilde derledik:
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.