DOLAR 35,6878 0.13%
EURO 37,4911 0.7%
ALTIN 3.178,670,76
Ankara

KAPALI

Zorlu göç: Askıya alınmış yaşamlar

Zorlu göç: Askıya alınmış yaşamlar

Deprem nedeniyle yaşadıkları şehirleri terk eden depremzedeler zoraki göçü 9. Köy’e anlattı. Ankara Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hayriye Erbaş, depremzedelerin göç ettikleri yerlerde yaşayacakları hayatı, “askıya alınmış yaşamlar” olarak nitelendirdi.

ABONE OL
7 Mart 2023 15:32
Zorlu göç: Askıya alınmış yaşamlar
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Haber: Erva Gün / Kapak Fotoğrafı: Serdar Özsoy
Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra binlerce kişi evsiz kaldı. Depremden etkilenen çok sayıda insan büyükşehirlere veya çevre illere göç etmeye başladı. Deprem sonrası yaşanan göçleri değerlendiren Ankara Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hayriye Erbaş, depremzedelerin istemeden göç etmiş olmaları nedeni ile, yeni yerleştikleri yerlerde “askıya alınmış yaşamlar sürdüreceklerini” söyledi.

“Şehri bırakmak istemedik”

Depremden evleri etkilendiği için Hatay’dan Ankara’ya göçen üniversite öğrencisi A.K., yaşam şartlarının zor olması sebebiyle gediklerini aktardı. Evleri hasarlı olduğu için bir süre arabada kaldıklarını ve ısınmak için dışarıda ateş yaktıklarını belirten A.K., “Ankara’da akrabalarımız olduğu için buraya gelebildik. Yoksa ne yapardık ben de bilmiyorum” dedi. Ankara’da ne kadar kalacaklarını bilmediklerini ve bir planları olmadığını da söyleyen A.K., “Herkesin kafası çok karışık. Başka bir şehre gitsek kira fiyatları çok artmış durumda. Hatay’da evimiz yıkılmadı ama içerisine girilecek durumda değil. Yıkılmasa bile ben o eve girebilir miyim bilmiyorum” diye konuştu. İnsanın dönecek bir evinin olmadığını bilmenin kötü bir durum olduğunu vurgulayan A.K. şöyle konuştu;
“Abim ve babam en kısa sürede Hatay’a dönmek istiyorlar. Babam ve amcama kalsa şu anda gidecekler ama gitseler yapabilecekleri hiçbir şey yok. Barınma en büyük problem zaten. Yoksa şehri biz de bırakmak istemedik.”

“Bilmediğim şehir, bilmediğim bir yer…”

9. Köy’e konuşan bir başka depremzede E.P., yaşadığı süreci “Tanımadığım bir araba beni aldı ve sabaha kadar arabada dokuz kişi
bekledik. Depremin ikinci günü ailem beni almak için gelmeye çalıştı ama yolların bozuk olması gelmelerini zorlaştırdı” sözleriyle anlattı. Gidebilecekleri bir evleri olmadığını söyleyen E.P., “Bir kafe sığınağa çevrilmişti ve yaklaşık 200 kişi orada beklemeye başladık. Evden battaniye alabilmiştik böylece sığınakta ısınabildik” diyerek deprem sonrası yaşadıkları en büyük zorluğun iletişim ve açlık olduğuna değindi.
Ailesi ile birlikte Mersin’deki KYK yurtlarına giden E.P. başka bir şehirde yaşamanın zorluklarına da değindi. Yaşadıkları şehri deprem nedeniyle, kendi istekleri dışında terk etmek zorunda kaldıklarını vurgulayan E.P., “Mersin de kimi insanlar bize dilenci
gözüyle bakıyor kimisi de bize acıyıp yardımda bulunmaya çalışıyor. Fakat ikisi de bizi çok üzen durumlar. Biz dilenci değiliz. Bilmediğim bir şehir ve bilmediğim bir yer” dedi.
Devlet yurdunda ne kadar kalabileceklerinin belli olmadığını da aktaran E.P., “Yeni düzenimizi hem burada kalacakmış gibi hem de Hatay’a geri dönecekmişiz gibi düzenlemeye çalışmak bizi çok zorladı” diye konuştu.

“Deprem sosyolojik bir olgudur…”

Deprem sonrası yaşanan göçleri 9. Köy’e değerlendiren Ankara Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hayriye Erbaş, deprem ve felaket ilişkisine değinerek depremin insan-doğa ve insan-ilişkileri ile felakete dönüşebileceğini ya da depremin etkisinin hafifletilebileceğini  söyledi. Depremden bu yana her geçen gün insan faktörünün daha da görünür olduğunu dile getiren Erbaş, “Depremin etkileri toplumdaki sınıfsal, gelir grupları eşitsizliklerine bağlı olarak değişir. Bu nedenlerden dolayı da deprem ekonomik, politik, kültürel boyutları olan sosyolojik bir olgudur” dedi. İnsanların yakınlarını, varını, yoğunu kaybetmek ve deprem sonrasındaki  olumsuzluklar nedeni ile göç etmek zorunda kaldıklarını da vurgulayan Erbaş, özellikle yoksul kesimlerin yaşamlarını yeniden kurmakta zorluk çekme ihtimallerinin büyük olduğunu ifade etti. Erbaş, depremzedelerin “istemeden göç etmiş olmaları nedeni ile,  geriye ya da tersine göç etme isteği duyacaklarını, buna bağlı olarak da göç ettikleri yerlerde ‘askıya alınmış yaşamlar’ sürdüreceklerini söyledi. Erbaş, özellikle kentleri ile kültürel bağları güçlü olan aileler ve kent belleği açısından önemli tarihi dokuları olan kentlerde yaşayanların, o kentleri yeniden kurma arzusunu taşıyacaklarını dile getirdi.

“Ahlaki çöküntü felaketleri sonlandıramaz”

Yaşanan depremin toplumsal yaşamdaki etkilerine de değinen Erbaş, “Depremin sonuçlarından bütün toplum etkilenecek ve ekonomik, gıda ve diğer krizler daha da derinleşecektir” dedi. İnsanların sorgulamaya başlamasının bir toplumsal sonuç olduğunu söyleyen Erbaş, “Toplumda her meslek için, her kurum için ve her birey için gerçek anlamda yeni bir değerler inşası olmadan bu sorunlardan kurtuluş yok. Herkesin kâr hırsı ve bireysel çıkar peşinde olduğu bir ahlaki çöküntü ile bu felaketler sonlanmaz” dedi.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.