Haber: Yusuf Özgür Bülbül – Muş / Kapak Fotoğrafı: Depophotos
Ağrı, İstanbul, Giresun, Muş ve Tokat’ta görev yapan gazetecilerle 9. Köy için konuştuk, “yerelde görev yapmanın kadın gazetecilere uygun olmadığı” ön yargısıyla karşılaşan gazeteciler, yaşadıkları baskıları ve eşitsizlik tablosunu dile getirdiler.
Yerel medyada “cinsiyet eşitsizliği” önde gelen sorunlardan biri. Sektörde görev yapan kadın gazeteciler, Berrin Çelik, Ayşegül Gedik, Nihal Özkan, Seda Batur’un yanı sıra gazete yöneticisi Veysel Eşin’le görüştük, gözlemlerini ve önerilerini dile getirdiler.
Ağrı’da Gazete Duvar için serbest haberci olarak görev yapan yeni mezun Berrin Çelik, muhabir olarak yerelde çalışmanın zorluklarını şöyle anlattı:
“Erkek meslektaşlar zaten bu işin kadınlara göre olmadığını iddia ediyor. Kadınların bu meslekte zorlandığını, çalışma saatlerinin onlara uymadığını düşünüyorlar. Çalıştığımız şehrin küçük ve herkesin birbirini tanıyor olması da sorun. Memleketim Ağrı’da, ulusal bir mecraya, Duvar Gazetesi’ne haber üretiyorum Kentte herkesin birbirini tanıyor olması sınır ihlali yaratıyor. Haber için görüşmeye gittiğin kaynaklar bu sınırı zorlayabiliyorlar. Konu bambaşka bir yere gidiyor. Böyle olunca sağlıklı bir haber üretemiyorsun. Yerel basında çalışmanın tek avantajı ise haber kaynaklarına, kendi şehrini iyi bildiğin için zorlanmadan ulaşabilmen. Eğer buralarda eleştirel medya için haber üreten bir kadın muhabirseniz ve özellikle tek bağımsız muhabirseniz işiniz çok daha zor. Çoğu zaman giydiklerinizle bile yargılanıyorsunuz. –Böyle muhabir mi olurmuş?– diyen bile olabiliyor. Hatta –bu iş de yapılır mı, gazeteciler hep aç, kadınlar için daha zor bu iş, biz sizin nasıl şartlarda çalıştığınızı biliyoruz- deyip arkasını dönüp giden de var. Ülkenin siyasi iklimi ve ekonomik durumu belli, büyük bir kutuplaşmanın olduğu acı bir gerçek. Bu acı gerçeklerin içinde, serbest çalışıp emeklerinin karşılığını asla maddi ve manevi olarak alamadığın bir Türkiye’de gazetecilik yapmaya çalışıyorsun. Kitlelerin hakkını savunmak için sokaktasın ama bazen böyle cinsiyetçi linçe bile maruz kalabiliyorsun.”
Konya’da tv42’de staj yaptığını dile getiren Çelik, kamuoyunda erkeklerin daha çok muhatap alındığından yakındı:
“Sokağın nabzını tutmak için röportajlar yaptığımızda bile erkek gazeteciler daha çok muhatap alınıyor… Kadın gazetecilere ise –hanım kızım, abla…- gibi ciddiyetten biraz uzak söylemlerle yaklaşılıyor. Tabii erkek gazetecilere daha ciddi bir yaklaşım söz konusu. Sorduğun soru bile bölgedeki insanın yaklaşım tarzını belirleyebiliyor. Birçok kez sözlü tacize uğramışlığım bile var. Umarım gazeteciliği daha güzel yarınlarda, cinsiyetçi ayrıştırmaların olmadığı herkesin birbirini kucaklayıp dayanışmayla ilerlediği zamanlarda yapabiliriz”
Erzurum Atatürk Üniversitesi gazetecilik bölümü mezunu Ayşegül Gedik 6 yıldır gazetecilik yapıyor. Erzurum’da göreve başlayan Gedik, bölge gazetesi olan Pusula’da öğrencilik döneminde çalıştı. İhlas Haber Ajansı’nda da bir süre habercilik yapan Gedik, şimdi İstanbul’da BBN Türk kanalında editörlük yapıyor. Haber için kimi ücra bölgelere ulaşımın sorun olduğunu ifade eden Gedik, ekipman yetersizliğini de vurguluyor. Ekonomik koşullara da değinen Gedik, “Yerel gazetecilik her şeye rağmen gazetecinin kendini sahada hissettiği en güzel yer” diyor.
Giresun’da gazetecilik yapan Nihal Özkan bir radyoda çalıştı. Haberleriyle pek çok ödül alan genç iletişimci 16 yaşımdan beri mesleğin içinde. “İlk başta kadın bir gazeteci olduğunuz için size farklı gözlerle bakmak ya da koltuktan indirmek istiyorlar” diyen Özkan şunları dile getiriyor:
“Ne kadar -çağdaş dönemdeyiz- denilse de kadın, buralarda hala adeta bir –süs bitkisi- gibi görülüyor. İşinizi yaparken, sizin dişiliğinizi kullanmak bile isteyebiliyorlar. Ben bunlara asla izin vermedim. İstediklerine ulaşamayınca size türlü türlü sıkıntı çıkarıp, sorun üretip iftira bile atıyorlar. En son bir kişiyle problem yaşadım. Genç yaşıma karşın çalışmalarımla ödüller alıp, aktif olarak toplantılara, konferanslara çağrılırken, birileri beni gözüne kestirip makamlı insanlara dedikodu içeriğinde beni yem etmeye kalkıştı, duruma sert tepki gösterdim. Yani siz onca eğitim alıp, onca emek verip, başarılara koşarken, sırf bir kadın olarak önünde eğilmediğiniz için, yolunuza taş konulmaya çalışılıyor. Bu nedenle, biz kadınların daha dik durması ve hatta erkek egemen topluma oranla daha savaşçı olması gerekiyor. Çünkü sizi camia içinde adeta kabullenemiyorlar. –Meyve veren ağaç taşlanır- misali bir hayat döngüsü oluyor. Velhasıl, her zaman yolunda dimdik yürüyen idealist bir genç kadın gazeteci olarak sürecime devam ediyorum ve edeceğim.”
Tokat’ta 7 kadın fikir işçisi görev yapıyor. Onlardan biri olan Seda Batur, 2009’da Afyon Kocatepe Üniversitesi Radyo ve TV Yayıncılığı Bölümünü bitirdi. Yaklaşık 15 yıldır medyanın birçok kolunda çalışan Batur, 12 yıldır Tokat’ta yerel gazetede muhabir ve sayfa editörü olarak görevine devam ediyor. Batur, mesleğin kadın gazeteciler açısından iyi ve kötü yanlarına şöyle değiniyor:
“Kadın gazeteci olarak yerel basında çalışmak bir yandan heyecan verici ve tatmin edici iken, diğer yandan zorluklar ve baskılarla dolu olabiliyor. İlk bakışta gazetecilik mesleği her cinsiyetten insanın katılımına açık, ancak işin sahaya yansıyan kısmında –özellikle yerel basında- hala cinsiyet eşitsizliğinin olduğu bir sektörde çalışıyoruz. Bu nedenle, erkek meslektaşlarımıza kıyasla biz kadın gazetecilerin daha çok güçlü olmaya, kendilerine olan güvenlerini korumaya ve karşılaştıkları zorluklarla mücadele etmeye ihtiyacı var.
Kırsal bölgelerde geleneksel toplumsal normlar ve cinsiyet rolleri daha belirgin. Bu durum, kadın gazetecilerin işlerini yaparken çoğu kez karşılaştıkları cinsiyet temelli ön yargılar ve ayrımcılık nedeniyle sürekli mücadele etmelerini gerektiriyor. Öte yandan kadın figürünün, yerel topluluğun önde gelen bir parçası olması, kadın gazetecilere yerel haberlere erişim ve bilgi akışı açısından bazı kolaylıklar sağlayabiliyor. Yerel halk arasında kadın gazeteciler bir aidiyet duygusu oluşturabiliyor ve yerel konulara ilişkin farkındalığı artırıyor. Ancak bu durum, bazen kişisel sınırların ihlal edilmesi, güvenlik sorunları veya aşırı yüksek beklentiler gibi zorlukları da beraberinde getiriyor, bütün bu nedenlerle kadın gazetecilerin erkek meslektaşlarıyla aynı fırsatlara sahip olabilmesi için sektör yöneticilerinin ve kuruluşların cinsiyet eşitliği konusunda taahhütte bulunmaları ve bu taahhütleri uygulamaları önemlidir, kadın gazetecilerin güvenliğinin sağlanması ve cinsiyet temelli şiddet veya taciz durumlarında destek verilmesi için gerekli politika ve önlemler uygulanmalıdır. Ayrıca, toplumdan da benzer destek ve güvenlik önlemlerini beklendiğini dillendirmek önemlidir.”
Muş-Malazgirt’te yayın yapan Alparslan Diyarı gazetesinin yöneticilerinden Veysel Eşin, her zaman kadın gazetecilerin sahada olmasına istediklerini ifade etti. Yazı İşleri müdürlerinin kadın olduğunu ve kadın gazetecilere her zaman destek olmak için ellerinden geleni yaptıklarını kaydeden Eşin, şöyle dedi:
“Oysa kadın gazeteci bir yere gittiği zaman, örneğin bir kavga olayını veya bir kazayı haberleştirmeye gittiği zaman elinde fotoğraf makinesi ile fotoğraf çekmeye çalıştığında, –Sen de kimsin? Neden resim çekiyorsun?– sorularıyla baskıya uğratılıyor. O yüzden Doğu Anadolu Bölgesinde kadın gazetecilerin çalışması her zaman çok zor olmuştur. Kadın gazetecilerin sahada özellikle bu bölgelerde çalışırken zor şartlar altında oldukları bilinmeli. İlçemizde şu an gazetecilik dalında öğrenim gören ya da mezun olmuş bir çok kadın gazeteci var. Hepsinin tek korkusu iş bulamamak.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.