Deniz Berk
Büro Emekçileri Sendikası (BES) ve Büro Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Büro-İş), yeni adli yılın açılışında yargı emekçilerinin çalışma koşullarına ve sorunlarına dair taleplerini Sıhhiye Adliyesi önünden yaptığı basın açıklamaları ile duyurdu.
Büro-İş basın açıklamasını Genel Başkan Alay Hamzaçebi, giydiği korsan kıyafeti ile yaptı. Açıklamaya “Türkiye bir korsanlar ülkesi oldu” sözleriyle başlayan Hamzaçebi, Temmuz ayında kabul edilen vergi paketine dikkat çekti. Hakim ve savcılara yönelik madde teklif komisyonuna sunulmadan eklendiği için bu maddenin bir korsan madde olduğunu ifade eden Hamzaçebi şöyle konuştu:
“Buradan Adalet Bakanına sesleniyoruz. Adalet Bakanlığı hakim ve savcıdan ibaret midir? Adalet Bakanlığı’nın diğer çalışanları üvey evlat mıdır? Çalışma arkadaşlarına adil davranmayan başkalarına davranır mı? Adalet bu mu? 2008 yılından itibaren elimizden alınan havuz paralarımız, ikramiyelerimiz başta olmak üzere birçok kazanılmış haklarımızı neden geri vermediniz, bu torba yasaya neden eklemediniz? Şimdiye kadar 9 Yargı Paketi yaptınız. Bizleri hep unuttunuz.“
Hamzaçebi, zamlar ve vergiler ile halkın yoksullaştığına, yapılan liyakatsiz atamalar ile emeklerinin gasp edildiğini ifade ederek, “Bu adli yıl milat olsun. Hak, hukuk, adalet yerini bulsun, liyakat gelsin, emekçi emeğinin karşılığını alsın. Yargı çalışanlarının sorunlarını çözecek muhatap Adalet Bakanının adli yıl mesajına baktığımızda, yargı çalışanlarına başarılar dilediği ve iki kelime ile geçiştirdiğini görmekteyiz. Ancak yılda bir gün olsa bile yargı emekçilerinin sorun ve taleplerine değinilmemekte, çözüm üretilmemekte adeta sağıra yatılmakta” dedi.
BES: “Yoksullaşma arttıkça yargının iş yükü de artıyor”
Büro Emekçileri Sendikası Ankara 2 Nolu Şube Sekreteri Veli Çelik tarafından yapılan açıklamada ise yargı erkinin bağımsızlığını kaybettiği önü sürüldü. Açıklamasında kamuoyu araştırmalarının adalet sistemine güvenin azaldığının gösterdiğine dikkat çeken Çelik, şöyle konuştu:
“Bir yandan yargı hizmetlerine ulaşmanın ekonomik bedelinin, yani dava açma harçları ile avukatlık ücretlerinin artması, bir yandan yıllarca süren dava süreçleri yurttaşlarımızın bu yargı sisteminden beklentilerini zayıflatmaya devam ediyor. Yoksulluğun arttığı ve gelir eşitsizliğinde gelişmiş ülkeler sıralamasında ilk sırayı kimseye kaptırmayan ülkemizde, yaşanan yoksullaşmayla birlikte yargının iş yükü sürekli artmakta ve içinden çıkılamaz hale gelmektedir. Bu süreçte siyasi iktidar bir türlü tamamlayamadığı yargı reformu paketleri açıklamaya devam etmektedir. İktidarın üst üste açıkladığı yargı reformu paketleri, kimsenin derdine deva olmadığı gibi, ağır iş yükü altında ezilen yargı emekçilerinin sorunlarında her defasında görmezden gelmektedir.”
“Yargı Emekçilerinin ekonomik haklarında hiçbir ilerleme sağlanmadı”
Dava sayılarındaki artış ve dava süreçlerinin yıllarca sürmesi ile yargı emekçilerinin çalışma hayatının “kabusa döndüğüne” de dikkat çeken Çelik, “Açıklanan yargı paketlerinde ekonomik, özlük ve sosyal haklarının düzeltilmemesi, yetkili olan sendikaların bu durum karşısında sessiz kalmaları, yargı emekçilerinin üvey evlat muamelesi görmesine neden olmaktadır. Yargı Emekçileri açlık sınırı ile yoksulluk sınırı arasında bir ücret almakta olup, 2009 yılından bu yana ekonomik haklarında hiçbir ilerleme sağlanmamıştır” dedi.
BES’in açıklamasında yargı emekçilerinin taleplerini şöyle sıralandı:
- Ayrım yapılmaksızın, tüm yargı emekçilerine mesai ücreti ödenmesi sağlanmalıdır.
- Ulaşım ücretleri, Ankara Adliyesi ek binaları da göz önüne alınarak yeniden güncellenmelidir. Ulaşım ödeneği sadece Ankara, İstanbul ve İzmir’de çalışan yargı emekçilerine verilmektedir. Ayrımsız olarak her ilde verilmelidir.
- Fiziki çalışma koşulları acilen düzeltilmelidir.
- Birikmiş havuz paralarının, yargı emekçilerinin lehine olacak şekilde düzenleme yapılarak, 2009 yılından bugüne tüm personele eşit şekilde tekrar ödenmesine başlanmalıdır.
- İş yükü nedeniyle personel alımına gidilmeyip yargı emekçilerinin üzerinde baskı kurularak sorunun çözümüne çalışılmaktadır. Bu uygulamadan vazgeçilerek yeterli personel istihdamı yapılmalıdır.
- Yargı emekçilerinin 2802 sayılı yasadan çıkarılarak diğer kamu görevlileri gibi 4483 sayılı Memurun Muhakematı Kanunu’na tabi olması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
- Mobbinge maruz kalan personelin durumunun değerlendirilmesi, mobbingin önlenmesi amacıyla kurumlarda bir kurul oluşturulması, mobbing uygulayan amire yaptırım uygulanması için düzenleme yapılmalıdır.
- Ankara Adliyesi ek binalarında da kreş açılmalıdır.
- Kurum tabipliği, poliklinik hizmeti verilecek şekilde yeniden düzenlenmelidir, tüm ek binalarda kurum tabipliği açılmalıdır.
- Mülakat değil liyakat esas alınmalı, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarıyla kurum içinden atamalara devam edilmelidir.
- Yargı hizmetleri sınıfı oluşturulmalı kadro ve unvanlar yeniden tanımlanmalıdır.
- İşyerinde hiçbir pozisyon, kadro, unvan ve kademede cinsiyetçi iş bölümü yapılmamalıdır.
- Ağustos ayında hakim ve savcılara yapılan iyileştirmeden yargı emekçilerinin tamamı yararlandırılmalıdır.
|