Gülşen Okay
Dünyanın birçok bölgesinde yaşanan kuraklık tehdidi Doğu Anadolu illerinde de hissedilmeye başlandı. Doğu Anadolu Bölgesi’nin yeraltı su kaynakları bakımından en zengin illerinin başında gelen Bitlis’te birçok göl ya da gölet tamamen kuruma sorunuyla karşı karşıya. Küresel ısınmanın yanı sıra tarımsal sulama amaçlı açılan sondaj kuyuları nedeniyle özellikle Tatvan, Ahlat ve Adilcevaz ilçe sınırlarında yer alan birçok göl ya da gölette ciddi su çekilmeleri yaşanıyor. Tatvan ilçesindeki doğa harikası Nemrut Krater Gölü, 40 kilometrekarelik alana sahip Ahlat ilçesinde bulunan ve Cumhurbaşkanlığı kararıyla ‘kesin korunacak hassas alan’ ilan edilen Nazik Gölü ile çok sayıda kuş türüne ev sahipliği yapan Adilcevaz ilçesindeki Arin Gölü’nde su çekilmelerinin ulaştığı boyut gözle bile görülebiliyor. Van Gölü havzasındaki kuraklık tehdidi bununla da sınırlı değil. Havzada yer alan Akgöl, Değirmi Gölü, Keşiş Gölü de yılın ikinci yarısında kuruyarak yok olma tehlikesi yaşayan göletler arasında yer alıyor.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van Gölü havzasının temel sorununun su değil, buharlaşma olduğuna dikkat çekti.
Yağışların son yıllarda kış ayları yerine bahar aylarında etkili olmaya başladığını ifade eden Alaeddinoğlu, özellikle son 3 yıldaki yağışların göl ya da göletlere ciddi bir katkı sunmadığını anlatarak şöyle konuştu:
“Havzanın temel sorunu su değil, buharlaşma. Son günlerde tüm dünyayı etkileyen sıcaklık artışı, havzayı da olumsuz etkiledi. Buna bağlı olarak göllerdeki su kaybı yine devam etti. Bu trend belki kasım ayına kadar devam edecek. Böyle devam ederse de havzada yer alan Sıh
Bizim havza daha yakından etkilenecek çünkü burada sulak alanlar var. Bu yüzden burada gerçek bir buharlaşma yaşanacak. Kapalı bir havza olan bu alanın yönetilmesi lazım. Bunun için şimdiden bir planlamanın yapılması gerekiyor.”
Havzada yer alan göllerin su seviyelerinin düşmesinin bir sebebinin de tarımsal sulama amaçlı açılan binlerce sondaj kuyuları olduğuna işaret eden Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş da kuyu sularının denetimli olarak kullanılması gerektiğine dikkat çekti.
Van Gölü havzasının bir kuraklaşma dönemine girdiğine işaret Prof. Dr. Elmastaş şu değerlendirmede bulundu:
“Bu kuraklaşma yağışlar, mevsimsel değişimler ya da döngüler tamamen insanların elinde olan döngüler değil. Ama insanların doğrudan ya da dolaylı etkileri olabiliyor. Kuraklaşmada su seviyelerinin düşmesinde, alçalmasında ya da kirlenmesinde yapılması gerekenler var. Van Gölü havzası, bir kuraklaşma dönemine girmiş bölgedir. Yapılması gereken bu ekolojik dengenin bozulmaması adına sulamada kullanılan suların tasarruflu olarak kullanılması, daha fazla ihtiyaç dışındaki su kaynaklarının mutlaka göle akıtılmasının sağlanmasıdır. Yani sular israf edilmeden kullanılırsa bir nebze de olsa daha fazla göl çevredeki kaynak sularıyla beslenmiş olacak. Bu havzadaki insanların tarım yaparken dikkat etmesi gereken en önemli husus bu. Havzada özellikle Van Gölü’nün kuzeyinde, kuzeybatısında çok ciddi bir tarım alanı var ve son yıllarda sulamalı tarıma geçilmiş durumda. Bazı ilçelerde, mesela sadece Ahlat’ta binlerce yeraltı su kuyusu açıldı. Yeraltı suyu kullanılınca da su seviyesi alçalmaya başladı. Plansız bir şekilde kullandığınızda bu kaçınılmaz oluyor. Onun için belki bir planlamanın yapılması, gereğinden fazla suyun çekilmemesi ve yeraltı suyunun eski seviyesinde gölü besleyen kaynakların tekrar devreye girmesi mümkün olacaktır. Bunun yanında Van Gölü’nü besleyen tatlı su kaynaklarının özellikle tarımsal sulama amaçlı açılan binlerce sondaj kuyusu suyunun denetimli olarak kullanılması önemlidir.”
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doktor Mustafa Akkuş ise çok sayıda kuş türüne ev sahipliği yapan Bitlis’in Adilcevaz ilçesindeki Arin Gölü’nün üçte bir oranında küçüldüğüne dikkat çekti.
Van Gölü havzası için 2005’i bir kırılma yılı olarak gördüklerini aktaran Akkuş, havzada yer alan Arin Gölü’nün 18 yılda üçte bir oranında küçüldüğüne, gölde su seviyesinin düşmeye devam ettiğine vurgu yaptı. Akkuş, “Van Gölü’ne göre yüzeyi daha küçük olduğu için çekilme çok net görülebiliyor. Arin Gölü’nün dramatik bir şekilde küçülmesi bize bir mesaj veriyor. Artık çok ciddi bir su sorunuyla karşı karşıyayız. Artık havza eskisi kadar yağış almıyor. Etkin bir su yönetimi lazım. Yoksa Arin Gölü’nde gördüğümüz bu durum havzadaki bütün su kaynaklarında ve göllerde yaşanacak. Bu durum bir süre sonra çiftçiye de balıklara da yansıyacak” diye konuştu.
Van Gölü havzasında buharlaşma ile birlikte su kaynaklarının da yanlış kullanılıp yanlış su politikası uygulandığını belirten Van Çevre Derneği Başkanı Ali Kalçık da bölgeyi bekleyen tehlikeye dikkat çekerek acil önlem alınmasını istedi.
Ali Kalçık şu tespit ve uyarılarda bulundu:
“Van Gölü havzasında ciddi bir buharlaşma yaşanıyor. Ancak tek sorun bulaşma değil, su kaynaklarının yanlış kullanımı ve yanlış su politikası sorunu daha da derinleştiriyor. Van’ın etrafında bulunan Zernek, Koçköprü, Morg
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Tum medya kanallarini kullanarak Halki bilgilendirme çalışmaları yapilmali.Tabii ki üniversite ve STK lar bu çalışmanın içinde olmalı.Yarin çok geç olacak.