3 bin 713 km2 ile dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü, aynı zamanda Türkiye’nin en büyük gölü. Son yıllarda yaşanan küresel iklim değişikliği, yoğun kuraklık ve kirlilik, hem Van Gölü’nü hem göldeki canlıları hem de Van Gölü havzasında yaşayan yüz binlerce insanı olumsuz etkileyecek.
Van Gölü havzasında Van, Bitlis ve 9 ilçenin sınırı bulunuyor. Çevresinde 1 milyon 200 binde fazla kişinin yaşadığı göl, endemik bitki ve hayvan bakımından zengin. Sadece Van Gölü’nde yaşayan İnci Kefali balığı ve diğer canlılar, özellikle kirlilik nedeniyle yok olma tehlikesi ile karşı karşıya… Tabii bu balıktan geçimini sağlayan binlerce insan da, işsiz kalacak.
Van Çevre Derneği (ÇEVDER) Başkanı Ali Kalçık, küresel ısınma ve kuraklıktan Van Gölü’nün de nasibini aldığını ve gölde suyun çekildiğini söyledi. Özellikle akarsu debilerinin büyük oranda düştüğüne işaret eden ÇEVDER Başkanı Kalçık, kuraklık nedeniyle başta barajlar olmak üzere tüm su kaynakların azaldığına dikkat çekti.
“Binlerce canlı yok olacak”
Uygulanan politikalar sonucu hem dünya hem Türkiye’de geri dönüşü olmayan, büyük doğa tahribatlarının meydana geldiğini ifade eden Kalçık, özellikle HES’lerden dolayı suların kirlendiğini belirtip şunları söyledi:
“Son dönemlerde iklim değişimleri, seller, toprak kaymaları ve su kirlenmeleri daha hızla meydana geliyor. Bunları önlemek için, HES’lerin yerine güneş ve rüzgâr enerjisi uygulanabilir. Uygulanan yanlış politikalardan Van Gölü büyük oranda etkilenmiş ve kirlenmiş. Bu etkilenmenin başında, Van Gölü suyunun çekilmesi gösteriliyor. Gölde yüz yıldan beri görülmemiş çekilmeler yaşanıyor. Suyunun çekilmesi nedeniyle asırlar önce Van Gölü suyu içinde kaybolan yapılar, yollar gün yüzüne çıktı. Ancak Van Gölü’ndeki kirlilik ve geri çekilmeler, binlerce canlının yok olmasına neden olacak.”
“Göl, bataklığa dönüşecek”
Kirlilik ve kuraklık nedeniyle Van Gölü yaşayan ve binlerce kişinin geçim kaynağı olan endemik bir canlı olan İnci Kefali balığının yok olacağını da vurgulayan Kalçık, ayrıca doğal arıtma olan sazlıkların yok olmasıyla birlikte gölün daha da kirleneceğini belirtip doğanın acilen korunması için harekete geçmesini isteyerek önerilerini şöyle sıraladı:
“Özellikle Van Gölü için Koruma Kanunu çıkarılmalıdır. HES’lerden vazgeçirilerek yenilenebilir enerjiye geçilmelidir. Etrafındaki 2 il, 9 ilçede hiç biyolojik arıtmanın olmamasından kaynaklı olarak Van Denizi büyük bir kirlilikle karşı karşıya. Van Gölü havzasında yaşayan 1 milyon 200 bin insan, kanalizasyonları nedeniyle dolaylı ve dolaysız Van Gölü’nü kirletiyor. Bir diğer sorun ise, akarsularda gelen evsel atıklar da büyük kirlilik yaşatıyor. Bu konuda bir an önce içinde gerekli önlemler alınmalı. Yoksa çok kısa zaman içinde Van Gölü bataklığa dönüşecek ve binlerce canlının yok olmasına neden olacak. Ayrıca Van Gölü kıyıları, yapılaşmalarla işgal edilmiş durumda. Devlet kendi koyduğu kanunları ihlal ederek, işgale sesiz kalıyor. Denizimizin durumu böyle. Bir an önce herkesin bu dünya mirasına sahip çıkması gerekiyor.”
“Van Gölü olmazsa ne Van kalır ne de Bitlis kalır”
Van Gölü Aktivistleri Derneği Başkanı Erdoğan Özel de, gün gittikçe daha da kirlenen gölün bir an önce kurtarılması için harekete geçilmesi gerektiğine dikkat çekti. Kapalı havza olduğu için Van Gölü’nün temizlenmesinin çok zor olacağını belirten Özel, vatandaş olarak üzerlerine düşeni yapacaklarını vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı:
“Van Gölü’nü korumamız lazım. Atalarımızdan bize kadar gelen bu emaneti bizim de çocuklarımıza bırakmamız gerekiyor. Van Gölü ile ilgili çeşitli çalışmalar yapılıyor. Şu anda Van Gölü Havzası Eylem Planı çalışması devam ediyor. Bu eylem planını en kısa sürede hayata geçmesi lazım. Çünkü Van Gölü olmazsa ne Van kalır ne de Bitlis kalır.”
HABER : ERCAN ÖKSÜZ / VAN – ARAŞTIRMA YAZISI
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.