ANKARA- Hakkındaki yolsuzluk iddiası ya da suçlu olduğu yönünde yargı kararı olanlar kendileriyle ilgili haberleri internetten sildirmek için “unutulma hakkını” gerekçe göstererek mahkemelere başvuruyor. Demokratik bir toplumun gereği olan ve bireyi koruyan bu hak, erişim engelleri nedeniyle basın ve ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları da beraberinde getiriyor. Peki unutulma hakkı çerçevesinde bireysel özgürlükler ile kamu yararı ve basın özgürlüğü sınırları nerede başlıyor ve nerede bitiyor? 9.Köy, unutulma hakkının basın ve ifade özgürlüğü ile olan ilişkisini uzmanlara sordu.
Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, unutulma hakkının kişileri, kamu kurumlarına ve güçlü organizasyonlara karşı korumayı amaçladığını belirtti. Bildirici bu hakkı, dijital hafızada yer alan, geçmişte yaşanan olumsuz olayların unutulmasını sağlama, kişisel verilerin yayılmasını önlemeyi isteme hakkı olarak tanımlarken, “üstün kamu yararı olmadığı müddetçe” diye ekledi. Bildirici, “Unutulma hakkı, ifade ve basın özgürlüğü ile çatışan bir hak. Bireysel hakların gözetilmesi gerektiği, insanların kişisel verilerinin korunması gerektiği açık. Ama bu hak kullanılırken basın ifade ve basın özgürlüğünün zedelenmemesine de dikkat etmek gerekiyor” dedi.Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici
Mevzuatta unutulma hakkına ilişkin bir tanım veya hüküm bulunmadığını vurgulayan Bildirici, “Bu hakkın toplum tarafından da yeterince bilindiğini, tanındığını söyleyemeyiz. Maalesef bilenler de ‘kişisel verilerin korunması’ ve ‘kişisel hakların ihlali’ ile karıştırıyor” diye konuştu. Yargıçların bile unutulma hakkı kriterlerini bilmediğini ya da karıştırdığını söyleyen Bildirici, siyasetçilerin maaşlarını, önceden yaptıkları konuşmaları ya da eski fotoğraflarını unutulma hakkı çerçevesinde dijital ortamdan kaldıramayacağını vurguladı.
Unutulma hakkı için “herkesin geçmişini aklamaya yarayacak bir hak değil” ifadesini kullanan Bildirici, şunları söyledi: “Sulh Ceza Hakimlikleri gelişigüzel biçimde ‘unutulma hakkı’ kapsamında olduğu gerekçesiyle erişim engellemesi kararları veriyorlar. Örneğin Korkuteli Sulh Ceza Hakimliği’nin milli güreşçi Recep Çakır hakkındaki kararı da böyle. Düşünsenize, bu kişi tecavüz suçundan 23 buçuk yıl hapis cezasına çarptırılmış, halen hapiste ve hakkındaki haberlere ‘unutulma hakkı’ gerekçesiyle erişim engeli getiriliyor.”
Gazeteci Faruk Bildirci, Yargıtay’ın unutulma hakkını kamu yararı ile sınırladığını belirtti. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) de basın ve ifade özgürlüğü kriterlerini de göz önünde bulundurduğunu ifade eden Bildirici, konuyla ilgili AYM kararındaki şu gerekçeyi hatırlattı: “Unutulma hakkının internet gazete arşivlerindeki her türlü haber yönünden uygulanmasını beklemek mümkün değildir. Nitekim özellikle basın özgürlüğü temelinde gazete arşivinin araştırmacılar, hukukçular veya tarihçiler için önem taşıyan veriler olduğu açıktır.”
Ceza ve bilişim hukuku alanlarında uzman Avukat Doç. Dr. Yavuz Erdoğan da dijital ortamdaki kişisel verilerin sistemden silinmediği müddetçe dolaşımda kalmasını ve yıllar sonra bile erişilebilir olduğunu hatırlattı. Bu durumun, kişinin maddi ya da manevi kayıplar vermesine neden olabileceği, hatta yaşamını özgürce sürdürmesine engel olabileceği yorumunu yapan Erdoğan, “Bu nedenle unutulma hakkı, bireylerin itibarlarını kötü etkileyecek haber, yorum ve içeriklere erişimi azaltma taleplerini yerine getirmek adına uygun bir araçtır” dedi.
Erdoğan, AYM’nin 2016’da verdiği kararı hatırlattı. Kararda, “kamu yararı bakımından siyasi ya da medyatik olmayan başvurucunun” 14 yıl önceki bir suçuyla ilgili haberin yayından kaldırılması unutulma hakkı çerçevesinde görülmüştü. Kararın gerekçesine değinen Erdoğan, devletin bireye “yeni bir sayfa açma” olanağı verme sorumluluğuna yapılan vurguya işaret etti. Erdoğan, “Bu kararda unutulma hakkının, kişilerin manevi varlıklarını geliştirmelerine bir fırsat vermek açısından devlet için pozitif bir yükümlülük olduğu da belirtilmiştir” dedi.
Tüm bunlarla birlikte bu hakla kazanılan bireysel özgürlüğe karşın kamu yararı dengesine dikkat çeken Erdoğan şunları söyledi: “İfade özgürlüğü insanlığın gelişimi için olmazsa olmaz unsurdur. Bu nedenle unutulma hakkı uygulanırken ifade özgürlüğü ile ilgili verilerin sistemden çıkartılmasındaki kişisel ve toplumsal menfaatin dengesi titizlikle korunmalıdır. Burada her bir talep bakımından ayrı ayrı değerlendirme yapmak gerekecektir. Önceden bir takım kriterlerle bu dengenin kurulması mümkün değildir.”
Uludağ Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Hukuk Bilimleri Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Serdar Gülener de devletin pozitif yükümlülüğünü hatırlattı. Bununla birlikte unutulma hakkı talep edenin kişilik hakları ile kamu yararı arasında bir denge gözetilmesi gerektiğini vurgulayan Gülener, demokratik bir toplumda ifade ve basın özgürlüğüne yapılacak müdahalenin gerekli olup olmadığının bir “denge testi” ile ortaya konulmasının zorunlu olduğu görüşünü dile getirdi. Gülener, “Habere konu ifadelerin kamusal yarara sağladığı katkı, unutulma hakkının öznesinin tanınmışlık düzeyi, habere konu bilginin nasıl elde edildiği gibi unutulma hakkı ile ifade ve basın özgürlüğü arasındaki dengenin korunmasında dikkate alınacak hususlar olmalıdır” dedi.
HABER : Haber: Melis Yıldırım
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.