Sidar Demir / Kapak Fotoğrafı: DepoPhotos
Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2023 yılı “Yaşlılar” raporuna göre, yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı Türkiye tarihinde ilk kez yüzde 10’un üzerine çıktı. TÜİK’in tahminlerine göre, 2075 yılı itibariyle her 3 kişiden 1’inin orta yaşın üzerinde olması bekleniyor. Yaşlı ifadesi 65 yaş üzeri vatandaşlar için kullanılıyor.
9.Köy Haber Merkezi’nin görüştüğü uzmanlar, bu demografik değişimin ekonomi, sosyal güvenlik, siyaset ve tüketim alışkanlıkları gibi birçok alanda önemli değişikliklere yol açacağına ve Türkiye’nin ekonomik yapısı ile sosyal güvenlik sisteminde büyük dönüşümler gerektirdiğine dikkat çekiyor.
Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Barış Erdoğan, yaşlanan nüfusun hem sağlık sisteminde hem de ekonomik yapıda büyük değişikliklere yol açacağını belirtti. Erdoğan, “Yaşlı nüfusun artmasıyla beraber sağlık ve yaşlı bakım hizmetlerine olan talep hızla artacak. Türkiye, yaşlıların ihtiyaçlarına yanıt verebilmek için bu alandaki altyapısını gözden geçirmek zorunda. Hükümet bütçesinden önümüzdeki yıllarda yaşlı bakımına ve taleplerine daha fazla kaynak ayırmak durumunda kalınacak” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, yaşlı nüfusun siyaset üzerindeki etkisini de şöyle tarif etti:
“Yaşlı seçmen kitlesi, demokrasilerde giderek daha belirgin bir güç haline geliyor. ABD ve Fransa gibi ülkelerde yaşlı adayların ön planda olması bu durumun açık bir göstergesi. Türkiye’de de yaşlı seçmen taleplerini siyaset daha fazla dikkate almak zorunda kalacak.”
Erdoğan, yaşlı nüfusun artmasının tüketim alışkanlıklarında da değişim yaratacağını belirterek, “Örneğin çocuk ürünleri, emlak ve dayanıklı tüketim ürünleri ve ev teknolojileri gibi sektörlerde talep azalırken sağlık, bakım, antiaging, ilaç gibi sektörlerde büyüme olacak” tahmininde bulundu.
Prof. Dr. Barış Erdoğan, Türkiye’de doğurganlık hızındaki düşüşün beklenenden daha hızlı gerçekleştiğine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Aslında nüfus ve doğurganlık hızındaki düşüş beklenen bir durumdur. Dünyada kentleşme arttıkça, kadınların istihdama katılma oranları ve eğitim düzeyleri yükseldikçe, doğurganlık azalır, çocuk üretiminde düşüş olur. Türkiye de uzun yıllardır bu trendin içinde. Ancak 2014’ten itibaren özellikle son 4 yılda, bu düşüş beklenenden daha hızlı bir şekilde gerçekleşmeye başladı.”
Türkiye’nin nüfus hedeflerinin bu veriler ışığında zora girdiğini ifade eden Erdoğan, “Ülke olarak 100 milyonluk bir nüfus hedefi bulunuyordu ancak mevcut veriler bu hedefin zor göründüğünü gösteriyor. Bu trendler devam ederse, Türkiye’nin muhtemelen 90 milyon civarında bir nüfusa ulaşabileceği öngörülüyor” diye konuştu.
Türkiye’nin doğurganlık hızının nüfusu yenileyemeyecek seviyelere gerilediğini ifade eden Erdoğan, “16-49 yaş arasındaki kadınların kaç çocuk doğurduklarına bakarak doğurganlık hızı hesaplanır. Basit bir şekilde düşünürsek, bir kadın ve bir erkek evlenip aile kurduğunda, nüfusun sabit kalması için geride en az iki çocuk bırakmaları gerekir. Arada ölen çocuklar da olduğundan kadın başına 2,1 çocuğun nüfusu yerinde tutması için gerekli olduğu kabul edilir. Ancak TÜİK’in 2023 verilerine göre, Türkiye’de doğurganlık hızı 1,51’e düşmüş durumda. Bu da gösteriyor ki nüfusumuz artık artmayacak, hatta ilerik dönemde azalma trendine girecek” dedi. Erdoğan, Türkiye’nin bu konuda gelişmiş ülkelerle aynı yolu izlediğini ifade etti; “Bu aslında beklenen bir şey; dünya genelinde, Avrupa’da ve gelişmiş ülkelerde de benzer bir durum söz konusu.“
Prof. Dr. Barış Erdoğan, yaşlı nüfusun artmasının sadece zorluklar değil, bazı avantajlar da getirdiğini belirtti. Erdoğan, “Yaşlanıyoruz, bu doğru ama karamsar bir tablo çizmek yerine, duruma iyi tarafından da bakabiliriz. Bugünün 65 yaşındaki insanı, eski zamanların 65 yaşındaki insanına göre daha sağlıklı ve üretken. Bu bir avantaj” dedi.
Batı ülkelerinde iş gücü açığını kapatmak için robotik teknolojilere ve yapay zekâya yönelik yatırımlar artarken Erdoğan, Türkiye’nin de benzer bir yolda ilerlemesi gerektiğini belirterek, “Yaşlanan nüfusun getirdiği iş gücü açığını kapatmak adına Türkiye’nin robotik teknolojilere ve yapay zekâya yatırım yapması elzem hale geldi. Bu yatırımlar sayesinde iş gücü açığını teknoloji ile kapatarak sürdürülebilir bir ekonomik yapı oluşturabiliriz” dedi.
2023 yılında Türkiye’de 65 yaş ve üzerindeki nüfus, 8 milyon 722 bin 806’ya ulaşarak toplam nüfus içindeki payını %10,2’ye çıkardı ve Cumhuriyet tarihinde ilk kez çift haneli seviyeye ulaştı. Yaşlı nüfus oranının %10’u geçmesiyle birlikte Türkiye, Birleşmiş Milletler kriterlerine göre artık “çok yaşlı nüfuslu ülke” statüsünde yer alıyor.
Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Erdursun da, Türkiye’de yaşlı nüfusun artmasıyla sosyal güvenlik sisteminin karşı karşıya kaldığı risklere dikkat çekti. Erdursun, “Yaşlı nüfus arttıkça, çalışan sayısı azaldıkça ve emekli sayısı çoğaldıkça ileride emekli aylıkları daha da düşük seviyelere inebilir. Emekli maaşları sosyal yardımlar seviyesine düşebilir ve şu an bile bu durum en çok konuşulan konu. Türkiye’ye özgü bir durum olarak kayıt dışılık oldukça yüksek. Eğer bu kayıt dışılığı engelleyemezsek, gelecekte sosyal güvenlik ve emeklilik sistemini sürdürebilmek çok zor olacak” değerlendirmesini yaptı.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.