Türkiye’nin birçok bölgesinde kız çocuklarının okula gidememe nedenleri olarak ekonomik sıkıntıların yanı sıra erkek çocukları ön plana alan geleneksel anlayışın ortaya çıktığı belirtiliyor.
Eğitimde kız ve erkek çocukların eşit eğitim hakkına sahip olduğu anayasa ile belirlenmiş durumda ve anayasanın 42. maddesine göre “ilköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır.”
Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’nde de eğitim temel bir insan hakkı olarak kabul ediliyor. Temel eğitim stratejisi olarak, tüm dünyada her bireyin en az ilköğretim düzeyinde eğitim öğretim hizmetlerinden faydalanması öngörülüyor.
Ancak gerek anayasa gerekse uluslararası sözleşmelere rağmen bugün halen Türkiye’nin birçok bölgesinde kız çocukları, erkek çocuklara kıyasla daha az okutuluyor.
2020-2021 eğitim öğretim yılında kız çocuklarının okullaşma oranı okul öncesinde yüzde 56.3, ilkokulda yüzde 93.1 olurken ortaokulda bu oran yüzde 88.7.
KHK ile kapatılan Van Kadın Derneği (VAKAD) eski yöneticisi ve kadın aktivisti Zozan Özgökçe, kadın ile erkek arasındaki ayrımcılığın daha çok kent merkezi kırsalında görüldüğünü söyleyerek, merkezde okul okumuş ebeveynlerin bu bakış açısını değiştirdiğini dile getiriyor. Özgökçe, bu anne babaların hatta kız çocuklarını özellikle okullu olmaya, bir meslek kazandırmaya yönlendirdiklerini belirtiyor.
Bu yaklaşımın çok olumlu olduğunu ifade eden Özgökçe, şöyle konuşuyor:
“Ama bir yandan kız çocuklarını okula göndermeye istekli olmayan aileler de maalesef var. Bunlar daha çok toplumsal cinsiyet rollerinden ve yoksulluk kaynaklı. Kız çocuklarının ev içi sorumluluklarının fazla olması, okumasın evlensin aile kursun, kadınlar çalışmaz algısından kaynaklanıyor. Ayrıca ‘namus’ algıları hala yaygın. Okula giderse ya başına bir şey gelirse gibi kaygılar var. Bakıyoruz ailedeki erkekler okula gitmiş meslek sahibi olmuş ama kızlarını okutmamış aileler var maalesef. Bir de tabi okuyup mezun olup atanamayan iş bulamayan gençlerin oranının yüksek olması da ailelerde şöyle bir algı yaratıyor ‘okuyacak çalışamayacak ne diye bu kadar masraf edelim, emek verelim’.”
Kız çocuklarının geleceği için kendi ayaklarının üzerinde durabilmesi için okullaşması gerektiğini söyleyen Özgökçe, halen bazı bölgelerde süren başlık parası ile ilgili de şunları kaydediyor:
“Mükemmel bir eğitim sistemimiz yok tabi ama en azından okula gitmiş, meslek edinmiş, eğitim almış kadınlar hayatın getirdiği zorluklarla baş edebilme becerisi elde ediyor. Bu da değerli bir avantaj. Görüyoruz eşinden boşanan meslek ve iş sahibi kadınlar görece olarak daha avantajlı yeni bir hayat kurma açısından. Bu gelenek olarak devam etmiyor artık bence. Eskiden şu aile başlık parası alır diye bilinen aileler vardı. Onlarda gelenektir denilirdi. Ama bunu şu zamanlarda çok duymuyoruz. Yoksullukla ilintili daha çok. Ailelerin çocuklarını okutmamasıyla ilgili. Tek garanti olarak başlık parasını görebiliyor aileler maalesef. Bu sorun bilinç düzeylerinin artması ile değişir. Kız çocuklarını okuması ve başlık parasını reddetmesi ile çözülür.”
HABER : Haber: Hamdiye Çiftçi Öksüz
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.