DOLAR 34,3368 -0.15%
EURO 37,5700 0.42%
ALTIN 3.019,65-0,10
Ankara

AZ BULUTLU

Toplumsal Cinsiyet Odaklı Habercilik Nasıl Olmalı?

Toplumsal Cinsiyet Odaklı Habercilik Nasıl Olmalı?

Kadın ve medya ile habercilik etiği konularında çeşitli çalışmaları bulunan İzmir Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi dekanı Prof. Dr. Sevda Alankuş, medyanın kadın temsili konusunda kullandığı dilin sorunlu olduğunu söyledi.

ABONE OL
8 Mart 2022 00:00
Toplumsal Cinsiyet Odaklı Habercilik Nasıl Olmalı?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Günümüzde gelişen teknoloji ile birlikte yaygınlaşan haber ağı sayesinde toplumun her kesimi kendisine medyada yer bulabiliyor. Bununla birlikte medyada konunun, kişinin nasıl işlendiği haber etiği açısından oldukça önemli bir konu.

Medyada temsil ve etik ihlaller noktasında, toplumsal cinsiyet odaklı habercilik yapılması gerekliliğini savunan İzmir Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi dekanı Prof. Dr. Sevda Alankuş, kadınların medyada hak ettiği düzeyde temsil edilmediğini, temsil edildiklerinde ise hak ihlallerine uğradıklarını kaydetti. 

“Kadınlar Olumlu Haberlerin Konusu Olamıyor”

Alankuş, kadınların medyada olumlu haberlerin konusu olamadıklarını, çoğunlukla bir suçun faili veya mağduru olduklarında kendilerine yer bulduklarını belirterek, bu temsilin de bedenlerinin teşhiri veya bir cinsellik nesnesi olarak gerçekleştiğini kaydetti.

Buna örnek olarak erkek şiddetine maruz kalan genç kadınlarla ilgili haberlerde, sosyal medyadan özel olarak seçilmiş fotoğraflar kullanılmasını veren Alankuş, böylelikle ‘şiddeti hak eden’ baştan çıkarıcılıkta oldukları imasıyla şiddete mazeret bulunmaya çalışıldığını belirtti.

Alankuş, ayrıca sürekli “kadınların mağdur olduğu” haberler verilmesinin, bu haberler verilirken şiddetin sorgulanması yerine, kadınların ‘kurbanlaştırılmasının’ bir kadın hakkı ihlali olduğunun altını çizerek, “Haberlerde şiddetle baş etmiş, ayakları üzerinde duran, güçlü kadınlarla karşılaşamıyoruz. Böyle yapılarak kadınların, birbirlerinin deneyimlerinden yararlanabilmeleri, dayanışmaya girebilmeleri engelleniyor, ‘öğrenilmiş çaresizlik’ üretiliyor” ifadelerini kullandı.

“Şiddetin Öznesi En Yakındaki Erkekler”

Bianet tarafından tutulan erkek şiddeti çetelesini hatırlatarak, son 10 yılda 2 bin 943 kadının öldürüldüğünü, bu ölümlerin faillerinin %70’inin eş, eski eş, erkek arkadaş vb. en yakınlarındaki erkekler olduğunu belirten Alankuş, şöyle konuştu:

“Bırakın diğer şiddet rakamlarını yılda ortalama 350 kadar kadının öldürüldüğü bir ülkede, özellikle bu tür haberler yapılırken, çok sorumlu davranılması gerekiyor. Hal böyleyken medyada şiddete uğrayan kadınlar haberleştirilirken, kullanılan dil, doğru haber kaynaklarının seçimi, yerinde fotoğraf kullanımı, haberde neden ve sonuç ilişkisinin doğru kullanılması gibi konular çok önemli hale geliyor” dedi.

“Erkeklere Suç Rehberi Sunuluyor”

Alankuş, kadına yönelik şiddet haberlerinde, haber kaynağı olarak adli tıp raporlarının kullanılması durumunda şiddet detaylandırılarak neredeyse erkeklere bir “suç rehberi” sunulduğunu ve yol gösterildiğini belirterek, şiddetin pornografik hale getirildiğini belirtti. Alankuş’a göre, erkek cinayetlerinin “kıskanç koca cinayeti” veya “cinnet geçirdi, karısını öldürdü” gibi başlıklarla verilmesi halinde şiddete mazeret bulunuyor, erkek şiddeti istisnai kılınıyor, sorunun sistemik bir sorun olduğu gizlenerek, şiddetin engellenmesine ilişki doğru tespitler yapılmasının önüne geçiliyor.

Alankuş sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sonuç olarak, elbette ki bu tür bir habercilik hangi kesici aletle neyi yapabileceğini daha iyi bilerek hemen cinayete koşar hale gelen erkekler yaratmıyor ama şiddet kültürünün, ötekine düşmanlığın köklü tarihi bulunan bu üzerinde yaşadığımız topraklardaki, şiddeti besleyen kurumların arasına medyayı da katıyor.”

Toplumsal cinsiyet odaklı haberciliğin sadece şiddet haberleri konusunda değil, gündelik hayata dair bütün haberlerde gözetilmesi gerektiğine dikkat çeken Alankuş, bu konuda bianet tarafından yayınlanan rehberin kullanılabileceğini kaydetti.

“Bütünüyle Olumsuz Haberlerin Öznesi Oluyorlar”

Gazetecinin kullandığı dilin çok önemli olduğuna işaret eden Alankuş, şöyle konuştu:

“Bir yandan kullandığımız dil bizzat erkek-egemen bir yapısal kurgu içinde, gazeteciler bu dili sorgulamadan kullandıklarında, örneğin bir politikacının söylediği ‘Bekara karı boşamak kolay’ lafını başlığa çıkardığınızda, ‘Yeni araba modeli görücüye çıktı’ dediğinizde, kadınlara dair bu dil içinde üretilen sterotipleştirmelerin doğurduğu ifadeleri kullanıp ‘Kadın sürücü kaza yaptı’ demeyi tercih ettiğinizde, kadınları yok sayarak ‘işadamları toplantısı’ demeyi uygun gördüğünüzde hegemonik erkek dilini gazeteci olarak yeniden üretiyorsunuz.”

HABER : Haber: Azat Özkahraman

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.