DOLAR 34,7515 0.04%
EURO 36,6470 0.29%
ALTIN 2.964,590,48
Ankara

KAPALI

Tekstil işçileri deprem, sendikasızlaşma ve ekonomik kriz kıskacında
  • 9.Köy
  • Emek
  • Tekstil işçileri deprem, sendikasızlaşma ve ekonomik kriz kıskacında

Tekstil işçileri deprem, sendikasızlaşma ve ekonomik kriz kıskacında

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, depremin yaşandığı illerde çeşitli sebepler gerekçe gösterilerek işten çıkarmalar devam ediyor. BİRTEK-SEN Genel Başkanı Türkmen, işten çıkarılan işçi sayısının 30 bini aştığını söyleyerek, “İşten atma yasağı patronlar için tazminatsız işten atma özgürlüğüne dönüştü” dedi. Türkmen, deprem sonrası artçı sarsıntılar sürerken, işçilerin çalışmaya zorlandığını, sarsıntıdan kaçmak isteyen işçileri engellemek için fabrika kapılarının kilitlendiğini de anlattı.

ABONE OL
15 Mart 2023 13:26
Tekstil işçileri deprem, sendikasızlaşma ve ekonomik kriz kıskacında
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Haber: Jiyan Erkılıç

Gaziantep, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Malatya, Adana gibi kentlerde son altı ayda tekstil sektöründe binlerce kişi işten çıkarıldı. Antep’te 30 bin, Urfa’da bin, Maraş’ta 450, Malatya’da ise bini aşkın kişi işsiz bırakıldı. Bu işten çıkarmalar tekstille beraber giyim sektörüne de yansıdı. İşten çıkarmalar için “ekonomik kriz” gerekçe gösterilse de, işçiler ve sendikalar, asıl nedenin “sendikasızlaştırma” ya da patronlarla işbirliği içine giren sendikaların öne çıkarılması olduğunu belirtiyorlar. Gaziantep’te çalıştığı tekstil fabrikasında işlerin durgunluğu, asgari ücret zammı gibi gerekçelerle işine son verildiğini söyleyen işçi A.K. yaşadıklarını 9. Köy’e şöyle anlattı;

“Ekonomik kriz gerekçe gösterilerek işimize son verdiler ama aynı zamanda işçi alımları da oluyor. Bu işten çıkarmalar, geçen yıl fabrikalarda işçilerin yaptığı ek zam talebinin bu yıl da yapılmaması için bir baskılama yöntemi. Öncelikle de sendikalı işçiler tespit edilip çıkarılıyor. İşçilerden hakları konusunda farkındalık oluşturabilecek kişileri çıkarıyorlar. Ben hakkımı vermezlerse mahkeme yoluna başvuracağımı söylediğim için kıdem ve ihbar tazminatımı aldım. Haklarının bilincinde, sendikalı olmayan nice işçi haklarını almadan işten çıkarılmayı kabul etmek zorunda kalıyor. Ekonomik krizin derinleşmesiyle, işçilerin çıkarılmasıyla sendikalaşma artmadı aksine azaldı. İşçiler olarak kimimiz geçim derdiyle de birçok haksızlığa boyun eğiyoruz. Ben de işten çıkarıldığım zaman herhangi bir karşı duruş göstermedim çünkü tek başıma bir mücadelenin yetersiz kalacağını biliyordum.”

“Sağa sola borçlanarak geçindik”

Ardı ardına işten çıkarmaların yaşandığı bir diğer kent olan Şanlıurfa’dan bir başka işçi C.İ. ise durumunu şu sözlerle anlattı;

“İşten çıkarıldığımız süreçte fabrikada yetkili olarak Öz-İplik İş Sendikası vardı. Bu sendikanın fabrika ile yaptıkları sözleşme işçinin değil patronların çıkarlarını koruyacak nitelikteydi. Fabrika yönetimi birkaç kişi hariç DİSK’e bağlı bütün işçileri çıkardı. Kalan üyelereyse mobbing ve tehdit uyguladı. Fabrikanın müdürü, DİSK’e üyelikten çıkmazsam beni mahvedeceğini, bütün fabrikalara haber salacağını ve burada hiçbir yerde iş bulamayacağımı söyleyerek beni tehdit etti. İşten çıkarılan ve tazminatlarını alamayan arkadaşlarımıza mahkemede şahitlik ettiğimiz ve anlaşmalı oldukları sendikaya bağlı olmadığımız için de işten çıkarıldık. Tabi işten çıkarırken de fabrika müdürü ‘Küçülmeye gidiyoruz’ dedi. Benimle beraber yaklaşık 200 kişi daha işten çıkarıldı. Kıdem ve ihbar tazminat hakkımı istediğimde “sana hiçbir şey vermiyoruz, mahkemeye başvur” dedi.” İşsiz kaldığı süreçte sağa sola borçlanarak geçinmeye çalıştığını söyleyen 3 çocuk babası işçi C. İ. “Yetmedi, kredi kartlarına yüklendik. Ailem de bu süreçte mağduriyet yaşadı” dedi.

Şanlıurfa’da bir başka  tekstil işçisi olan M. A. ise, çalıştığı tekstil fabrikasından ihbar tazminatını almadan çıkarıldıktan sonra çalışmak üzere girdiği diğer fabrikadan da çıkarıldığını anlattı.  2 çocuk babası olan M.A. Yaşadığı sorunları şu şekilde aktardı:

“Daha önce çalıştığım fabrikada Öz İplik İş Sendikasına üyeydim ve 300 arkadaşımla birlikte işten çıkarılmayla karşı karşıya kaldığımız zaman sendika bizi arayıp tazminat hakkımızın yarısını almamız için bizi ikna etmeye çalışıyordu. Bizim üzerimizden para kazanıyorlar ama işçi değil, patron sendikası. Arabulucu ile anlaşmak zorunda kaldık. Kıdem tazminatını aldık ama ihbar tazminatını alamadık. İşsiz kaldığım süreçte ödemelerimi yapamadım. Bebeğimizin bez ve mamasını alabilmek için borçlanmak zorunda kaldım. Fabrika yönetimi kıdem tazminatı ödememek için bir yılını doldurmayan nice işçiyi çıkardı. Yakın zamanda bir fabrikada çalışmaya başladım. Çalıştığımın ikinci haftasında eski müdürüm yeni müdürümle görüştükten saatler sonra bu işten de çıkarılmış oldum. Eski müdürümün tazminat hakkımızı kendilerine bırakmadığım için bu işten çıkarılmama sebep olduğunu düşünüyorum.”

“Patronlar hakkımıza göz dikerek zengin oluyor”

Yüzlerce işçinin işten çıkarıldığı fabrikalara ev sahipliği yapan bir diğer şehir Malatya’da da durum farklı değil. Son dönemde bin 500 kişinin çıkarıldığı tekstil fabrikasında hala çalışmakta olan işçi Pelin Ö. yaşadıkları baskıyı şu sözlerle anlattı;

 “Küçülmeye gidiyoruz denilerek yüzlerce arkadaşımız işten çıkarıldı. Biz kalanlar da işsiz kalma korkusuyla kaldık. Çıkarılan arkadaşlara da tüm haklarını alarak kendi istekleriyle işten çıktıklarını, istifa ettiklerine dair bir kâğıt imzalatıldı. Çıkarılan bu işçiler İŞKUR üzerinden alındığı için kendilerine çok ufak da olsa bir miktar para ödendi. Çıkarılan arkadaşlara ‘İşlerimiz yoluna girerse sizi işe geri alacağız’ denildi. Malatya’daki fabrikalarda genel olarak işçiler İŞKUR üzerinden alınıyor. Süresi bitmeden işçi kendi isteğiyle işten çıkarılmış gibi gösteriliyor ki fabrika o işçileri istihdam etmek zorunda kalmasın. Buna çözüm olarak da devlet teşviğinden faydalanmak isteyen fabrika yöneticileri işçiyi kendi isteğiyle işten çıkmışçasına kovuyor ve yeni işçiler yine İŞKUR üzerinden işe alınıyor. Malatya’da işler İŞKUR üzerinden böyle dönüyor. Az işçiyle çok iş yapıyoruz. Üzerimizde müthiş baskı var. Hafta sonları da mesaimiz var ve servis sağlamıyorlar. ‘Size servis çıkartamayız, isteyen gelsin istemeyen gelmesin’ diyorlar. Fabrikanın kapısından girer girmez ‘hadi çabuk başlayın, durmayın’ diye baskıyla emirler yağdırıyorlar. Banka promosyonlarımıza da el koyan patronlar hakkımıza göz dikerek zengin oluyor.”

“Toplu işten çıkarmalar gittikçe artıyor”

BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, sadece Gaziantep’te 30 bini aşkın işçinin işten çıkarıldığını vurguladı. Türkmen, konuya ilişkin sahadan elde ettiği bilgilere dayanarak şu ifadeleri kullandı:

Mehmet Türkmen

“Patronlar işçi kıyımına gerekçe olarak enflasyon, alım gücünün düşmesi ve buna bağlı olarak ihracatın düşmesini gösteriyor. Ek olarak da işçi ücret ve maliyetlerinin artmasını bahane ediyorlar. Bu ekonomik daralmanın faturasını işçiye kesiyorlar. İşçinin sırtından gerçekleşen büyüme rekorlarından işçiye tek kuruş düşmezken işler kötüye gidince ise bedeli de işçiye ödetiyorlar. İşten atmalarınsa iki sebebi var: Asgari ücrete ek zam talebini baskılamak ve asgari ücret zammından önce işçilerin birikmiş tazminatından kurtulmak. İşten çıkarılan on binlerce işçinin tamamına yakınının tazminat hakkının “gasp edildiğini” de savunan Türkmen, “İşçiler yasal olan tazminat haklarından yararlanamıyor çünkü patron, işçilere “Ya verdiğim tazminat miktarını kabul edersin ya da mahkemeye verir, yıllarca uğraşırsın” diyor. İşçi de bu derinleşen ekonomik krizde mecbur kabul ediyor” diye konuştu. Türkmen, Urfa, Malatya’da işten çıkarılmaların yaşandığı fabrikalarda örgütlü sendikaların üzerlerine düşen görevi yeterince yerine getirmedikleri görüşünü de ortaya koydu.

“Depremin vurduğu işçilere bir de patronlar vuruyor”

Mehmet Türkmen, yaşanan deprem nedeniyle işsiz kalan vatandaşlarla ilgili yaptığı açıklamada, depremden sonra işçi ve emekçiler can derdine düşmüşken patronların ise bu süreci fırsata çevirme derdine düştüğünü belirterek “Depremin vurduğu işçilere bir de patronlar vuruyor” dedi.

Gaziantep’teki fabrika sahiplerinin hukuksuz bir şekilde kendi işçilerini mağdur ettiğini vurgulayan Türkmen, “Depremin vurduğu Antep, Maraş, Malatya ve Urfa gibi illerde, başta tekstil işkolunda olmak üzere, yüz binlerce işçi yaşıyor. Depremin üzerinden henüz bir hafta geçmeden, işçiler hala sokaklarda; bulabiliyorlarsa çadırlarda aileleri ve çocukları ile yaşam mücadelesi verirken patronlar işçileri çalışmaya çağırdı. Pek çok fabrikada işçiler ailelerini bırakarak fabrikada kalmaya zorlanıyor. OSB’ler ve fabrikalar çalışma kamplarına dönüştürülmek isteniyor” dedi.

“Deprem anında işçilerin çıkışına izin verilmedi’’

Kahramanmaraş merkezli art arda yaşanan depremler esnasında işçilerin çalışmaya zorlandığını da  vurgulayan Türkmen, şunları aktardı: “20 Şubat’ta 6.4 şiddetinde Hatay’ın Defne ilçesi merkezli deprem sırasında Antep’te bazı fabrikalarda işçilerin dışarı çıkmasına izin verilmedi. İşçiler çalışmaya zorlandı. Malatya’da 28 Şubat’ta tekrar yaşanan 5.6 şiddetindeki deprem sırasında korkup dışarı çıkmak isteyen tekstil işçilerinin üzerine kapılar kapatıldı. Aynı deprem esnasında, Maraş’ta ilk depremde ağır hasar almış ve girilmesi yasak olan fabrika, işçilerin üzerine çöktü. Bir işçi öldü 4 işçi ağır yaralandı. Çünkü o esnada fabrika patronu işçileri tehditle çalışmaya zorlayarak, içerdeki mallarını taşıtıyordu. OHAL kapsamında sözde fesih yasağı getirildi ama Başpınar’da her gün işçiler ya tazminatsız işten atılıyor ya da istifaya zorlanıyor.”

“İşten atma yasağı patronlar için tazminatsız işten atma özgürlüğüne dönüştü”

Pandemi döneminde olduğu gibi, sözde işten atma yasağının patronlar için işçileri tazminatsız işten atma özgürlüğüne dönüştüğünü söyleyen Türkmen yetkililere şu çağrıda bulundu: “Deprem sürecinde bütün isçilere tam ücret ödenmelidir. Deprem bölgesinde işsiz kalan ve çalışamayan bütün işçiler kısa çalışma ve işsizlik ödeneğinden koşulsuz yararlanmalıdır. İşten atmalar koşulsuz şartsız yasaklanmalıdır. Ev kiraları 2-3 katına çıktı. Temel ihtiyaçlara gelen zamları da düşünerek tüm ücretlere ek zam yapılmalıdır. Bütün fabrikalarda işçilere bir aylık ücret tutarında deprem yardımı verilmelidir.”

İşten çıkarılan işçilerin eleştirdiği Öz İplik İş Sendikası da 9. Köy’ün konuyla ilgili sorularını şöyle yanıtladı;

“Dünya ve ülkemiz ekonomik olarak zor bir süreçten geçiyor. Bu süreç maalesef emeğiyle geçinen bizleri daha fazla etkiliyor. Tekstil sektörünün de içinde bulunduğu birçok üretim alanında küçülme ve daralmalar söz konusu. Bu daralmalara bağlı olarak, kapanan bölümlerle beraber maalesef işten çıkarmalar da oluyor. Biz üyelerimizin her daim yanında ve arkasındayız. Sektörle alakalı bir kriz söz konusu. Bu bizim engelleyebileceğimiz bir durum değil. Sendika olarak hukuka uygun şekilde, sürecin en doğru şekilde ilerlemesi için gerek tazminatları ve alacakları konusunda olsun gerekse de iş bulmaları konusunda olsun üyelerimizin her daim yanında ve destekçisiyiz. Ayrıca ekonomik sıkıntı ve daralmalara karşı işçilerin işten çıkarılmasını engellemek için “çıkış yasağı” olması konusunda hükümete çağrı yapan sendika da biziz.”

9. Köy’ün görüşlerine başvurmak istediği haberde adı geçen fabrikalar ise, soruları yanıtlamaktan kaçındı.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.