Düzce depreminin yıldönümünde, AFAD koordinasyonunda 81 il ve Kuzey Kıbrıs’ta eş zamanlı bir tatbikat gerçekleşti. Günler öncesinden vatandaşlara bilgilendirme mesajları atıldı ve tatbikat günü “çök, kapan, tutun” hareketinin yapılması söylendi. Ancak AFAD’dan gelen bildirimlerin vatandaşların telefonlarına geç ulaşması ve tatbikatın sadece deprem anına yönelik bir hazırlık içermesi eleştirilere sebep oldu. Tatbikatla birlikte, afet sonrası toplanma alanlarının çoğunluğunun imara açılarak, amacı dışında kullanılıyor olmasına yönelik tartışmalar da yeniden başladı.
9. Köy, Gebze Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Jeofizik Mühendisi Dr. Savaş Karabulut ve BİMTAŞ Genel Müdür Yardımcısı Nazım Akkoyunlu‘ya hem tatbikatın başarılı olup olmadığını, hem de Türkiye’nin depreme ne kadar hazır olduğunu sordu.
“Tatbikat farkındalık yarattı ama amacına ulaşamadı”
Dr. Savaş Karabulut, tatbikat tarihinin belirlenme aşamasında üniversiteler, STK’lar ve meslek odaları ile koordine bir şekilde gidilmediğini eleştirerek, “Toplumun asıl bileşenlerinden habersiz, toplumu nasıl eğiteceksiniz?” sorusunu dile getirdi.
Tatbikatın toplumda bir farkındalık yaratmış olabileceğini ancak çeşitli nedenler yüzünden başarılı olmadığını söyleyen Karabulut, “Bu tatbikata karar verenler izlediğim kadarıyla birkaç bilgisayar ekranından, uzaktan veya birkaç noktada yerinde gözlemle yüzlerce kişiye ulaşmış olabilir. Ancak alarmın herkese ulaşmamış olması, öncesinde eğitim alınıp alınmadığı belli olmadan, kontrolsüz ve denetimsiz yapıldığı için milyonlar için başarılı olduğunu söylemek bilimsel bilgi ışığında doğru değildir” dedi.
Birçok ülkede anaokulu çağından itibaren afet eğitimleri verilerek bir “afet kültürü” yaratıldığına değinen Karabulut, tatbikatlara yönelik dünyadan bir örnek de verdi : “Dünyada her yıl Great Shake Out Drill (Büyük Deprem Tatbikatı) için bir gün belirlenmekte ve o gün farklı ülkelerden milyonlarca insanın katıldığı deprem tatbikatları yapılmaktadır. 2022 yılı için bu tarih 20 Ekim ve saat 10:20 olarak kararlaştırılmış ve bu saatte her neredeyseniz, 60 saniye boyunca “çök-kapan-tutun” uygulaması yapılmıştır. Bu sene dünya çapında yaklaşık 45 milyon kişi bu tatbikata katılmıştır.“
San Francisco’da üçüncü sınıf öğrencileri “Büyük Kaliforniya ShakeOut” tatbikatına katılırken (Justin Sullivan / Getty Images)
Afet hazırlıklarının sadece afet anına yönelik olmaması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, bu hazırlıkları 3 aşamada ele alıyor; afet öncesi, afet anı ve afet sonrası. Bu çerçevede BİMTAŞ Genel Müdür Yardımcısı Nazım Akkoyunlu, merkezi ve yerel yönetimlerin, kamu kurumlarının, özel sektörün, sivil toplum örgütlerinin ve vatandaşların tam işbirliğine ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
“Merkezi yönetimi sürecin dışına çıkarmayan ama başta büyükşehir belediyeleri olmak üzere yerel yönetimleri bu alanda güçlendiren ve yetkilendiren yeni bir yaklaşıma ihtiyaç var. Son dönemde yüksek enflasyonun yol açtığı inşaat maliyetlerindeki artış özellikle yerel yönetimlerin manevra alanını olumsuz etkilemiş durumda. Yapılması gerekenlerin başında yerel yönetimlere yetki ve kaynak devri gelmelidir.”
Akkoyunlu, 1999 depremi sonrası bazı iddialı düzenlemelerin yapılmasına karşın, kentsel dönüşüm uygulamaları, deprem için toplanan vergilerin akıbeti, toplanma alanlarının imara açılması gibi olumsuz uygulamalarla vatandaşta güven kaybı oluştuğunu da ifade etti.
“Toplanma alanlarının imara açılması ile vatandaşın hayatıyla rus ruleti oynanıyor”
Afet toplanma alanlarının, deprem anında ilk ulaşılması gereken yerler olması sebebi ile önemi oldukça fazla. Vatandaşlar, e-Devlet üzerinden “Acil Toplanma Alanı Sorgulama” kısmına girerek evlerine en yakın afet toplanma alanını öğrenebiliyorlar.
Ancak bu alanlardan bazıları, geçtiğimiz yıllar içinde imara açılarak yerini farklı yapılara bıraktı.
Akkoyunlu, afet toplanma alanlarının yer seçimine, işletilmesine ve hukuki statüsüne ilişkin hiçbir ciddi hukuki düzenleme bulunmadığına dikkat çekti. Daha önce afet toplanma alanı olarak belirlenmiş bölgelerin bir bölümünün başka amaçlara yönelik tahsislerle ortadan kaldırıldığına da vurgu yapan Akkoyunlu, şöyle dedi;
“Karayolları arazisi, Ali Sami Yen Stadyumu, Trump AVM örneklerinde olduğu gibi geçmişte afet toplanma alanı ilan edilmişken, sonrasında yapılaşmaya açılan çok sayıda yer var. Üstelik bu bölgelerde toplanma alanı olmaya uygun mezarlıklar dışında alternatif yerlerin olmadığını da biliyoruz. Dolayısıyla kamu arazilerinin öncelikli işlevinin kamuya anlam veren kent halkını korumak olduğu gerçeğini unutmamamız gerekiyor.”
“İnsanlık dışı manzaralar yaşanabilir”
Dr. Savaş Karabulut ise, olası bir büyük deprem yaşanması halinde afet toplanma alanlarının yetersiz kalmasının insanlık dışı manzaraların yaşanmasına sebep olabileceğini belirterek, şöyle dedi;
“Bu durumun açık bir şekilde rus ruleti olarak isimlendirilen ve sonunda birilerinin hayatına mal olan bir duruma karşılık geldiğini düşünüyorum. Doğal afetlerin hiçbirine hazır olmayan bir coğrafyada, depremden hemen sonra en temel ihtiyaç kalemlerinden olan toplanma ve barınma alanlarının yani doğaya, insanlığa ait bu alanların rantiyeciler sınıfına açılmış olması bu konunun hala ciddiye alınmadığını gösteriyor.”
HABER : Haber: Beril Çanakçı
GÜNDEM
23 Eylül 2023GÜNDEM
23 Eylül 2023GENEL
23 Eylül 2023GÜNDEM
23 Eylül 2023GÜNDEM
23 Eylül 2023GÜNDEM
23 Eylül 2023GÜNDEM
23 Eylül 2023Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.