Haber: Fatma Boz – Tekirdağ
Türkiye’de toplam 175 televizyon kanalı yayın yapıyor. Bu kanallarda sezon başına yaklaşık 30 dizinin gösterime çıktığı düşünülse de, bu sayısız dizi ve filmde sadece bir veya iki engelli karakter yer alıyor. Üstelik bu rollerde de engelliler sorunlu biçimde işleniyor. Bir STK (sivil toplum örgütü) temsilcisinin “engelli bir merhamet nesnesi midir?” Diye dile getirdiği bu sorunların neler olduğunu engelli alanında çalışmalar yapan sivil toplum temsilcileriyle konuştuk.
Selen Doğan
Kadın, çocuk, ve engelli hakları savunucusu, iletişimci Selen Doğan’a göre: “Ayrımcılık dilinin en yaygın kullanıldığı alanlardan biri medya ve aynı zamanda ayrımcılıkla mücadeleye dair mesajların en geniş alana yaygınlaştırılabileceği alan da medya.”
Engelli karakterlerin medyada yer almaması veya yanlış yer alması hakkında konuşan Doğan, 9. Köy’e, şunları anlattı;
“Popüler kültür ürünlerinde engelliler halen büyük ölçüde komedi unsuru veya merhamet nesnesi olarak gösteriliyor. Ayrımcılığın yerine çeşitliliği koyan, eşitliği ve adaleti savunan güçlü toplumsal hareketler sayesinde olumlu, üretken, güçlü engelli rolleri yazılacağına inanıyorum. Sinemada başrolde engellileri gördüğümüz örnekler var ama TV dizilerinde yok. Tek tük örnekler de engellilerin medyada doğru temsil edildiğine dair ikna edici bir tablo sunmuyor bize.
Aslında, gazetelerden televizyon şovlarına, haber sitelerinden sosyal medyaya kadar tüm iletişim araçları toplumsal sorunların çözümünde büyük bir güç. Ancak, bu araçların çoğu ticari olduğundan, kâr amacıyla toplumsal sorumluluklarını ikinci planda tutuyor ve hatta çoğu kez unutuyorlar.
Bu karakterleri normalleştirmemiz gerekiyor artık. Sıradan insanlar olarak sıradan rollerde karşımıza çıkabilmeli engelliler. Dizi ve filmler insan çeşitliliğini yansıtmıyor, tek tip insanı dayatıyor.”
Doğan, “Türkiye’de medya sektörü tüm ihmal edilmiş, ötekileştirilmiş kesimler açısından kapsayıcı olmadığı gibi, ayrımcılığı yeniden üreten bir karaktere de sahip. Oysa toplumdaki yaygın klişeleri hiçbir hak süzgecinden geçirmeden olduğu gibi sunduğunuzda engelli kişileri de kalıpların içine hapseder ve sorunlu temsillere sebebiyet verirsiniz. Yani hesaba katmadığınız engellilerin daha da görünmez hale gelmesine sebep olursunuz.” Görüşünü savundu.
Medyanın engelli temsilinin sadece dizi ve filmlerde olmadığını vurgulayan Doğan, “Reklamlar baştan sona sağlamcı, yani tanıtılan hemen her ürün, uzuv veya yeti kaybına uğramamış kişiler için. Reklam senaryolarında herkes son derece sağlıklı, yürüyebilen, koşabilen, her şeyi yiyebilen kişiler. Oysa otomobil lastiğinden bulaşık deterjanına, sağlık sigortasından gofrete kadar her ürün ve hizmet engellileri de ilgilendiriyor.” dedi.
Kekemeler Dernek başkanı Ayhan Çağlayan ise medyanın engellilere yeterince yer vermediğine değinerek şöyle konuştu;
“Medyada genel olarak engelli bireylerin yaşadığı sorunlar dramatize ediliyor, bilgilendirme ve çözüm üretme kısmı geri plana atılıyor. Engellilerin yaşadığı birçok sorun konu dahi edilmiyor. Ayrıca, dizi, film ve reklamlarda engel türlerine ve engelli bireylere yeterince yer verilmiyor.”
Ayhan Çağlayan
Medyanın kekeme karakterleri alay ve eğlence konusu haline getirdiğini söyleyen Çağlayan bu tutumu, “Geçmişten bugüne ana akım medyada yayımlanan diziler, reklamlar ve filmlerde kekeleyen karakterler hep alay ve eğlence konusu olmuş, yok sayılan ve acınası kişiler olarak çizilmiştir. Bireyleri niteleyen tek özellik sanki kekeme olmalarıymış gibi bir davranış biçimi sergileniyor.” diye eleştirdi.
Kekeme karakterlerin medya tarafından yıllardır sorunlu biçimde çizildiğini düşünen Çağlayan; “Bu durum, toplumda kekemelikle ilgili yerleşik olumsuz imaj ve ön yargıların pekişmesine neden oluyor” diyerek şunları söyledi:
“Bireysel farklılığı yaşayan bireyler, medyanın bu tutumu yüzünden toplumdan izole olurken, etkin birer birey olarak yaşamalarına da engel olunuyor, özellikle gelişim çağındaki kekeleyen çocuklar gençlerin akran zorbalığına maruz kalma olasılığı da artıyor. Tüm bunların yanında, engellilik adı altındaki bireysel farklılıkların güldürü malzemesi yapılması da etik değildir.”
Çağlayan, bu olumsuzluğun yanında, medyadaki haberlerin de engellilere çözüm üretme konusunda yetersiz kaldığını söyleyerek şunları aktardı;
“Medya genellikle kendi yararına olan kısımları kullanmakta ve ancak çok az sayıda haber ya da haber kanalı çözüm üretme konusunda gündem oluşturmaktadır. Yaşanan sorunlara ilişkin çözüm üretilmesi için öncelikle toplumda sorunlara ilişkin farkındalığın gelişmesi ve daha geniş kitlelerin konuları ele alması ve konuların kamuoyunda yankı bulması gerekmektedir. Bu noktada, engelli derneklerinin de birbirlerini tanıması, iletişim kurara ortak hareket etmesi de önemlidir.”
GÜNDEM
27 gün önceGÜNDEM
29 Mayıs 2023GENEL
29 Mayıs 2023GÜNDEM
29 Mayıs 2023GÜNDEM
29 Mayıs 2023GÜNDEM
29 Mayıs 2023GÜNDEM
29 Mayıs 2023Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.