DOLAR 34,2717 0.05%
EURO 37,3517 -0.12%
ALTIN 2.918,470,05
Ankara
16°

PARÇALI AZ BULUTLU

Şizofreniye karşı önyargıyı yıkan Mavi At Kafe zor durumda

Şizofreniye karşı önyargıyı yıkan Mavi At Kafe zor durumda

Türkiye’de bir ilk olan Mavi At Kafe şizofreni tanısı almış bireyleri ve ailelerini 12 yıldır bir araya getiriyor. Onlara bir kültür ve yaşam ortamı sunarak toplumla bütünleştirmeyi amaçlayan kafe, gönüllü emeğiyle varlığını sürdürüyor. 9. Köy, altı yıldır kafeye emek veren gönüllü Mehtap Coşkun ve kafenin işletmecisi Şizofreni Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Meral Taşkent’le konuştu. Sosyal iyileşmede fark yaratan kafe, ekonomik olarak zor günler geçiriyor.

ABONE OL
23 Aralık 2021 00:00
Şizofreniye karşı önyargıyı yıkan Mavi At Kafe zor durumda
0

BEĞENDİM

ABONE OL

ANKARA- Şizofreni tanısı konulmuş bireylerin toplumdan dışlanmadan yaşama katılabilmelerini sağlayan Mavi At Kafe, pek çok işletme gibi ekonomik olarak çok zor bir dönemde. 12 yıldır kapılarını hasta ve hasta yakınlarına açarak önyargıları kıran Mavi At Kafe gönüllü çabalarla ve küçük desteklerle ayakta kalmaya çalışıyor.

9. Köy, Mavi At Kafe’nin işletmecisi ve aynı zamanda hasta yakını Meral Taşkent ve altı yıldır kafede gönüllü çalışan Mehtap Coşkun’la konuştu. Meral Taşkent, kafenin pandemiden önce aylık 5-6 bin liraya ulaşan geliri olduğunu ancak kapalı kalınan dönemin ardından gelirlerin düştüğünü anlattı. Kafenin bugün aylık en çok bin lira gelir elde edebildiğini söyleyen Taşkent, içinde bulundukları durumu şu sözlerle anlattı: “Ekonomik açıdan tırnaklarımızla kazıyarak bu 12’nci seneye geldik. Sosyal iyileşme ve sosyal rehabilitasyon açısından tavan yaptık ama ekonomik açıdan zemindeyiz.”  

Yenimahalle Belediyesi dışında destek yok

Taşkent, Yenimahalle Belediyesi’nin Mavi At Kafe’ye her gün yaklaşık 25 kişilik yemek gönderdiğini bunun dışında hiçbir yerden yardım almadıklarını vurguladı. Diğer belediyelerin de benzer desteklerle kafeye katkı sunmasını beklediklerini ifade eden Meral Taşkent kafenin Şizofreni Dernekleri Federasyonu’nun iktisadi işletmesi olarak ayakta kaldığını anlattı. Taşkent, kafeye çeşitli etkinliklerle gelir sağlamaya çalıştıklarını şöyle ifade etti: “Arkadaşların yaptıkları hediyelik eşyalar, çizdikleri resimler, şiir kitapları satılıyor. İkinci el eşya ve kitap kermesleri yapıldı. Tablolar, evlerinde kullanmadıkları biblolar, ikinci el kitaplar satılıyor.”

“Şizofreni cahiliydik”

İnsanların bilinmeyenden korktuğunu ifade eden Taşkent, “Eşim ve ben iyi eğitim almış kişiler olmamıza rağmen şizofreni cahiliydik. Çünkü insan birtakım şeyleri başına gelmeden bilemiyor” diye konuştu. Toplumun okuyup, araştırmadığı için şizofreni tanısı almış hastalara büyük bir önyargıyla yaklaştığını belirten Taşkent, kafeyi açarken birinci amaçlarının şizofreni tanısı almış bireylerin çalışabiliyor olduklarını ispat etmek, ikinci amaçlarının ise damgalamayı mümkün olduğu kadar engellemek olduğunu belirtti.

Taşkent’e göre, tanı konulmuş bireyler hastalıklarının farkında ve iyileşmek istiyor. Taşkent bunun için destek olduklarını, daha önce evlerinden dışarı çıkmamış hastaların kafede çalışmanın yanı sıra fatura ödemelerini, alışverişe gitmelerini istediklerini böylelikle küçük sorumluluklar üstlenerek hayata karışmalarına olanak sağladıklarını belirtti. 

Mavi At Kafe’nin altı yıldır çalışan gönüllüsü  

Mavi At Kafe’de çalışmaya altı yıl önce başlayan Mehtap Coşkun ise tamamen gönüllü olarak bu işi yürütüyor.  Şizofreni hastalığını bilmeden önce korktuğunu belirten Coşkun, “Yanlarına yaklaştığım ve konuştuğum zaman ‘bunlar benden normal’ demeye başladım. Hiç zararlarını görmedim” dedi. Çoşkun, Mavi At Kafe’nin şizofreni tanısı almış bireylerin kendilerini özgürce ifade etmeleri ve damgalamanın önüne geçilmesi için bir kafeden öte rehabilitasyon merkezi gibi olduğunu belirtti. Tanı almış bireylerin sorumluluk almaktan çekinmediğini ifade eden Coşkun, “Buraya bir kere gelen ikinci kez tekrar gelir” diyerek Mavi At Kafe’nin toplumun kalıplarını kırdığını vurguladı.

Şizofreni tanılılar mutlu

Şizofreni tanısı almış Mavi At Kafe üyelerinden Recep Laleli, Göktürk Atis, Volga Taşkent, Mustafa Serkan Sınmaz, Burak Gülbeyaz ve Ali Ateş kafe hakkındaki duygu ve düşüncelerini dile getirdi. Recep Laleli, kafe sayesinde sosyalleştiklerini ve ilaçlarını düzenli kullanmayı öğrendiklerini ifade etti. “Bu hastalığı bilmeyen kişilerin bizi deli, kafadan kontak şekilde görmeleri bizi yıkıma uğratıyor” diyen Laleli, insanların olumsuz bakış açılarından duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Göktürk Atis “nefes aldığımız bir ortam” dediği Mavi At Kafe’de çeşitli etkinliklere katılıp sosyalleştiğini ve diğer tanı almış bireylerle konuşarak birbirlerini anlamaya çalıştıklarını belirtti. Atis, “Bireyselden çok kolektif çalışmak beni daha çok mutlu ediyor” diye konuştu. Kafe sayesinde arkadaşlık ilişkilerinin güçlendiğini belirten Volga Taşkent de “Bu kafede hizmet etmeyi öğrendim. Garsonluk yaparak bu işin inceliklerini öğrenmeye çalıştım” dedi.

“İkinci bir liman benim için”

Serkan Sınmaz ise söze “Mavi At Kafe ikinci bir liman benim için” diyerek başladı. Kafeyle tanışmadan önce sürekli depresyon halinde olduğunu belirten Sınmaz, burada edindiği dostlukların kendisini iyileştirdiği görüşünü dile getirdi. Burak Gülbeyaz ise Mavi At Kafe’de kurduğu samimi dostlukların kendisi için bir aile gibi olduğunu, burada anlaşıldığını ve kendini iyi hissettiğini söyledi. “Şizofreni hastasıyım deyince insanlar selam bile vermiyor” diyen Gülbeyaz dışlanmaktan korktuğu için yakın çevresinden hastalığını sakladığını, damgalamanın kırılmasını arzu ettiğini anlattı. Ali Ateş de hastalığını diğer insanlarla paylaşmaya gerek görmediğini belirtti, “Burada boş durmuyoruz, postaneye, bankaya gidiyoruz, paspas yapıyoruz” diyerek sorumluluk almanın önemine değindi.

“İşimi kaybettim, oğlumu kazandım”

Mavi At’ı açıldığı ilk yıllardan itibaren ziyaret eden hasta yakını Gülderen Türkdoğan kafedeki gözlemlerini anlattı. Türkdoğan oğlu şizofreni tanısı aldıktan sonra işini bıraktığını ancak bu durumdan asla pişmanlık duymadığını “Belki işimi kaybettim ama oğlumu kazandım” sözleriyle vurguladı. Oğlunun hastalığını hiçbir zaman saklamadığını belirten Türkdoğan, “Anlattım çünkü ben bir yakını olarak onu damgalarsam o zaman benim toplumdan bir beklentim olamaz” diyerek hastalığının gizli tutulmaması gerektiğinin altını çizdi. Türkdoğan, Mavi At Kafe’deki büyük değişimi ise şu sözlerle ifade etti: “İlk başta herkes yemeğini yedikten sonra masanın başında toplanıp susardı. 2-3 yıl aradan sonra gördüğümde tanı almış bireyler çalışıyorlar, ikramda bulunuyorlar, misafir karşılıyorlar, temizlik yapıyorlar.” 

Mavi At Kafe destek ve ilgi bekliyor

Şizofreni tanısı konulmuş bireylerin iş yaşamına katan, toplumdaki önyargıları kıran ve onların damgalanmasının bir nebze olsun önüne geçen Mavi At Kafe ayakta kalmaya çalışıyor. Kafede kitap okuma toplantıları, müzik dinletisi, sergi, kermes, imza günü, seminer gibi çeşitli etkinliklerin düzenleniyor. Hasta ve hasta yakınları için bir rehabilitasyon merkezi olma özelliğine sahip kafeye gelen müşteriler de hastalarla sohbet etme imkânı buluyor ve kafenin geçimine destek oluyor. Kafede hastaların kendi çizimlerinin basıldığı kıyafetler ve kupalar satılıyor, hayırseverlerin getirdiği ikinci el eşyalar, biblolar, kıyafetler ve kitaplar satın alınabiliyor.

HABER : Deniz Dalgıç

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.