DOLAR 34,0457 0.19%
EURO 37,6494 -0.07%
ALTIN 2.727,11-0,03
Ankara
20°

AÇIK

Siyasal iletişim dili: “Yaraları ancak biz sararız” ve “kader”
  • 9.Köy
  • Gündem
  • Siyasal iletişim dili: “Yaraları ancak biz sararız” ve “kader”

Siyasal iletişim dili: “Yaraları ancak biz sararız” ve “kader”

Türkiye’yi sarsan depremlerin ardından birçok açıklama yapıldı. “Kader”, “yüzyılın felaketi”, “kader planı” gibi kalıplar öne çıktı. Depreme müdahale konusunda yetersizlik ve denetim eksikliği kadar iletişim stratejisi de tartışmaya açıldı. Bu stratejiyi 9. Köy’e değerlendiren siyasal iletişimci Şeyda Taluk, iktidarın “Yeniden büyük Türkiye’yi yapacağız” sloganıyla da tek adres olarak kendisini öne çıkardığını belirtti.

ABONE OL
1 Mart 2023 12:35
Siyasal iletişim dili: “Yaraları ancak biz sararız” ve “kader”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Haber: Ahmetcan Uzlaşık

Hükümet üyeleri, yetkililer, afet sonrası yardım organizasyonunu yönetenler Türkiye’yi sarsan depremlerin ardından birçok açıklama yaptı. Bu söylemler arasından “kader”, “asrın felaketi”, “yüzyılın felaketi”, “kader planı” gibi kalıplar öne çıktı. Depreme müdahale konusunda yetersizlik ve denetim eksikliği kadar kullanılan bu dil ve iletişim stratejisi de tartışmaya açıldı. Siyasal iletişimci Şeyda Taluk bu konuda 9. Köy’ün sorularını yanıtladı.

Şeyda Taluk, bu iletişim stratejisinin planlı olduğunu, bilgi paylaşımı değil propaganda amacı taşıdığını söyledi. Taluk “Propaganda, belirli bir siyasi veya ideolojik amaç için kullanılan manipülatif bir iletişim türüdür. İletişim ise geniş bir bilgi paylaşımı ve fikir alışverişi amacıyla kullanılan daha geniş bir kavramdır. Bu yapılana iletişim denemez” şeklinde konuştu.

Taluk, müdahaleden ve yardımlardan önce “asrın felaketi” algısının oluşturulmasını eleştirirken, “birileri enkaz altındayken bunun hazırlanması distopik” dedi ve şöyle konuştu:

“Türkiye’de belirli bir kesim çok uzun zamandır gerçekle ilişkisini yitirdi. Ülkemizin 11 ilini etkileyen ve on binlerce insanımızı kaybettiğimiz bu felaket sonrasında, kamuoyunun güven duygusunu pekiştirmek, endişe ve korkularını gidermek yerine kamuoyunu endişeye sevk etmek ve hükümetin olağanüstü önlemler almaya ihtiyaç duyduğunu vurgulamayı tercih etmiştir siyasi erk. Siyasi bir manipülasyon için kullanılan bu propaganda taktiklerinin, kamuoyu desteği oluşturmak ve muhalefeti zayıflatmak amacıyla yapıldığına kuşkum yok.”

“Çözüm bulmak yerine kabullendirmek”

Şeyda Taluk depremlerin ardından sıkça kullanılan kader vurgusunu da değerlendirdi. Bunun güçsüzlüğü kabullendirmek için seçildiğini söyleyen Taluk şöyle dedi:

“Felaketlerin ardından ‘kader’ vurgusu, genellikle insanların güçsüzlüğünü ve kontrol edemeyecekleri durumları kabullenmelerini sağlamak için kullanılır. Bu tür bir vurgu, hükümetlerin sorumluluğunu azaltabilir. Bu tür bir vurgu, aynı zamanda insanları felaketlerin nedenlerini araştırmaktan uzaklaştırabilir ve felaketlerin önlenmesi için gerekli olan tedbirleri almaktan alıkoyabilir. Bu nedenle, kader vurgusu, sorunlara çözüm bulmak yerine onları kabullenme eğilimini teşvik eder. Türkiye’de büyük bir çoğunluk için kader vurgusu, inanç ve maneviyat açısından önemli bir yere sahiptir ve insanlar bu tür bir vurguyu, felaketlerin anlamını ve amacını anlamak için kullanabilir.”

Muhalefetin iletişim dili

Depremin ilk gününden beri muhalefetin sert iletişim yöntemi tartışıldı. Şeyda Taluk deprem gibi doğa olaylarının esas itibariyle siyaset üstü olduğunu fakat Türkiye için aynı şeyin geçerli olmadığını ifade etti. Taluk, “Burada doğal bir faciaya hazırlıklı olmayan kamu kuruluşları ve süreci bir propaganda savaşına dönüştüren siyasi erk var” dedi.

Taluk ayrıca, “Partili cumhurbaşkanından emir bekleyen kamu kuruluşlarının enkazlara geç müdahalesi gibi vahim bir durum var” ifadelerini kullandı.

Muhalefetin şu an olduğundan farklı davranma şansı olmadığını söyleyen iletişimci, bu bağlamda hesap sorulmasını isabetli bulduğunu da belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Liyakatin uygulanmadığı, konuyla alakası, uzmanlığı olmayan kişilerin, insanlarını yaşamlarını etkileyen konumlara, kadrolara getirilmesi doğru mu? Bütün bunlar politik değil de nedir? Birleştirici bir üslup bekleniyorsa bunu yapması gereken bizzat hükümetin kendisi. Onun da olmadığına ilk günden bu yana tanığız. Tersine hesap soran veya yardım gelmediğini haykıran herkes tehdit ediliyor, bir kenara not ediliyor.”

“Yaraları birlikte saracağız, Büyük Türkiye’yi biz yapacağız”

Şeyda Taluk, iktidarın yakın zamanda bir söylem değişikliğine gittiğini, öfke dilinin kendisini anlatmaya yetmediğini vurguladı, yine de yaraları saracak tek adres olarak kendisini göstermesini eleştirdi:

“‘Yaralarımızı birlikte sarıyoruz’ ve ’Türkiye’yi yeniden büyük bir Türkiye yapacağız’ gibi bir söyleme dönüş yaptı. Dönüş yaptı derken, organizasyonluğu eleştirenleri bir kenara not edip bizdenseniz sizi kucaklarım, yaralarınızı ancak ben sararım diyerek kendini tek adres olarak göstermeye devam etti.”

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.