DOLAR 34,7363 -0.02%
EURO 36,6358 0.23%
ALTIN 2.961,400,38
Ankara

KAPALI

Sığınmacıların vatandaşlık ikilemi; ne dönebiliyorlar, ne kalabiliyorlar…
  • 9.Köy
  • İnsan Hakları
  • Sığınmacıların vatandaşlık ikilemi; ne dönebiliyorlar, ne kalabiliyorlar…

Sığınmacıların vatandaşlık ikilemi; ne dönebiliyorlar, ne kalabiliyorlar…

Türkiye'ye ilk Suriyeli sığınmacıların gelmesinin üzerinden 11 yıl geçti. Ancak sığınmacılar için bu 11 yıl hiç kolay olmadı. Türk vatandaşı olmak için verdiği 6 yıl süren hukuk savaşını kaybeden A.J. "ne dönebilen, ne kalabilen" bu Suriyeli sığınmacılardan sadece biri.

ABONE OL
6 Haziran 2023 15:14
Sığınmacıların vatandaşlık ikilemi; ne dönebiliyorlar, ne kalabiliyorlar…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

11 yıl önce Suriye’de başlayan iç savaştan kaçan Suriyeli sığınmacıların durumuna ilişkin tartışmalar bitmek bilmiyor. En büyük tartışmalardan biri de, Suriyelilerin Türk vatandaşlığına geçip geçmemeleri üzerinden yaşanıyor.
9. Köy Haber Merkezi, yaklaşık 9 yıldır Türkiye’de yaşayan ve Türk vatandaşlığı için uzun soluklu bir hukuk mücadelesine giren A.J.’nin durumu üzerinden, kamuyonundaki bu sert tartışmayı incelemeye aldı.
İçişleri Bakanlığı Ağustos ayında yaptığı açıklamada, Türkiye’ye sığınan yaklaşık 3.5 milyon Suriyeli’den sadece 211 bin 908 Suriyeliye Türk Vatandaşlığı verildiği açıkladı. Ancak A.J., büyük uğraşına rağmen, Türk vatandaşlığı verilen bu Suriyelilerden biri değil.

“Burada geleceğim yok, ülke beni istemiyor”

Türk vatandaşlığına geçmek için başvuruda bulunan A.J.’nin hukuksal süreci 6 yıl önce, “istisnai vatandaşlıktan yararlanabileceği” bilgisini almasıyla başladı.
2013’te Suriye’den Antep’e gelen A.J. bu 2017 yılında “istisnai vatandaşlık” için başvuruda bulundu. Kendisinden diplomaları istendi. Bundan sonra yaşadığı hukuksal süreci A.J. şöyle anlattı;
“İki diplomam var. Mimarlık ve İngiliz dili edebiyatı. Gittim, gösterdim. Her şey çok iyi gidiyordu. 2 sene geçti başvuralı. Sonra gittim yine “istisnai olarak başvurmak istemiyorum, iptal edebilir miyim” diye sordum. “Yok, sonucu bekleyeceksin. Ancak reddedilirsen başvurabilirsin” dediler. 3 sene içerisinde 4 defa gittim. Hep aynı şeyi söylediler. 4 seneden sonra gittim. ‘’Dosyanız sistemden kaldırılmıştır’’ diye bir sonuç aldım. “Ne reddettiniz, ne kabul ettiniz, ben şimdi ne yapacağım?” dedim. ‘’Dilekçe yaz başvurunun iptal edilmesini iste’’ diye söylediler. Yazdım, gönderdim. 3 ay bekledim sonuç geldi iptal oldu diye. Tekrardan başvurdum 2021’de. Her
şey yolunda gibiydi. 10 ay bekledim sonra gittim, “reddedildi” cevabı aldım.”

Red gerekçesi “Takdir yetkisi…”

Kendisine verilen belgede, vatandaşlık isteminin reddedilmesinin gerekçesi olarak “takdir yetkisi” bilgisinin bulunduğunu da söyleyen A.J., bunun üzerine bir avukata başvurduğunu söyledi. A.J. şöyle konuştu;
“Avukattan görüş aldım “ne demek bu takdir yetkisi” diye. Avukat, ‘’bir nedeni yok. Onlar seni istemiyorlar’’ cevabını verdi. 9 yıldır evliyim, benim hanım Türk. Bir oğlum var. İki diplomam var. Daha ne istiyorsunuz ? Nereye gideyim? Ülkeden çıkmayı düşünüyorum. Burada geleceğim yok çünkü. Ülke beni istemiyor, ne yapayım?”

‘’Ben artık Türk olacağım, burası benim ülkem olacak derken…”

Vatandaş olamadığı için hayatının her aşamasını etkilediğini de söyleyen A.J., ’’Ben terörist miyim? Asla olamam. Hem 9 senedir buradayım. İkametim var. Türk biriyle evliyim. İki diplomam var ama reddediliyorum. Hiçbir şey anlamıyorum. Sadece nedenini öğrenmek istiyorum, ki bu benim hakkım” dedi.
Kendisine verilen red yanıtına karşılık yeni bir dava açmak istediğini de anlatan A.J., “bunun için avukat bin dolar istiyor. Sadece nedenini öğrenmek için bin dolar mı ödemem lazım ? Haksızlık bu” dedi. Bu durumun hayatının her aşamasını etkilediğini de kaydeden A.J., şöyle konuştu;
“Büyük bir atölye açacaktım artık açamıyorum.  Kardeşlerimi ziyarete gidecektim artık gidemiyorum. Hiçbir şey yapamıyorum artık. Benim hayatım çok zor. Ailemi çağırmak istiyorum. 10 yıldır onları göremiyorum. Artık
çağıramıyorum. Annem hasta. Nasıl gideceğim, nasıl göreceğim, acaba yetişebilir miyim kaygısı içindeyim. Artık çok zor. Çözüm önerisi vermiyorlar bize. Eğer bizi istemiyorlarsa kovsunlar.”

Türkiye Cumhuriyeti nasıl vatandaşlık kabul eder?

Türkiye’de A.J.’nin durumuyla benzerlikler yaşayan pek çok sığınmacı bulunuyor.
9. Köy, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı alım sürecinin hukuki yönünü Gaziantep Barosu Göç ve İltica Komisyonu kurucu üyesi Av. Cumali Şimşek’e sordu. Şimşek süreci şöyle anlattı;

Suriyeliler geçici koruma statüsündeler; ikamet izinleri yok, oturum hakları var…

“İlk yol evlenme yoluyla vatandaşlık; Bir Türk vatandaşıyla evlenip 3 yıl Türkiye’de ikamet eden şahıs Türk vatandaşı olabilir. Ancak burada önemli bir unsur var Suriyeliler Türkiye’de geçici koruma kapsamındalar. Geçici koruma Suriyelilere yalnızca oturum hakkı veriyor. Bizim anladığımız sistemde ikamet izni değildir. İkamet izni olmadığı için de evlenme yoluyla vatandaşlığı da esas alınamaz. Yani bir Türk vatandaşıyla evlenen Suriye uyruklu şahıs, 3 yıl sonra Türk vatandaşı olamaz. Çünkü statüsü geçici korumadır. İkamet varsa alabilir, ama geçici koruma kapsamında hiçbir Suriyeli evlilik nedeniyle 3 yıl doldurmakla evliliği başvuru yapsa bile vatandaşlığa alınmaz. Alınmamalıdır. Çünkü kanun buna müsaade etmez.’’Avukat Cumali Şimşek

Yatırım yolu ve istisnai vatandaşlık…

Türkiye’de Suriyelilerin istisnai olarak Türk vatandaşlığı kazanma sürecinden de bahseden Şimşek, vatandaşlık almak için ikinci yolun, yatırım/gayrimenkul edinme yoluyla vatandaşlık edinmek olduğunu kaydetti. Şimşek,  Türkiye’de 400 bin dolar değerinde gayrimenkul alan yabancıların vatandaşlık sürecine başvurarak vatandaşlık alabildiklerini söyledi, ancak bu durumun da Suriyeliler için söz konusu olmadığını vurguladı. Şimşek şöyle konuştu;
“Bu yöntem de Suriyeliler için geçerli değildir. Çünkü bu unsurda ikamet izni şartı bulunmaktadır. Ancak yatırım yoluyla vatandaşlığın bir türü olan 500 bin dolar sermayeli şirket kuran Suriyeliler, vatandaşlığa başvurabilir. 500 bin doları bireysel emeklilik sistemine yatıran bir Suriyeli de vatandaşlık başvurusu yapabilir.’’
Bir diğer vatandaşlık alma yönteminin de “istisnai yöntem” olduğunu söyleyen Şimşek, bunu da şöyle anlattı;
‘’Vatandaşlıkta son yöntem Suriyelileri en çok ilgilendiren istisnai yöntem. Bunu dememizin nedeni sadece Suriyelilere uygulanıyor. Sebebi bu istisnai yöntemde başvuruyu şahıs bu sisteme gidip kendisi yapamıyor. Devlet ve Vatandaşlık İşleri Müdürlüğü ve Göç İdaresi Başkanlığı sisteme dahil edilecek isimleri kendileri belirliyor. Belirlenen isimler bu sisteme dahil edildikten sonra, sözkonusu kişi vatandaş adayı oluyor. Vatandaş adayı olan Suriyeli, vatandaşlık süreçlerinden geçiyor. Başvurularını tamamlıyor, mülakata giriyor. Bunlardan sonra evraklarını teslim ediyor. Devletin hükümranlık sistemine dayanan bir yöntem bu.”

‘’Red gerekçesi çok somut bir gerekçe olmuyor” 

Vatandaşlık başvuru davalarında somut bir gerekçe sunmadıklarını da söyleyen Şimşek, durumu şöyle anlattı;

“4 aşama dediğimiz bir süreç var. 4. Aşama, vatandaşlık başvurusu istihbarat araştırma ve arşiv araştırma aşaması. Şimdi bu aşamada Vatandaşlık Genel Müdürlüğü istihbarat kuruşlarına yazıyor. ‘’bu şahıs ile ilgili görüş istiyorum’’ diyor. Bu kurumlar görüşlerini yazıp gönderiyorlar. Bu görüşlerin bazen olumsuz olduğu durumlar var. Bu olumsuz olma durumunda kişinin başvurusu işlemden kaldırılıyor. İşlemden kaldırma bir idari işlem olduğundan, biz bunlara dava açıyoruz. Dava açtığımızda da gerekçeyi görüyoruz. Ama bazen bakıyoruz gerekçe çok somut bir gerekçe değil. Gerekçede sadece şu yazıyor, ‘’çatışma bilgileriyle irtibatı olduğu değerlendirildi.’’ Ancak şahıs 10 yıldır Türkiye’de belli bir adreste ikamet ediyor. Ceza süreçlerine girmesine gerektirecek hiçbir şey yok.”

‘’Davalama sürecinde bir sorun var”

Vatandaşlıkla ilgili davalama sürecinde bir sorun bulunduğunu da söyleyen Şimşek, “Açtığımız davalarda şunu görüyoruz; ciddi deliller yok ortada” dedi. Şimşek şöyle konuştu;
“Bu konunun bence en sorunlu noktası şurada; idare mahkemesi diyor ki ‘’devletin hükümranlık ve egemenlik yetkisi kapsamında değerlendirildiğinde, bir kişinin vatandaş olup olmamaya karar verme hakkı idarenin üzerindedir.Peki anayasa ne diyor? ‘’İdare iş ve işlemlerinde gerekçeli hareket eder” diyor. Evet idarenin hükümranlık yetkisini kullanma hakkı var, ama bu hükümranlık yetkisini öyle bir kullanmalı ki herkes tatmin olmalı durumdan. Sebebi görmeliyiz.”

HABER : Haber: Kinem Hazal Tanyeri

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.