İnsan sağlığına zararları tartışılmakla birlikte, ülke ekonomisine sağladığı katkı ve istihdam nedeniyle tütün Türkiye için hâlâ çok önemli bir tarım ürünü.Türkiye’de hükümetin vergi oranlarını yükseltmesi sonucu son bir yılda bandrollü sigaranın fiyatı, yüzde 41 oranında arttı. Ancak sigaraya yapılan fiyat artışları, kırsal alanda geçimini tütün ekerek sağlayan üreticiye yansımadı. Sigarada zammı, yerli üreticinin tütün fiyatına artış getirmedi. Alternatif ürünlerin yetişmediği kıraç topraklarda tütün ekerek geçimini sağlayan Hatay’ın Yayladağı İlçesi’nde üreticiler, Tekel fabrikalarının kapatılmasıyla tüccarların belirlediği düşük fiyatlarla tütünlerini satmak zorunda kalıyor. Sabahın erken saatlerinde tarlalarının yolunu tutan tütün üreticileri, ektikleri tütünlerin yapraklarını binbir zahmetle topluyor. Topladıkları tütün yapraklarını iplere geçiren üreticiler, daha sonra bunları kurutmak için günlerce güneşte bekletiyor. Kuruyan tütün yaprakları, son olarak özel makinelerde kıyılarak sigara yapımına hazır hale getiriliyor.
Yerli tütün fiyatları düştü, tütün çiftçisi yoksullaştı
Yayladağı İlçesi’nde 50 yıldır tütün üreticiliği yaparak geçimini sağlayan Mehmet Keleş, hükümetin tütün ekimini sınırlandırması ve yaprak tütün fiyatlarının düşmesinden şikâyetçi. Tütün ekimine getirilen kotayla hem devletin hem de çiftçinin zarar ettiğine işaret eden Keleş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Önceki yıllarda tütün üreterek iyi para kazanıyorduk. Şimdi hem tütün ekim alanları kısıtlandı, hem de devlet, çiftçiden tütün almayı bıraktı. Yabancı tütünün ülkeye girmesiyle yerli tütün fiyatları düştü ve devletimiz kaybetti tütün çiftçisi yoksullaştı. Kilogramını 25 liraya sattığımız tütünü 8-9 liraya satıyoruz. Yabancı tüccarlar geliyor büyük zahmetle ürettiğimiz tütünü alıp gidiyor. Elimize geçen paradan masrafları düştükten sonra kalan para bir işe yaramıyor.”
Ya başka bir iş bulsunlar ya da yaprak tütün fiyatlarını artırsınlar
Yayladağı’nın Aydınbahçe Köyü’nde 20 yıldır tütün üretimiyle geçimini sağlayan Mehmet Ay ise topraklarının tütün haricinde bütün ürünlere elverişsiz olduğuna değindi. Daha önce ektikleri tütünlerin Tekel fabrikaları tarafından satın alındığını anımsatanAy, şunları anlattı: “Topraklarımızda alternatif ürün yetişmediği için tütün ekimi yapıyoruz. Biz de geliri daha yüksek olan ürünler ekmek isteriz fakat hem topraklarımız az hem de dağlık. Onun için başka ürün yetişmiyor buralarda. Köyümüzde yapacak başka iş olmayınca mecburen tütün ekimi yapıyoruz. Daha önce ektiğimiz tütünleri tekel fabrikasına satardık. Tekellerin kapanmasıyla binbir zahmetle ekip biçtiğimiz tütünleri tüccarların belirlemiş olduğu fiyatlara satmaya mecbur kaldık. Tüccarlar fiyatları kendi kafalarına göre belirliyor. Paket fiyatlarının artışına rağmen tütünümüzü 8-9 liradan satıyoruz. Hükümetten isteğimiz bizlere ya başka bir iş kolu bulması ya da yaprak tütün fiyatlarında artış sağlamasıdır.”
Sigara zammı, yaprak tütüne de yansımalı
Çiftçi Ahmet Güray da tütün ekiminin zahmetli bir iş olduğunu, fiyatının düşük olması nedeniyle mağdur olduklarının altını çizdi. Tütün üretiminden başka bir iş kolu olmadığını yineleyen şunları söyledi: “Yıllardan beri tütün üretimiz yapıyoruz. İki çocuğum üniversite okuyor. Onlara yardım etmem için mutlaka bir işte çalışmalıyım. Şehirde olsak bir fabrikada ya da başka bir yerde işçi olarak çalışabilirsin. Fakat biz köyde yaşadığımız için iş imkânları çok kısıtlı. Yaz aylarından tütün ekeriz kış aylarında da günübirlik yevmiye işlerinde çalışırız. İmkânlar kısıtlı olduğu için başka çaremiz yok. Bir paket sigara, 15-20 liraya satılırken bizim bin bir zahmetle ektiğimiz tütünün kilosunu 8-9 liraya satıyoruz. Bir kilo tütünden yaklaşık 70-80 paket sigara çıkar. Bu orantısızlık bizi mağdur ediyor. Bizim tek talebimiz, yapılan sigara zamlarının bir nebze yaprak tütüne de yansımasıdır. Bizi tüccarların belirlemiş olduğu fiyata bırakmasınlar.” Bu yıl 20 dönümlük alanda tütün ektiğini kaydeden Güray, “20 dönümlük alanda bir ton tütün elde ettik. Gübre fiyatları ve ilaçlar geçen yıla göre iki katına çıktı. Bunun toplaması, bekletilmesi ve işçilere ödenen yevmiye falan derken elimizde en fazla 10 bin lira kalıyor. Bu da bizi geçindiremiyor. Devletin bize el atmasını istiyoruz” dileğinde bulundu.
Zamla beraber tüketicide sarma sigaraya yönelme arttı
40 yıldan fazla bir zamandır sigara içen Nadir Kılıç, açık tütünün oldukça ekonomik olduğuna dikkat çekerek, “Kilogramını 250 liraya aldığım tütünden neredeyse 80 paket çıkıyor. Bir kilogram tütün bana iki aydan fazla yetiyor. İçinde 20 adet sigara bulunan paketle kıyasladığımda paketi bana 4 liraya geliyor. Oysa en ucuz bandrollü sigara 14-15 lira. Ben, günde ortalama 30 tek sarma sigara içiyorum. Bandrollü sigara kullansaydım günde 25 ile 30 lira arası giderim olacaktı. Şimdi günlük 6-7 lira gidiyor. Yani ayda 600 liradan fazla tasarruf ediyorum” diye konuştu. Daha önceleri paket sigara kullanan son zamlar nedeniyle sarma tütüne yönelen tüketici Mahmut Zobu ise, paket sigaradan sarma tütüne yönelmesindeki en büyük etkenin fiyat artışları olduğunu belirtti. Paket sigara kullanmanın ekonomik olarak büyük bir yük olduğunu vurgulayan Zobu, “10 yıldan beri sigara kullanıyorum. Günde yaklaşık bir paket içiyorum. Şu anki fiyat artışlarıyla bir ayda yaklaşık 450 TL’ye denk geliyor. Buda ekonomik olarak aile bütçesini çok sarsıyor. Sarma sigaraya ise bir ayda en fazla 100 TL veriyorum. Çocuklarımızın rızkını duman olarak boş yere harcıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Caydırıcılık için fiyatların artması normal”
21 yıldır sarma tütün kullandığını, sigaranın zararlı olduğunu bildiğini fakat bağımlık nedeniyle bırakamadığını dile getirenİsmail Çetin ise sözlerini şöyle bitirdi: “Daha önceleri sigara paketleri ucuz olduğu için paket alıyorduk. Son zamlarla beraber sarma sigaraya yöneldim. Bir paket sigaraya verdiğim parayla bir aylık tütün ihtiyacımı karşılıyorum. Totale vurduğun zaman sarma tütün daha avantajlı geliyor. Aslında en iyisi hiçbirini içmemek.”
Yıllardan beri paket sigara içen Mahmut Piri Batmaz, fiyatları artmasına rağmen tekel sigaradan vazgeçmeyenlerden. Son yapılan zamanların sigara içenleri etkilediğini hatta bazı kişilerin zam nedeniyle sigarayı bıraktığını vurgulayan Batmaz, “Son zamanlarda sigaraya zamlar geliyor. Bence caydırıcılık için fiyatların artması gayet normal. Türkiye’de her üç kişiden biri sigara içiyor. Devlet politikası olarak bunun önüne geçilmesi gerekiyor. Daha önce günde bir paket içerken fiyatların artmasıyla bir paketi birkaç günde içer oldum. Buda bir caydırıcılıktır. Fiyatların artması beni kaçak tütüne yöneltmedi. Ne olursa olsun yine de kaçak sigara içmeyeceğim” değerlendirmesi yaptı.
Sigaradaki artış, hem cebini hem sağlığını rahatlattı
Sigaradaki fiyat artışlarının sigarayı bırakmasına neden olduğunu itiraf eden Soner Yel, fiyat artışından olumlu etkilediğini kaydedip sözlerine şöyle devam etti: “Her gün mutlaka bir paket sigara içiyordum. Buda aylık olarak 500-600 lirayı buluyordu. Yaklaşık beş ay önce evlendim ve aldığım maaş geçimimi sağlayamıyordu. Sigarayı yavaş yavaş azaltmaya karar verdim. İlk önce iki günde bir paket içerken daha sonra sigarayı tamamen bıraktım. Sigaradaki artış, hem cebimi hem de sağlığımı rahatlattı. Keşke herkes benim gibi sigarayı tamamen bırakabilse…”
Kanunen yasak ancak göz yumuluyor
Bir önceki yıl kanunen yasak olmasına rağmen sokak aralarında açık tütün satıcılarını görmek mümkün. Tütün satan dükkânlarda yaprak tütünün yanı sıra nargile tütünü, sigara kâğıdı, sigara filtresi ve tabaka da satılıyor. Açık tütünü sarıp sigaraya dönüştürmek ise oldukça basit. Tütün tiryakileri bu işi ellerinde ya da tek sarım yapabilen tütün şarjör kullanarak yapıyorlar. Dükkânlarda satılan açık sigaralar ise, ya küçük makinelerle ya da paket başı ücret ödenerek ev kadınlarına yaptırılıyor.
15 yaş üstü nüfusun yüzde 27,6’sı sigara kullanıyor
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, 15 yaş üstü nüfusunun yüzde 27,6’sının sigara kullandığı Türkiye’de, zamlanan sigara fiyatlarından en az etkilenmenin yolu, açık tütün satıcılarından alınan kıyılmış tütün yada kaçak sigara almaktan geçiyor. Açık tütün kilogram fiyatı, 70 ila 250 lira arasında değişirken, genellikle Orta Doğu ülkelerinden Türkiye’ye sokulan bandrolsüz sigaranın paketi 6 ila 9 lira arasında satılıyor.
“Sigara içilecekse, Türkiye’de üretilen tütün kullanılsın”
Tütün Eksperleri Derneği Başkanı Servet Yaprak, hükümetin sigara perakende satış fiyatlarına artırmasının sarmalık kıyılmış tütüne sigaraya talebi artırdığını belirtiyor.Üreticiden aldığı yaprak tütünü kendi fabrikalarında işleyerek sigara pazarına sunan ve önemli miktarda tütün ihraç eden TEKEL’in 2008’de özelleştirildikten sonra Türkiye’de tütün üretimi büyük ölçüde yavaşladığını anımsatan Yaprak, son yıllarda tütün ekiminin yeniden canlanmaya başladığını söylüyor. Türkiye’nin yakın zamana kadar dünyaya tütün ihraç eden bir ülke olduğuna değinen Yaprak, şu açıklamalarda bulundu: “Son 15 yılda sigara piyasasında yaşanan değişmeler ve tütün fonunun kaldırılması Türkiye’yi dışarıdan tütün ithal eden bir ülke haline getirdi. Türkiye, 2018 yılında 590 milyon dolar tütün ithal etti. Buda paket sigaralardaki fiyatlara yansıdı. Türkiye’deki üretici tütün üretiminde az gelir sağlarken dışardan ithal edilen tütün fiyatları arasında uçurum oluştu. Türkiye, yasa dışı yollardan ülkeye giren kaçak sigara ve kayıt dışı vergisiz tütün tüketiminin azalması için mücadele etmektedir. Sarmalık kıyılmış tütüne uygulanan Özel Tüketim Vergisi’nin, ithal purolara uygulandığı haliyle yüzde 40’lar seviyesine çekilmesi gerekmektedir. Sigara sağlığa zararlı, bununla mücadeleyi önemsiyoruz, ancak eğer bu sigara içilecekse hiç olmazsa azami ölçüde Türkiye’de üretilen tütün kullanılsın. Kendi üreticimiz kazansın, ülkenin dövizi dışarıya gitmesin. Sarmalık kıyılmış tütün yönetmeliğini çıkarması gerekiyor, bunun için uğraşıyoruz. Ayrıca, bu alanda Tarım Bakanlığı ve Orman Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı’nın ortak çalışmasına ihtiyaç var.”
Bir paket sigara fiyatına, 1 haftalık tütün alınıyor
Hatay’da 15 yıldır tütün ticareti yapan Ercan Yıldırım, sigara zamlarının açık tütün piyasasını canlandırdığına işaret edip açık tütünün, bandrollü sigaralara kıyasla oldukça ekonomik olduğunu belirterek “Günde bir paket sigara kullanan kişi, sigaraya verdiği parayla bir en az bir hafta – 10 günlük sigara ihtiyacını karşılayacak kadar kıyılmış tütün alabiliyor. Son zamanlardan sonra, orta gelir düzeyine sahip kişilerin de açık tütüne yöneldiğini görüyoruz. Günde bir paketten fazla sigara içen ya da 3 – 4 paket sigara tüketen bir aile için bandrollü sigaraya ödenen para neredeyse asgari ücrete yaklaşıyor. Bu durum açık tütüne yönelmeye neden oluyor” saptaması yaptı. Yıldırım, açık tütün satan tütün satıcısı esnafın vergi vermeye razı olduğunu ancak yasal düzenlemelerin buna uygun olmadığını sözlerine ekledi. Sigara ve alkollü içecekler bayisi işleten Hasan Korkmaz da, bandrollü ürünlerin fiyatlarının halkın ekonomik seviyesine göre oldukça yüksek olduğu görüşünde.Hükümetin bandrollü ürünlerde vergi artışının satışlarını düşürdüğünü kaydeden Korkmaz, şu ifadeleri kullandı: “Halkın genelinin alım gücü düşük olduğu için vergisiz bandrolsüz ürünlere yönelmesi normal. Tanıdığım birçok müşterim kaçak sigara ya da kıyma tütün kullanıyor, alkolü evinde hazırlıyor. Biz vergi veriyoruz, yasa dışı satış yapan kişiler vergisiz kazanç elde ediyor. Yaygın olarak ucuz satış yapıyorlar devlet vergi kaybına uğruyor. Ben bandrollü ürünlerde vergi oranının düşürülmesi ve fiyatların ucuzlamasını savunuyorum. Böyle olunca sağlıksız yasa dışı yollardan tüketim azalır. Tütüne uyuşturucu madde muamelesi yapmak doğru değil, devlet kaybediyor.”
Her yıl dünyada 6 milyon, Türkiye’de ise 100 bin kişi ölüyor
Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (HMKÜ)Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tacettin İnandı yaptığı araştırmada, dünya genelinde her yıl 6 milyondan fazla insan, doğrudan tütünün neden olduğu hastalıklar sonucu hayatını kaybettiğini belirledi. Türkiye’de ise her yıl en az 100 bin kişi tütüne bağlı nedenlerden yaşamını kaybediyor. İnandı, konuya ilişkin olarak şunları söyledi: “Sigara, solunum yolu hastalıklarının en önemli nedeni. Akciğer kanseri, astım ve bronşite neden oluyor. Kalp damar hastalıklarını artırıyor. Bebek ve çocuklarda ölümler, solunum sistemi hastalıkları, astım, bronşit sıklığı artıyor. Kalp damar hastalığı, felç, düşük, erken doğum gibi pek çok hastalığın artmasına neden oluyor. Her geçen gün yeni zararları ortaya çıkıyor.” Her yıl milyonlarca insanın içmediği halde sigara dumanına maruz kaldığına dikkat çeken İnandı, sözlerine şöyle devam etti: “Hem içenleri etkiliyor hem de içmeyenleri etkiliyor. Kapalı ortamda, kapı önlerinde, balkonda içerek kapalı ortam hava kirliliğine yol açıyor. Pasif içicilikten binlerce insan yaşamını yitiriyor. Yaklaşık 1,6 milyon yetişkin çalışma ortamında, 16 milyon yetişkin evde, 5,5 milyon yetişkin araçlarında, 2,8 milyon yetişkin restoranlarda, 7,2 milyon yetişkin kafe, kahvehaneler ve çayhaneler gibi halka açık yerlerde, tütün dumanına maruz kalıyor.” Tütün kullanımı çok yaygın düzeyde olduğunu vurgulayan İnandı, tütün kullanım sıklığı erkeklerde yüzde 44,1, kadınlarda ise yüzde 19,2 olduğunu aktardı. Tütünün hem bireyin hem de özellikle gelişmekte ve geri kalmış ülkelerin ekonomisine çok büyük zararlar verdiğinin altını çizen İnandı, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Tütün üretiminden ve ticaretinden birkaç gelişmiş ülke kazançlı çıkmaktadır. Tütüne bağlı hastalıkların tedavisi için ilaç üreten ülkeler ve şirketler kazanç sağlayanlar arasında sayılabilir. Türkiye gibi ülkeler, hem tütün alırken hem de tütüne bağlı hastalıkları tedavi etmek için ilaç alırken dışarıya para vermek zorunda. Türkiye’de tütün kullanımı tüm çabalara rağmen son derece yaygındır. Her 10 kişiden 3’ü sigara içiyor. Türkiye yetişkin tütün araştırmasına göre, 19,2 milyon kişi (yüzde 31,6) halen tütün ürünü kullanmaktadır.”
Yasağın amacı içmeyenleri korumak
Sigara yasaklarının temel amacı içmeyenlerin haklarını korumak olduğuna değinen İnandı, “Yasağın amacı, yaşama ve temiz hava alma hakkını sağlamaktır. İçenlerin bir kısmı ya riski görmezlikten geliyor, ya da küçümsüyor. Sigara içenler bunu özgürlük olarak görüyorlar. Oysa bu bir madde bağımlılığı ve hastalıktır. Madde bağımlılığı ve hastalıkla ile özgürlüğün bir ilişkisi yoktur” diye konuştu.
Puro, pipo, nargile, sigara ve elektronik sigara dahil tütünün her türlüsünün son derece tehlikeli olduğunu aktaran İnandı, açıklamalarını şöyle tamamladı: “Tütün kullanımı önlenebilir ölüm nedenlerinin en başında yer alıyor. Tütün kullanan biri için daha büyük bir tehlike yoktur. Temiz hava, dumansız hava bir insan hakkıdır. Tütün kullananların bu hakka saygı göstermesini beklenir. İçmeyenleri haklarını savunması gerekir. İhlalleri, ‘Yeşil Detektör’ uygulaması ya da Alo 184’e bildirmeniz önemlidir. Vergileri artırmak, yasakları güçlendirmek, içenlere bırakma desteği sunmak ve eğitim tütünle mücadelede etkili yöntemler arasındadır. İçenler tütün danışmanlık polikliniklerinde destek ve tedavi alabilirler. Danışmanlık ve tedavi ile başarı oranı 4-5 kat artırılmaktadır. Tütün çok büyük bir halk sağlığı sorunudur. Çözümü güç olmakla birlikte mümkündür.”
HABER : HALİT DEMİR / HATAY – ARAŞTIRMA YAZISI
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.