Kentlerdeki çeşitli hastanelerin birleştirilerek, devasa tek bir sağlık kompleksine dönüştürülmesiyle oluşturulan şehir hastanelerinden, tıp öğrencileri de dertli. Tıpkı hastalar gibi, tıp öğrencileri de şehir hastanelerindeki yoğunluktan şikayetçi.
Ankara Şehir Hastanesi’nde staj yapan tıp öğrencisi Şiyar Güneş, 9. Köy’e yaptığı açıklamada, yaşanan durumu “yanlış sağlık politikaları eğitim hakkımızı elimizden alıyor” sözleriyle açıkladı.
“Hastalık hikayesini dinleyecek kadar bile zamanımız olmuyor…”
Sağlık sistemindeki aşınma sebebiyle sevk sisteminin bozulduğunu ve şehir hastanelerindeki yoğunluğun çok yüksek olduğunu belirten Güneş, hasta başına ancak “beş dakika süre ayırabildiklerinden” yakındı. Güneş şöyle konuştu;
“Hocamızla polikiliniğe girdiğimizde sabah 50-60 arasında hasta oluyor. öğleden sonra ise 40 kadar hastamız oluyor. Bu sebeple hastaların hikayesini dinleyecek kadar zamanımız olmuyor. Geçmişini bilmediğimiz hastaların tam olarak tedavi edilme şansı yok. Bu durum sağlık sisteminin kalitesini düşürüyor”.
“Plaza mantığıyla hastane yapmışlar”
Şiyar Güneş şehir hastanesindeki stajında gördüklerini de şöyle anlattı:
“Şehir hastaneleri tam olarak plaza mantığı ile hazırlanmış yerler. Örneğin tam olarak açabileceğiniz bir pencere yok. Sadece yataklı servislerde yarım açılan pencereler var. Onun dışında tamamen makine havası solumak zorunda kalıyoruz. Oysa Sağlık Bakanlığı ‘Sağlık için pencereyi açın’ başlıklı bir kampanya yürütüyor. Bunun yanında doktorların dinlenmesi için planlanmış alanlar yok. Katlarda hasta yakınlarının beklemesi için yapılmış bazı odaların önüne ‘doktor odası’ yazan kağıtlar çekerek kendilerine dinlenme alanı yaratıyorlar.”
Şehir hastanesi çevresindeki ev kiralarının fahiş fiyatlarda olduğuna değinen Güneş, “Çalıştığımız yere yakın konaklama imkanı bulamıyoruz. Buradaki kiraları karşılayacak durumumuz yok. Şehir hastanesindeki çoğu doktor bu durumda. Uzun nöbetler tutmamıza rağmen iş yerimizden uzakta oturmak zorunda kalıyoruz” dedi.
“Şehir hastanesi yerine önleyici sağlık hizmetinde çalışmak isterim”
Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Zelal Keskinbıçak ise mezun olduğunda mevcut koşullarda şehir hastanelerinde çalışmak istemediğinden bahsederek “önleyici sağlık hizmetlerinde çalışmak isterim” dedi.
Şehir hastanesine bir kez hasta olarak gittiğini anlatan Keskinbıçak, doktorun kendisine yeterince zaman ayıramadığının altını çizerek “Şehir hastanesinde tedavi olamadım. özel hastaneye gidip orada tedavi olmak zorunda kaldım” dedi.
Zelal Keskinbıçak
Eskiden sağlık ocağı olarak anılan, Şimdi Aile Sağlığı Merkezi olarak adlandlandırılan sistemin güçlendirilmesi gerektiğini söyleyen Zelal Keskinbıçak “Semt poliklinikleri kapanmasa büyük hastanelerin hem polikliniklerinde hem de acil servislerinde böyle büyük bir yoğunluk olmaz. Doktorlar hastalarla yeteri kadar ilgilenebilir” diye konuştu.
Tıp öğrencileri geleceği yurt dışında görüyor
Son dönemde uzman doktorların mesleki geleceklerini yurtdışında arama dalgasına, tıp öğrencileri de katılmış durumda. 9. Köy’ün kariyer planlarını sorduğu öğrenciler Şiyar Güneş ve Zelal Keskinbıçak, yurt dışına gitmek istediklerini söylediler.
Keskinbıçak “Ekonomik kaygıları geçtim. Ben Türkiye’de mesleğimi layıkıyla yerine getiremeyeceğim için yurt dışında gitmek istiyorum. Ben bu mesleği insanları iyileştirmek için seçtim” dedi.
Güneş ise Türkiye’de uzmanlık eğitimi sürecinde ast-üst ilişkisinin ve mobingin fazla olduğunu gözlemlediğini söyledi ve uzmanlık eğitimlerinde artan kontenjan artışı çok verimsiz bir eğitim ortamı sağladığından bahsederek “yurt dışında çalışmak isterim” diye konuştu. Tıp eğitimi almanın kendi tercihi olduğunu, ancak aradığını bulamadığını söyleyen Güneş, şöyle dedi;
“Ben kendimi değerlendirdiğim ölçüde yapabileceğim en iyi işin doktorluk ve hekimlik olabileceğini düşündüm. Hem topluma hem de insan hayatına dokunabileceğim, hem toplumun sorunlarını hem de insanların sıkıntılarını çözebileceğim, toplumla iç içe olabileceğim bir alan olarak gördüğüm için tıp fakültesini tercih ettim. Fakat gelin görün ki karşılaştığım, niteliksiz ve eril bir eğitim anlayışı, küçük güneş görmeyen kutucuklara hapsedilmiş, mesleki gözlem ve birikimlerinin aktarılması suç sayılan hekimler, emeğinin karşılığını alamayan emekçiler gördüm. Bugün geldiğimiz nokta bana tıp fakültesi yazmamı sorgulatıyor ve muhtemelen toplumda çoğu kişide sorgulatıyor.”
HABER : Haber: Buğra Barış Yalınkılınç
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.