Hatice Ersan
Mustafa Canan, Türk Halk Müziği’nin duayen isimlerinden, ses sanatçısı ve besteci… Türkiye Musiki Eser Sahipleri Meslek Birliği’ne kayıtlı 100’ü aşkın eseri bulunan ve bu eserlerinin birçoğu ünlü isimler tarafından seslendirilmiş olan, TRT İstanbul Radyosu sanatçılarından besteci Mustaf
“Aşık mısın arkadaş”, “Kur meyhaneci masayı”, “Aşkın ne derin yaralar açtı”, “Silmedin gözyaşını”, “Hicran oldu kalbim, yine hicran olacak” gibi besteleri de olan sanatçı Mustafa Canan, Yalova’nın Çınarcık ilçesindeki köyünde yalnız yaşıyor. 84 yaşındaki sanatçı Canan, sanat dünyasının kendisini unutmasından, hatırlamamasından yakındı.
Diyarbakır doğumlu sanatçı, babasının komiser olarak Şanlıurfa’ya gönderilmesinin ardından uzun süre burada yaşadığını, bu coğrafyada yetişen ünlü ses sanatçılarını dinleyerek kendisini yetiştirdiğini anlattı. Daha sonra Adana’ya yerleştiğini belirten Canan, Adana Musiki Cemiyeti’ne giderek nota öğrendiğini de aktardı:
“10 yaşında müziğe başladım. Benim yetiştiğim ortam, hep sanatçı ortamıydı. Onları dinleye dinleye 12 yaşımda da kendi sazımı yaptım. Başladım çalmaya… Sonra Adana’ya yerleştik, orada 14 yaşında sahneye çıktım. Askere gidip geldim. Adana Çukurova radyosu açılmıştı. Oraya müracaat ettim, sesimi banta alıp Ankara’ya gönderdiler. Beğenilmiş. Adana Radyosu’nda 6-7 sene kadar program yaptım. ‘Çukurova’nın Sesleri’ adlı koro kurdum.
Sonra Nida Tüfekçi Adana’ya geldi. 1958’de de ‘Oğlum yerin burası değil. İstanbul’a gel, beni bul’ dedi. İstanbul’da konservatuara girdim. Hem kons
Akşam Gazetesi’nin 1975’te Türkiye çapında düzenlediği ses yarışmasında 500 kişi arasından birinci olan Canan, yarışmada kazandığı altın sazın ardından TRT’den ayrıldığını da anlattı:
“Önce Kıbrıs’ta sonra Avrupa’nın birçok kentinde sahne aldım. 1982’de Türkiye’ye döndüm, İstanbul Erenköy’de dershane açtım. Orada da birçok kişiyi yetiştirdim” dedi.
Aralarında Müslüm Gürses’in de olduğu birçok sanatçı yetiştir
“Benim bir arkadaşım vardı. Bir gün yanıma geldi, ‘Berberin bir oğlu var, sesi çok güzel, ben dinledim. Sana getireyim, sen de dinle’ dedi. Getirdi. Müslüm Gürses 13 yaşlarında, papyon takmış hoş bir çocuk. Dinledim, hakikaten de sesi güzeldi. O zamanlar Adana’da benden başka halk müziği sanatçısı yoktu. Yaklaşık 2 yıl Müslüm Gürses’i çalıştırdım. Müslüm Gürses sonra benden ayrılıp Adana Radyosu’nda çalışmaya başladı. Daha sonra İstanbul’da yanıma geldi, ‘Sevda yüklü kervanlar’ın bestesini yapmış. Ben de bizim radyoya gönderdim. Beste tuttu. Daha sonraları Müslüm arabeske yöneldi.“
18 yaşından beri beste yaptığını dile getiren usta sanatçı, birçok bestesinin ünlü sanatçılar tarafından seslendirildiğini de sözlerine ekledi: “İbrahim Tatlıses bestelerimden ‘Emine’m’i, ‘Aşık mısın arkadaş’ı okudu. Kemal Sunal, Bedia Akartürk, Aytaç Şenol, Mehmet Bozdoğan gibi ünlü sanatçılar bestelerimi okudu“
Türkiye’de sanatçıya hak ettiği değerin verilmediğinden yakınan usta sanatçı, “Türkiye sanatçının kıymetini bilmiyor. Ben Kıbrıs’a, Bulgaristan’a, Yugoslavya’ya giderken gümrükçüler bagaj kontrolü esnasında afişlerimi görünce beni coşkuyla karşılıyorlardı. Orta Avrupa’yı da gezdim, orada da sanatçıyı el üstünde tutuyorlardı. Maalesef bizim ülkemizde sanatçının değeri yok. Kaç sanatçının cenazesini belediye kaldırdı” dedi.
Kimseden maddi bir beklentisi olmadığını dile getiren Canan, tek başına yaşadığı mütevazı evinde sadece sohbete özlem duyduğunu dile getirdi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.