DOLAR 34,6892 0.25%
EURO 36,6826 0.17%
ALTIN 2.969,411,19
Ankara

PARÇALI BULUTLU

“Salgında, intihara yönelik acil eylem planları oluşturulmalı”
  • 9.Köy
  • Sağlık
  • “Salgında, intihara yönelik acil eylem planları oluşturulmalı”

“Salgında, intihara yönelik acil eylem planları oluşturulmalı”

Son 15 yılda artış gösteren intihar vakaları, salgın süreciyle artmaya devam ediyor. Sadece 2018’de 3 bin 161 kişinin intihar ettiği bildiriliyor. İntihar edenlerin yüzde 80’nini yoksulların oluşturduğunun tartışıldığını belirten Klinik Psikolog Mert, intiharın bir halk sağlığı sorunu olarak ele alınması ve risk altındaki gruplara özel önlemler getirilmesi gerektiğini söyledi. Mert, uzmanlarca oluşturulabilecek psikolojik destek hatlarının özellikle salgın dönemi için önemli bir önlem olabileceğini vurguladı.

ABONE OL
9 Mayıs 2021 00:00
“Salgında, intihara yönelik acil eylem planları oluşturulmalı”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye’de son aylarda intihar vakalarında bir artış söz konusu. 13 Şubat 2021 tarihinde Kocaeli’nde beş gün arayla beş genç yaşamına son verdi. İzmir’de, 6 Mart 2021’de geçim sıkıntısı yaşayan bir kişi çalıştığı havalimanında, 24 Mart 2021’de bir genç, 25 Mart 2021’de ise ekonomik sorunlarından dolayı kahve işletmecisi intihar etti. Tüm bu intiharların ortak nedeni, milyonlarca kişinin yaşamını etkileyen geçim sıkıntısı… Ekonomik kriz, yoksulluk, geçim kaygısı ve geleceğe olan güvensizlik her geçen gün vakaların artmasına neden oluyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2002-2019 yılları arasında geçim sıkıntısı nedeniyle 5 bin kişi intihar etti. 2015-2019 yılları arasında bilinmeyen nedenlerle gerçekleşen toplam intihar vaka sayısı ise 7 bin 351. TÜİK verilerine göre, sadece 2018’de 3 bin 161 kişi intihar etti. Bu da her gün ortalama 9 kişinin hayatına son verdiği anlamına geliyor. TÜİK verileri, resmi kayıtlara intihar olarak geçen vakaları içeriyor. 2002’de 2 bin 301 olan intihar sayısı, 2003’te 2 bin 707’ye yükseldi. Bir kaç yıl boyunca bu seviyelerde seyreden intihar sayısındaki en ciddi artış 2012 yılında yaşandı. 2011’de 2 bin 677 olan intihar sayısı, 2012’de 3 bin 287’ye yükseldi. Bir yıl içinde yaşanan yüzde 23 artış dikkat çekti. Vakalar son 15 yılda artış gösterirken, salgın süreciyle artmaya devam ediyor. Türkiye’de artan intihar vakalarının nedenlerini ve salgın etkisini Klinik Psikolog Yasemin Mert ile konuştuk.

-Salgın süreci ile birlikte Türkiye’de intihar oranları ekonomik sebeplerle birlikte geçim kaygısı,  işsizlik, şiddet ve gelecek kaygısı şeklinde artış göstermektedir. Toplum olarak intihar üzerine nasıl konuşmalıyız?

-Aslında tam da dediğiniz gibi, ekonomik koşulların ruh sağlığını nasıl etkilediğini tartışmaya başlamalıyız. TÜİK verilerine göre intihar edenlerin yüzde 80’ni yoksulların oluşturduğu tartışılıyor. Türkiye’de uzun süredir ekonomik istikrarsızlık gittikçe artıyor, salgın dönemi ise yoksulluğu büyük ölçüde arttırdı. Birçok iş kolu işsiz kaldı. Düzensiz çalışma koşullarında çalışmak zorunda kalan, çok düşük yardımlarla veya hiçbir yardım almadan çalışmaya, ücretsiz izne zorlanan çok büyük bir kesim var. Yine TÜİK verilerine baktığımızda, geçim sıkıntısı, intihar edenlerin arasında yüksek oranlı bir intihar nedeni var. Son zamanlarda medyada intihar eden kişilerin sıkça gündeme gelmesine rağmen, henüz Türkiye’de salgın döneminde intihar eden kişilerin oranındaki artışa dair kesin bir veri bulunmuyor. Ancak salgın döneminde farklı ülkelerden birçok açıklama yapıldı ve intihar oranlarının arttığı bilgisi paylaşıldı. Bu durumu şöyle açıklayabiliriz; salgın, birçok anlamda stres faktörlerimizi oldukça arttırdı. Bu stres faktörlerinin arasında ekonomik koşulları saydığımız gibi en temel olarak sağlık kaygısını da ele alabiliriz. Stres faktörleriyle baş edebilmek, daha fazla kaynak kullanımı gerektirir. Burada kaynak kullanmak derken baş etmemizi kolaylaştırıcı faktörlerden bahsediyorum. Bu kaynaklar içsel veya dışsal olabilir; sosyal ilişkilerimiz, spor yapmak, hobilerimize zaman ayırabilmek gibi örnekler verebiliriz. Ancak salgın koşulları, bu kaynakların birçoğunu kullanmamızı engellediğinden, bu stres faktörleriyle baş etmenin zorlaşacağını varsayabiliriz. Tüm bunları birlikte değerlendirdiğimizde intiharın; bir halk sağlığı sorunu olarak ele alınması, sağlık çalışanları, yaşlılar, gençler, uzun süre karantinada kalan kişiler gibi risk altındaki gruplara özel önlemler getirilmesi gerekmektedir.

-Sizce intihar eğilimi patolojik bir vaka mıdır? Böylesi bir eğilim içinde olan birini nasıl umutlandırılabilir, vazgeçirilebiliriz?

-Sadece psikiyatrik bir rahatsızlık yaşayan kişiler, intihar girişiminde bulunur gibi bir etiketleme yapmak intihara yönelik açıklamalar açısından çok doğru bir çıkarım olmayacaktır. Örneğin acı veren bir hastalığa sahip olmak intihar için risk faktörüdür. Bu durumu tersinden ele aldığımızda da, her psikiyatrik rahatsızlığı olan kişi intihar eğilimli olmayabilir. İntihar, tek bir faktöre bağlanamayacak kadar karmaşık ve çok faktörlüdür diyebiliriz. Ancak intihar eden kişilerin büyük çoğunluğunun ruh sağlığıyla açıklanabileceğini biliyoruz. Psikiyatrik rahatsızlıklar açısından intihar girişiminde, depresyon en önde gelen sebeptir. Risk faktörlerini en aza indirecek önlemler almak gereklidir. Bu aşamada uzmanlar tarafından oluşturulabilecek psikolojik destek hatlarının kurulması özellikle salgın dönemi için önemli bir önlem olabilir. Çevrenizde intihar eğilimli olduğunu düşündüğünüz bireyler varsa bir uzmandan destek almak en doğru yöntem olacaktır.

İnsanları intihara sürükleyen başlıca faktörler neler diyebiliriz?

-Biraz önce değindiğimiz gibi intiharı tek bir nedenle açıklamak mümkün değildir. İntiharı tetikleyebilecek birçok neden arasında ilişkisel sorunları, ekonomik koşulları, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini sayabiliriz. Ancak tek başına bunlardan biri intihar davranışına neden olur diyemeyiz. Tüm bu etmenlerin bir araya gelmesi, psikiyatrik rahatsızlıklarla birlikte değerlendirilmelidir. Örneğin Türk Tabipler Birliği’nin sanırım Ekim ayında, sağlık çalışanlarının ruh sağlığının kötüye gittiğine dair bir açıklaması olmuştu. Bu açıklamada, bir risk grubu olarak sağlık çalışanlarının ruh sağlığına yönelik önleyici çalışmaların neler olabileceğine yönelik öneriler de vardı.

-Bir insanın intihar edebileceğini ya da yaşamına son vermeye kararlı olduğunu nasıl fark ederiz?

-İntihar eğilimi olan bir kişiden büyük olasılıkla intiharla ilgili cümleler duymuşsunuzdur. Ülkemizde, halk arasında kişi intihar etmekten bahsediyorsa gerçekten intihar etmez, ilgi çekmeye çalışıyordur gibi bir inanış var. Bu inanış kesinlikle doğru değildir. İntihar etmekten bahseden bir kişiyi asla görmezden gelmemeli ve destek alması için yönlendirmeliyiz. Çoğunlukla intihar etmek isteyen kişi bize daha öncesinde buna dair sinyaller vermiştir ve bu durumda önleyici adımlar atmak mümkün olabilmektedir. Ancak kişiler geleceğe dair umutsuzluk içinde olduğundan, yardım alması için yönlendirmek zor olabilmektedir.

-“İntihar, geride kalanlara yapılmış bir kötülük, dinen günah olarak yorumlamak” caydırıcı etki yaratabilir mi?

-Bir kez daha ele alalım, bu kısmı önemli. İntiharların büyük çoğunluğunun ruh sağlığına dayalı bir nedeni olabileceğinden intihar etmesinden şüphelendiğiniz biri olursa mutlaka bir psikiyatri uzmanından destek almak gereklidir. Korkutmaya çalışmak, caydırıcı unsurlar öne sürmek işe yaramayabilir hatta durumu kötüleştirebilir. Kişiyle intihar düşüncelerinin olup olmadığına dair konuşmak intihara sürüklemez, tersine kişiyi rahatlatır. Çaresiz hissettiğini anladığınızı ifade etmek, yargılamadan dinlemek çok daha önemlidir. Kişi intihar düşüncelerinden bahsettiği takdirde, bunu kendisinin de izin verdiği biriyle paylaşmanız gerektiğini, bunu sır olarak saklamayacağınızı ifade edin. Tavsiye vermekten kaçının ve çözüm yolları için birlikte adım atın. İntiharı önleme, izlenebilecek yollar açısından Türk Psikologlar Derneği’nin yazılarından yararlanılabilir. Bu konuda bilimsel verilere uygun adımlar atmaya dikkat edilmesi iyi olur.

İntihar vakalarının her geçen gün arttığı Türkiye’de, intihar olaylarına nasıl yaklaşmalıyız ve çözüm odağımız nasıl olmalı?

-Çözüm odağımız öncelikle risk faktörü olan gruplara dair öneriler oluşturmak olabilir. İlk başta değindiğimiz gibi ekonomik faktörlere yönelik devletin önlemler alması önemli bir etkendir. Yine sağlık çalışanlarına yönelik önleyici çalışmalar yapılması gerekiyor. Uzun süredir birçok destekten mahrum kalan yaşlı kesim, yine risk grubu olarak nitelendirilebilir. Bunlar aynı zamanda internet, telefon gibi teknolojilerden de yararlanamıyorlar. Gençler yine başka bir risk grubunu oluşturuyor. Salgın koşullarında intihara yönelik acil eylem planları oluşturmayı ön plana koymamız gerektiğini düşünüyorum.

Vakalar ve ölümlerle ile ilgili nasıl bir haber dili kullanmalıyız? Yani haberleri insanlara karşı nasıl caydırıcı hale getirebiliriz?

-İntihar haberlerinde en önemli unsur, intihar olayının görselinin, videosunun paylaşılmamasıdır. Bu paylaşımlar özendirici olabilmekte, video veya fotoğrafa tanık olan kişiler için rol model oluşturabilmektedir. Aynı nedenden intihar eden kişi kahramanlaştırılmamalıdır. İntihar haberleri flaş haber şeklinde verilmemelidir. İntihar yöntemine dair bilgi verilmesinden kaçınılmalı, haber içeriğinde mutlaka destek ve tedaviye yönelik imkânlar vurgulanmalı, yol gösterici açıklamalar yapılmalıdır.

HABER : EMRAH BAKIR / İZMİR

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.