Haber: Serkan Talan
Osmaniye’de davulla ve zurnayla yapılan geleneksel düğünlerde “şaba” adı verilen gelenek hala varlığını devam ettiriyor. Çukurova düğünlerinde, davul ve zurnayla yapılan ” şaba geleneği” salon düğünlerine meydan okuyor. Şaba, düğün sahibine destek ve dayanışma için ortaya çıkmış geleneksel bir uygulama. Şaba geleneği ile, insanlar hem düğün yapan çiftlere maddi destek sağlıyor, hem de düğünde eğlence unsuru olarak kullanılıyor.
Çukurova’da şehir merkezlerinde salon düğünlerinin yaygınlaşmasıyla artık pek kullanılmaz olan Şaba geleneği, kırsal kesimde ise zamana meydan okumaya devam ediyor.
Şaba geleneğinin sürdüğü Osmaniye’de bu iş halk arasında “aptal” ya da “abdal” denilen kişiler tarafından yapılıyor.
Çukurova kültürü üzerine araştırmalarıyla bilinen Adana Eski Müze Müdürü İsmet İpek, 9. Köy’e şaba kültürü konusunda yaptığı açıklamada, bu geleneğin 1700’lü yıllardan başlayan ve günümüze kadar gelen aşiret kültürünün bir yansıması olduğunu anlattı.
Osmaniye Şairler ve Ozanlar Derneği Başkanı Mustafa Bardak ise “Şaba” sözcüğünün Türkiye’nin değişik bölgelerinde farklı sözcüklerle anıldığına dikkat çekerek, bu geleneğin Anadolu’da evlenen çiftlere katkı amacı taşıdığını söyledi.
Düğünlerdeki Şaba geleneğinin Osmaniye merkez, ilçeleri ve komşu il ve ilçelerindeki düğün törenlerinde “şaba”, “Şoba”, “Çoba”, “Çaba”, “Saba”, “Kırkım”, “Atkı” ve “Takı” isimleri ile de anıldığını kaydeden Bardak, ““Bölgemizde yıllardır düğünlerimizdeki geleneklerimizi yaşarken, bunlardan bir çoğunun süreç içerisinde kaybolduğuna tanık olmaktayız. Osmaniye ve yöresinde düğün geleneklerimiz kentlerde salon düğünleri haline dönüşürken, kenar mahalleler ile köylerimizde geleneklerimizin devam ettiğini görüyoruz” dedi.
Bardak, Osmaniye’de köylerde hala yaşayan Şaba geleneği konusunda ise şu bilgileri verdi;
“Osmaniye merkez ve köylerindeki düğün törenleri davul-zurna eşliğinde yapılıyorsa, yöresel dil ayrıcalığı olsa da “Şaba” geleneği yaşanmaktadır. Salon ve mevlütlü düğünlerde “atkı” veya “kırkım” geleneği uygulanır. Köy ve Mahallelerdeki nişan ve düğün törenlerinde, hatta kına gecesinde bile bu gelenek uygulanmaktadır. Davul zurnalı düğünlerde ise şaba geleneği vardır.”
Bardak, “şabalamanın” nasıl yapıldığını ise şu sözlerle anlattı; “Erkek tarafı, düğün için belli sayıda davul ve zurnacı ile görüşerek tören süresince alacakları anlaşılarak kararlaştırır. Bahşişler davul-zurna sanatçılarına, diğer paralar düğün sahibine ait olacak şekilde anlaşma sağlanır. Davetliyi ‘şabalamak’ isteyen davulcu, sağ dizini yere koyarken, sol ayağının parmak ucunu toprağa yerleştirecek şekilde öne doğru eğilip çökmektedir. Bu sırada sağ elindeki tokmağın ortasından tutacak şekilde avucunda kavramak suretiyle elinin arka kısmını toprağa değdirip, sonrasında alnına götürür, sonrasında ise davetliye doğru elini uzatır. Bazı davetlilerde şabalama olayı kısa sürerken, bazıları şakalaşma adına oyalama taktikleri yapılır.”
“Şabalama” sırasında davulcunun takla atmasına “dombalak attı” denildiğini de aktaran Bardak, şu ayrıntıları verdi;
“Davulcu ani bir hareketle tokmağın ortasından tutup, davulun bir köşesini yere koymak suretiyle omuzlarının üzerinde birkaç kez dönerek davetlilerin önünde gösterisini yapar. Böylesi durumlarda davetli kişi Abdal ağasının oynamasını isteyebilir. Düğün sahiplerinin oynamalarını isteyebilir. Bazı durumda ise sağdıç davetlilerin önüne çağrılır, yere bir kova su dökülür ve çamurlaşmış toprak üzerinde damadın oynaması, çamura yatması istenir. Bu ve benzeri olayların bitmesinin ardından davetli, bu kez davulcuya işaret ederek şabalanmak istediğini belirtir. Davulcu aynı tempo ile ve aynı hareketleri yaparak; “Bereket versin ağamın kesesine!” diyerek yerdeki pozisyondan kalkıp ayakta hızlı hızlı tokmağı davula vurarak verilecek parayı bekler. Paranın verilmesi ile şabalama sona erer.”
Çukurova kültürü üzerine araştırmalarıyla bilinen Adana Eski Müze Müdürü İsmet İpek,eskiden 40 gün 40 gece yapılan düğünlerin artık yarım saatte nikâh salonlarına sığdırıldığına dikkat çekti. İsmet İpek şaba geleneğine ise eleştirel bir bakış getirdi.
Şaba kültürünün 1700 lerde başlayan Anadolu’’ya hâkim aşiret kültürünün bir yansıması olduğunu belirten İpek davul zurna ile yapılan düğünlerde “abdal” adı verilen kişilerin, günümüzde düğün sahipleri ya da düğüne gelenler tarafından dışlandıklarına dikkat çekti. İpek, “Bu maalesef aşiret kültürünün bir tavrı. Abdal iken günümüzde “aptallar” denilerek davul ve zurna çalanlar maalesef dışlanmış. Şaba adı altında abdallara verilen bahşişlerin ise dışlayıcılığın farklı bir versiyonu olduğunu söyleyebilirim. Davulcu bahşiş almak için yerde yuvarlanıyor yere eğiliyor. Bunlar aşağılamanın farklı versiyonları. Halbuki kültürümüzde abdallık çok önemli bir kavram” dedi.
İpek düğünlerde damada şaka yapılmasının ise yüzyıllardır süren bir gelenek olduğunu sözlerine ekledi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.