DOLAR 32,5038 0.08%
EURO 34,7826 -0.12%
ALTIN 2.496,260,50
Ankara
20°

PARÇALI BULUTLU

Pandemide kurye olmak: Hem can kaybı hem de iş yükü arttı
  • 9.Köy
  • Emek
  • Pandemide kurye olmak: Hem can kaybı hem de iş yükü arttı

Pandemide kurye olmak: Hem can kaybı hem de iş yükü arttı

Koronavirüs nedeniyle internet alışverişinin tercih edilmesiyle iş yükü artan kuryeler, zor günler geçiriyor. Kuryeler, mobbing, sigortasızlık, uzun çalışma saatleri ve hayatlarını kaybetme gibi birçok sorunla karşı karşıya. Kuryelerin yaşadıkları zorluklara dikkat çeken İstanbul Motosikletli Kuryeler Derneği Başkanı Tomris, pandemi döneminde 203 kuryenin yaşamını yitirdiğine dikkat çekti.

ABONE OL
27 Nisan 2021 00:00
Pandemide kurye olmak: Hem can kaybı hem de iş yükü arttı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Dünyayı tehdit eden koronavirüs (Covid-19) salgını insanları, özellikle alışveriş alışkanlıklarında bir anda değişim ve dönüşüme zorladı. Bulaş endişesiyle sokağa çıkamayan yurttaşlar, yiyecek- içecek, temizlik malzemelerinin yanında giyim ve teknoloji gibi alışverişlerin büyük çoğunluğunu internet üzerinden yapmaya başladı. İnternet ve telefonla yapılan siparişler, kuryelerin iş yoğunluğunu arttırdı. İş yükü artan kuryelerin yaşadıkları sorunlar da daha görünür hale geldi.

İstanbul’da resmi olmayan rakamlara göre, 30 binden fazla motosikletli kurye bulunuyor.

Birçok emekçinin ölümüne neden olan pandemi, yoğun mesai harcayan 203 kurye emekçisinin yaşamına da mal oldu.

 

Yüzde 20’sinin sigortası var

“Düşük mesleki risk” grubunda bulunan kuryelik, mevzuat ve sigorta kanununa göre, “yüksek prim” ile çalışma şartına sahip. Ancak, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2020 verilerine göre, sigortalı çalışan kurye oranı yüzde 20. Bu durum, işverenlerin vergiden kaçmak için kuryelerin diğer iş kollarında ya da kuryeleri sigortasız çalıştırmasına başvurduğunu gösteriyor.

Kuryeliğe ilgi arttı

Kuryelerin İstanbul’da örgütlendiği tek platform olan İstanbul Motosikletli Kuryeler Derneği Başkanı Murat Tomris, kuryelerin yaşadıkları zorlukları ve pandemi sürecinde artan iş yüküne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Salgın öncesi kırsal kesimlerden göç edenlerin mesleğe daha çok ilgisi olduğuna değinen Tomris, iş yükünün artmasıyla her meslekten kişilerin kuryeliği seçtiğine dikkat çekerek, “Mühendis kurye de var, öğretmen kurye de var. Hali hazırda üniversitede okuyan da var mezun olan da var. Hatta kuryelik yapan cami imamı bile var” dedi.

203 kurye yaşamını yitirdi

Salgın döneminde kuryelerin baskı, mobbing, sigortasızlık, uzun çalışma saatleri ve hayatlarının ellerinden alınması gibi birçok sorun nedeniyle iyice çıkmaza girdiğini dile getiren Tomris, bu dönemde 203 kuryenin yaşamını yitirdiği bilgisini paylaştı. Kuryelerin yoğun bir tempoyla çalıştıklarını belirten Tomris, yaşanan sıkıntılar konusunda şunları değerlendirmede bulundu:

“Müşteri baskısı, işveren baskısı, trafik sıkıntısı gibi sebeplerden kuryeler, işyerinde bile yemek yiyemeyecek duruma geldi. ‘Siparişim nerede?’, ‘Ne zaman gelecek?’ şeklinde sürekli müşteri baskısı söz konusu. Bizim için bir dakika bile önemliyken, çok büyük sitelerde kuryeler içeriye alınmıyor. Virüs yayılmasın diye kuryelerin asansör kullanmaları da engellenmiş durumda. Puanlama sistemi uygulamasıyla kuryeler, zamanla yarıştırılıyor. Bu uygulamanın kuryeler üzerinde baskı oluşturuyor. Müşteriler, siparişlerinin yanı sıra başkaca taleplerde de bulunuyorlar. Neredeyse, ‘Paranı veriyorum, hizmet alıyorum, sen benim kölem oluyorsun’ diye bakıyorlar. Kuryeyi döveni mi görmedik, öldüreni mi görmedik. Bunlar yaşanan şeyler. Bir kargo geç kaldı diye kuryeyi döve döve öldürdüler. Trafik kazalarında kuryeler bu kadar can verirken bir de yetmezmiş gibi bir de müşteri tarafından öldürülüyor.”

“Zamana karşı yarışan insanlara dönüştük”

Mesleğe yaya kurye olarak 12 yıl önce başlayan paylaşan Bünyamin Ertaş (47), son 9 yıldır ise motosiklet üzerinde çalıştığını belirtti. Mesleğe ömrünü adadığını söyleyen, sektörün kendini güncellediğini dile getiren Ertaş, içinde bulunduğu durumu şöyle aktardı:

“Her türlü riski göze almak zorundayız. Zamana karşı yarışan insanlara dönüştük. Yağmur çamur demeden paketleri ulaştırmak zordur. Tüm koşullar bu kadar zorlaşmışken bir de işverenlerin baskısına maruz kalıyoruz. Bizim gibi küçük işletmeler, bilinen diğer şirketlere göre pek zorluk çekmez ve baskı altında olmaz ama biz bile memnun değilsek, diğer kurye arkadaşlarımın neler yaşadığını düşünmek bile istemiyorum.”

Atanamayan öğretmen

2016’da Tarih Öğretmenliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra bir süre sınavlara hazırlandığını ancak atanamadığı için geçici olarak başladığı kuryeliğin kalıcı hale geldiğini anlatan Erdal Yokuşçu (29), ise şunları söyledi:

“Meslektaşlarımın çoğu bu işi severek yapıyor. Ben ise geçen 4 yılın ardından bile alışmış değilim. Hayallerimi bir kenara bırakarak bu işe yöneldim. Beni en çok zorlayan şey, paketi yetiştirmek için verilen süreler ve işverenlerin sürekli kâr hırsından dolayı mobinge maruz kalmam. Bu pandemi nereye kadar gider bilemem ama bizim de dayanacak pek bir gücümüz kalmadı.”

“Canımızı ortaya koyarak çalışıyoruz”

İşsizlik nedeniyle göç ettiği İstanbul’da kuryeliğe başlayan Fuat Aydoğdu (34) da, 5 yıldır gıda sektöründe çalışıyor. Aydoğdu, sigortasız çalışmanın maaşına yansıtıldığını belirterek, “Her mesleğin kendi içinde zorluğu var. Biz de canımızı ortaya koyarak çalışıyoruz. Çünkü biliyoruz ki ailelerimiz bizden ekmek bekliyor. Gittiği yere kadar kuryelik yapmaya devam edeceğim” sözleriyle çaresizliğini ortaya koyuyor.

Kuryelere acımasız hayat şartları

Sadık Aksakal (28) ise üniversiteyi bitirdikten sonra atanamadığı için gıda sektöründe bir işletme kurmuş. Salgın nedeniyle işlerinin bir anda tavan yaptığını söyleyen Aksakal “İşveren olarak, işletmenin devamı için hata kabul edilemez. Bu yüzden çalışanlara sürekli tenkitte bulunmak gerekiyor. Ben de isterim kuryeler haklarını alabilsinler ve insanca yaşamanın keyfini sürsünler. Ama maalesef ülkemizin koşulları, toplumun tüm kesimlerine olduğu gibi kuryelere de acımasız hayat şartları sunuyor. Ülkemizde ekmek aslanın ağzında, mücadele hayatın her alanında gerekli” ifadesiyle işletmeci açısından değerlendirmede bulundu.

Hiyerarşik mağduriyet

Çalıştığı şirkette işletme sorumlusu olan Deniz Aysever (40) de kuryelerin işe alımıyla ilgili konuştu. Kurye alımlarında özellikle ehliyete ve tecrübeye önem verildiğini belirten Aysever, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir kişi kurye olarak çalışmak istediğinde önce ehliyeti ve tecrübesi var mı yok mu ona bakıyoruz. Mesai saatleri dışında ekstra çalışma saatlerine ayak uydurup uydurmayacakları konusunda sözlü onay alıyoruz. İşlerinin zor olduğunun farkındayım. Ama rekabet ortamı, genel tablo ve üstlerimizin talimatı da eklenince bu koşullar altında çalışmayı kabul etmeyen kimse ile çalışamıyoruz. Mağduriyette bir hiyerarşi söz konusu, buna da bakmak gerekiyor.”

 

HABER : GÜLİSTAN ÖZEL / İSTANBUL – ARAŞTIRMA YAZISI

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.