Türkiye’de çok tartışılan dezenformasyon yasası geçtiğimiz ekim ayında yürürlüğe girdi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) da, yasa kapsamında hazırladığı ikincil mevzuat ile, yasanın nasıl uygulanacağının ayrıntılarını oluşturmaya başladı. Ancak uzmanlar, BTK’nın ortaya koyduğu mevzuatın, kişiler arasındaki özel haberleşmenin devlet gözetimine girmesinin önünü açabileceğinden endişeli. 9. Köy’e konuşan Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF) Medya Özgürlüğü Acil Müdahale (MFRR) Koordinatörü Gürkan Özturan, uçtan uca şifrelemenin BTK’nın hazırladığı mevzuatla engellenebileceğine dair uyarıda bulundu. “Uçtan uca şifreleme”, mesajın şifresini çözecek anahtarın yalnızca hedeflenen alıcıda bulunmasını sağlayan, dolayısıyla kişiler arasındaki özel iletişimi güvenli kılan bir sistem.
Özturan, mevcut durumda kişiler arasındaki özel iletişimi sağlayan uygulamaların güvenli iletişimi sağladığına dikkat çekerek “Gelinen noktada şirketlerin güvenliği kaldırması halinde, hem kendi itibarları zedelenecek hem de hükümetlerin piyasaya müdahale edebilmesinin yolu açılacak” diye konuştu.
BTK’nın yayımladığı ikincil mevzuatın kötüye kullanılması halinde şirketlerin önünde iki seçenek olacağına dikkat çeken Özturan, “Şirketler bir gözetim ve sansür mekanizmasının parçası olma ya da Türkiye’de faaliyet iznini kaybetme durumunda kalabilir” dedi.
Uçtan uca şifrelemeye yönelik tehditlerin yalnızca Türkiye’de olmadığını da söyleyen Özturan, şirketlerin kişilerin özel haberleşme özgürlüğünü kısıtlayıcı bir uygulamayı herhangi bir ülkede kabul etmesinin devamının gelebileceğini belirtti.
“Zorlama yapılabilir”
İzmir Barosu Bilişim Hukuku Komisyonu üyesi Avukat Aylin Aras Öztürk ise uçtan uca şifrelemenin engellenmesinin Kişisel Verileri Korunma Kanunu’na (KVKK) takılacağını aktararak, “mesajlaşmanın içeriğinin devlet tarafından görülmesi için dezenformasyon yasası kapsamındaki suçlardan birinin tespitinin yapılması lazım” dedi.
Öztürk ayrıca şirketlerin kişisel verileri devlete verebileceğini düşünmediğini, ancak mahkeme kararıyla şirketlere bu konuda bir zorlama yapılabileceğini söyledi.
“Şirketler yatırım yapmak istemez”
İki kişinin arasındaki görüşmelerin içeriğine hükümetin el koymasının Türkiye’de istikrarı ve ekonomik güvenceyi bozacağını da vurgulayan Avukat Öztürk, “Özgürlüklerin engellendiği bir yere şirketler yatırım yapmak istemez” dedi.