DOLAR 32,3530 0.25%
EURO 34,9691 -0.46%
ALTIN 2.309,991,44
Ankara
17°

KAPALI

“Otizmlinin önündeki en büyük engel ayrımcı bakış”

“Otizmlinin önündeki en büyük engel ayrımcı bakış”

Dünyaya gelen her elli dokuz çocuktan birinde otizm sorunu bulunuyor. Otizm tanısı konulan çocukların yaklaşık yarısında zekâ geriliği de tespit ediliyor. Ülkemizde ise her altmış dokuz çocuktan birinin otizmden etkilendiği tahmin ediliyor. Otizme dikkat çekebilmek ve bu bireylerin seslerini duyurabilmek için geçtiğimiz yıl İzmir’de İzmirli otizmliler ve aileleri bir araya gelerek 'kabul', 'eşitlik', 'dahil olma' ve 'istihdam' kelimelerinin baş harflerinden oluşan Kedi Otizm Derneği’ni kurdu. Kedi Otizm Derneği otizmlilerin topluma tam ve eşit katılımı için çalışmalar düzenliyor. 

ABONE OL
10 Haziran 2023 21:11
“Otizmlinin önündeki en büyük engel ayrımcı bakış”
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Haber: Meltem Suat / Kapak Fotoğrafı: Depophotos

Derneğin kurucu başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu’na otizmli bireylerin sorunlarını sorduk.

-Kedi Otizm Derneği nasıl kuruldu?

-Otizm alanında çalışan, hak mücadelesi veren derneklerin otistik çocuğu olan aileler tarafından kurulması sık karşılaştığımız bir durum. Çünkü özellikle küçük yaşlarda daha çok çocuğun eğitimi konusunda çaba harcayan aileler, durumu yaşadıkça bir takım haklara erişimde zorlukları ve bununla birlikte toplum içinde çocuklarına ve kendilerine uygulanan ayrımcılıkları fark etmeye başlıyor. Eğitim mücadelesi hak mücadelesine doğru evriliyor. Biz de bu nedenle kurulduk. İzmir özelinde bir kaç yıldır hak mücadelesi alanında bir sessizlik yaşanıyordu, arkadaşlarımızla kentteki karar vericiler ve bütün İzmir toplumu için farkındalık yükseltmeyi ve otistik hakları konusunda bilgilendirmeler yapmayı amaçlıyoruz. Adımızı KEDİ olarak seçtik, aslında Kabul, Eşitlik, Dahil olma, İstihdam kelimelerinin ilk harflerinden oluşuyor. Böylelikle ana sorunlarımızı bir çırpıda söyleyebiliyoruz.

Otizm bir hastalık mı? Çocuk ve yetişkin bireylerde Türkiye’deki durum nedir?

Serap Dikmen Ahmetoğlu

-Otizm bir hastalık değil. Doğuştan itibaren yaşam boyu süren bir nörolojik farklılık. Spektrum olarak adlandırılıyor. Çünkü hiç bir otistik bir diğerinden farklıdır. Ortak noktaları ise iletişim ve sosyalleşme alanında yaşadıkları zorluklar ve duyusal işleme farklılıklarından dolayı çeşitli hassasiyetlere sahip olmaları. Ben sayılarla konuşmayı sevmiyorum. Bunun en büyük nedenlerinden biri Türkiye’de net bir sayıya ulaşamamamız, ikincisi de ister bir ister beş isterse bir milyon otistik yaşasa da her birinin yurttaşlık ve engellilik haklarına erişim hakkı, dolayısıyla durumlarına özel düzenlemelerin yapılmasına hakkı vardır. İlla sayı vermek gerekirse de Türkiye’de otizm toplumunun erişebildiği ve referans aldığı istatistik bilgiyi verebilirim. Amerikan Hastalıkları Kontrol Etme ve Önleme Merkezi’nin verilerine göre 2006 yılında her yüzelli çocuktan birinin otizm tanısı aldığı tahmin edilirken,  son bilgiye göre her otuz sekiz çocuktan birinin otizm tanısı aldığı tahmin ediliyor. Tanı alanlar yükseliyor bu doğru, çocukluk çağında tanıya ulaşamayan yetişkinler tanı almakta zorlanıyor çünkü burada daha çok çocukluk çağına ilişkin tanı kriterleri biliniyor, ezberleniyor demek daha doğru aslında. Türkiye’yi bu anlamda da hem çocuk hem de yetişkin otistik alanında hak teslimi ve sosyal devlet hizmetleri anlamında değerlendirmeyi daha anlamlı buluyorum. Özellikle yetişkin otistikler var olan çalışmalarda bile neredeyse yok sayılıyor maalesef.

-Otistik bireyin varlığı aileyi nasıl etkiliyor?

-Otistik bir bireyin varlığı herhangi bir çocuğun varlığından farklı değil. Fakat ülkemizde ailelerin bir takım zorluklar yaşadığı doğru. Bu çocuğun otistik olmasından değil, otistiklerin erişemediği hak ve hizmetlerin, özellikle hizmetlerin sadece ailenin omuzlarına yüklenmesidir. Bu, artan eğitim, bakım, yaşama katma maliyetleri buna karşın ebeveynlerinden birinin çoğunlukla işi bırakmak zorunda kalması yani artan giderlere karşın azalan bir gelire denk gelmektedir. Bu durum aileyi zorlayan en büyük unsur. Bu tek başınalık, çocuğun yeterli eğitim, terapi, sağlık, bakım hizmetleri alamamasına ailelerin dağılmasına, psikolojik çöküşlerin artmasına neden oluyor.

-Otizmli bireyler gündelik hayatta ve özellikle iş arayışında ne gibi engellerle karşılaşıyorlar?

-Bir otistiğin önündeki en büyük engel, ayrımcı bakış açısı. Engelli toplumuna genel bakış açısı olan acıma ve sadaka kültürü büyük bir engel. Otistik bireylerin birer hak öznesi olduğu, diğer bütün insanlar kadar eğitim, barınma, istihdam haklarının olmasının yanı sıra desteklenmesi gereken alanların farkında olup bunların karşılanması gerekiyor. Evde, okulda, işyerlerinde, sokakta, restaurantta, otobüste yani yaşamın her alanında.  

-Otizmli bireylerle ilgili kabul görse de aslında yanlış olanlar neler?

-Otizmde doğru bilinen çok yanlış var. Çünkü hiç kimse bu konuda doğru bilgilendirilmiyor, eğitilmiyor. Ayrımcı ve kutsallaştırma bakış açıları da işi daha da zorlaştırıyor. Otistiklerin yaşadığı ana sıkıntılardan bahsettik. Otizm bunlarla ilgili bir durum. Örneğin otizmin zekâ ile bir alakası yok. Yani hepsi yüksek ya da düşük zekâya sahip değil. Otizme eşlik eden başka durumlar, otizm özelliği olarak sanılıyor ve hatta bazen sunuluyor. Otizm tanısı alan ebeveynlerin ilk duyduğu cümlelerden biridir, –A, biz biliyoruz onlar çok zeki oluyor, geleceğin dâhisi o.- Ya da otistik bir birey şu cümleleri de duyabiliyor, –sen konuşabiliyorsan, sen kendini ifade edebiliyorsan, sen üniversite bitirebildiysen otistik değilsindir– Bunların hepsi yanlış bilgi.

-Yerel yönetimlerde bu bireylerle ilgili eylem planları hazırlanıyor mu?

-Maalesef özellikle yerel yönetimler, kent için soyundukları hizmetlerde otistik toplumu düşünmüyor ya da yeteri kadar tanımadıklarından eksik hizmet üretiyor. Bahsettiğimiz yalnızlıkta, aslında yerel yönetimlere çok daha fazla iş düşüyor. Çünkü bizlerin yaşadığı ilk büyük ve kamusal hizmet aldığımız alan kentlerimiz, ilçelerimiz, köylerimiz, mahallelerimiz.

-Otizmlilerle ilgili haber yaparken ve ekranlarda bu bireyleri temsil ederken nelere dikkat etmeliyiz?

-Vurguladığımız yanlış bilgilerin ve yenilerinin yayılmasını önlemeye dikkat etmek lazım. Haberleri yaparken magazinsel unsurlara dayanılmamalı. Otistik çocukları yuhalayan Nevşehir’deki ebeveynler, Zonguldak’ta yaşanan akran zorbalığı da hep magazinsel boyutta ele alındı. İnsanlık ayıbı. Bunun yerine haber için mutlaka hak odaklı çalışan aktivist ya da derneklerden görüş alınmalı. Böyle yapılırsa, bu tip olayların yaşanmaması için neler gerekli onlar da haberin içinde yer alır ve konu doğru bir şekilde işlenir. Haberlerde en dayanamadığım başlıklar şunlar: -Otizmi müzikle/sporla/vs.. yendi– Yanlış bilgi yayan başlıklardan en çok kullanılanı budur.

Otizm Nedir?

Otizm genellikle ilk 3 yaşta başlayan ve hayat boyu devam eden, kişinin etrafıyla sözel ve sözel olmayan şekilde uygun ilişki kuramaması şeklinde ifade edebileceğimiz gelişimsel bir bozukluktur. Günümüzde basit testler ile tanısı erken konulabilmektedir. Otizmin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Genetik olduğu düşünülmektedir. Erkeklerde kızlara oranla daha sık görülür. Otizmlilerin %70’inde zekâ geriliği vardır. Yüzde 10’unda ise üstün zekâ görülebilir. Otizm ile birlikte dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, duygu durum bozuklukları ve epilepsi görülebilir. Otizmli bireylerde genellikle şu belirtilere rastlanır: 

  • Göz teması ya yoktur ya da kısıtlıdır.
  • Adı ile seslenince tepki vermezler.
  • Aşırı hareketli veya hareketsiz olabilirler.
  • Çevreleri ile ilgilenmezler.
  • Sarılma ve öpme gibi fiziksel temastan hoşlanmazlar.
  • Konuşmada gecikme vardır.
  • İnsanlarla iletişim yerine cansız varlıklarla ilgilenirler.
  • Topluluk içinde yaşıtları ile diyalog kurmazlar, oyunlara katılmazlar, kendilerini izole ederler.
  • Konuşmayı öğrenseler bile hep aynı kelimeyi tekrar ederler.
  • Konuşmayı iletişim aracı olarak kullanmazlar.
  • Uygun olmayan cümleler kurar kalıp gibi konuşurlar.
  • Konuşma şekilleri ve ses tonları tekdüzedir.

Otizm tedavisinde erken teşhis ve tedavi büyük önem taşır. Tedavinin amacı otizmli bireyin sosyal ve bireysel yeteneklerini geliştirmektir. Bu amaçla davranışsal eğitim ve özel terapiler uygulanır.

 

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.