OHAL kararı Meclis’ten geçti

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla TBMM Genel Kurulu’na sunulan OHAL kararı, oylamanın ardından kabul edildi. Karar metninde, “Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Şanlıurfa, Malatya ve Kilis illerinde 8 Şubat Çarşamba günü saat 01:00’den itibaren üç ay süreyle olağanüstü hâl ilan edilmesine karar verilmiştir” denildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın OHAL kararını değerlendiren eski milletvekili ve hukuk profesörü Süheyl Batum, alınan kararın anayasaya uygun olduğunu belirtti. OHAL kararıyla birlikte tartışılmaya başlanan, seçimlerin 6 ay ya da 1 yıl ertelenmesi söylentisini de değerlendiren Batum, “Sadece savaş halinde TBMM seçim tarihinin 1 yıl ertelenmesine karar verebilir. Cumhurbaşkanı’na böyle bir yetki verilmiş değil” dedi.

OHAL kararı anayasaya uygun

Anayasa’ya göre OHAL ilan etme yetkisinin Cumhurbaşkanı’na ait olduğunu belirten Süheyl Batum, “Anayasa’nın 119. Maddesi’ne göre Cumhurbaşkanı OHAL ilan edebilir. Eskiden iki madde halinde düzenlenmişti; ağır ekonomik durum ve tabii afetler ilk olarak OHAL ilan etme durumuydu, ikincisi ise şiddet olaylarıydı. 2017’den sonra bunlar birleştirildi ve 119’da düzenlendi. Aynı madde ‘İlan kararı Cumhurbaşkanlığı’na verildiği gün Resmî Gazete’de yayımlanır, aynı gün TBMM’nin onayına sunulur’ diyor” dedi. Batum, “Anayasa Mahkemesi 2016’da verdiği ‘Ben artık OHAL kararnamelerini denetlemeyeceğim, 25 yıllık süreci değiştiriyorum’ kararıyla maalesef bu denetimi kaldırırken bir şey söyledi: ‘Meclis bu denetimi yapsın’. OHAL uygun mudur değil midir sorularını Meclis toplanarak tartışacak, gerekirse süreyi uzatabilecek, kısaltabilecek ya da OHAL’i kaldırabilecek” ifadelerini kullandı.

Süheyl Batum

Anayasa Mahkemesi’nin 2016 yılında verdiği kararın arından tek siyasi denetim merkezi kaldığını vurgulayan Batum, “Türkiye’de parlamentonun konumuna göre Meclis hiçbir şeye karışmayacak. Peki hangi tür önlemleri alabilir? Partilerin işleyişini, gösteri yürüyüşlerini sınırlayabilir mi veya basın üstünde sınırlama yapabilir mi? Yalnız onu da yapamaz çünkü sınırlı. OHAL Kanunu var ki bu kanun 3 hali birbirinden açıkça ayırmıştır. Yapabilecek tabii afet ve salgın hastalıklar durumunda neler yapılır, ağır ekonomik durumda neler yapılır ve şiddet halinde neler yapılır ayrıca yazar” ifadelerini kullandı.

Seçim tarihi değişmez

Anayasa’nın 77. Maddesi’nde seçimlerin 5 yılda bir yapılacağının yazdığını vurgulayan Batum, “Seçim bu seferlik 5,5 yılda olsun veya 6 yılda olsun deme lüksü Cumhurbaşkanı’na verilmemiştir. Bu süreyi kısaltma yetkisi Meclis’te ve Cumhurbaşkanı’nda vardır. Uzatma yetkisi ise Anayasa’nın 77. Maddesi’nde çok açık bir şekilde ancak savaş halinde TBMM seçimin 1 yıl ertelenmesine karar verebilir, savaş devam ederse aynı usulle seçimin 1 yıl daha ertelenebileceğini söylüyor. Cumhurbaşkanı’na böyle bir yetki verilmiş değil” diye konuştu. “Afeti çözemedik, önlem alamadık deme yetkisi mevcut değil” ifadelerini kullanan Batum, “Seçim en geç 18 Haziran tarihinde yapılmak zorundadır. Bunu daha erken bir tarih olan 14 Mayıs’ta yapmak mümkün ancak 18 Haziran’dan daha geç bir tarihte yapmak Cumhurbaşkanı’nın elinde değil” dedi.

Alınacak önlemlerin OHAL Kanunu’nda yazdığını vurgulayan Batum şunları aktardı: “Bizim Anayasa’mızda ‘OHAL durumlarında çıkarılan Cumhurbaşkanı Kararnameleri’nin Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne dava açılamaz’ diyor. Eskiden bunları denetleyebiliyorduk. Cumhurbaşkanı Anayasa’ya aykırı davranmayı tercih ederse istediği konuda kanun hükmünde kararname çıkartabiliyor. Meclis’in şu anki durumu nedeniyle siyaseten denetleme şansı yok ve bu ne yazık ki hiçbir hukuk devletinde olmayacak bir şey; Cumhurbaşkanı istediği her kararı çıkartabiliyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın OHAL uygulamasından beklentisini, “Türkiye’de bu süreci istismar eden, ticarette yolsuzluklara giden tüm tefecilere, fitne gruplarına karşı müdahale etme imkanını vermiş olacak” şeklinde açıklamasını değerlendiren Batum, “Tabii afet veya salgın hastalıklarda böyle kendi deyimiyle ‘saptıranlara, haysiyetsizlere’ her şeyi yaparım diye bir düzenleme hukukta, kanunda mevcut değil. Mal ve paraların sunulması, ihtiyaçların giderilmesi için kendisine birtakım imkânlar sağlanmıştır” vurgusunu yaptı.

HABER : Haber: Deniz Güngör