Haber: Ahmet Dik – Eskişehir
Türkiye’de kadına yönelik şiddet, istismar ve cinayetlerin önüne yıllardır geçilemiyor. Medyanın kullandığı dilin, failler yerine “mağdur kadını” suçlu göstererek, kadına dönük şiddeti bir anlamda meşrulaştırdığı savunuluyor. Kadını korumayı hedefleyen, tarafları arasında Türkiye’nin de bulunduğu, İstanbul’da imzalandığı için bu isimle anılan İstanbul Sözleşmesinin yıllar sonra yürürlükten kaldırılmasına tepkiler sürerken, şimdi de 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’da değişiklik gündemde.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) hazırladığı Toplumsal Cinsiyet Sosyal Normları Endeksi (GSNI) raporunda, “dünyada son 10 yılda kadınlara karşı önyargıda gelişme olmadığı ve her 10 erkekten 9’unun kadına karşı önyargılı olduğu” ifadeleri yer aldı.
Rapora göre, “dünyada insanların yarısı, hala erkeklerin kadınlardan daha iyi siyasi lider, yüzde 40’tan fazlası da, erkeklerin iş dünyasında daha iyi yönetici olduğu” düşüncesinde. Rapordaki çarpıcı bir başka tespit ise “insanların yüzde 25’inin, erkeklerin eşlerini dövmesinin meşru olduğuna inandığı” şeklinde. Bu oranın “Türkiye’de yüzde 75’ten fazla” olduğu da raporda ileri sürülüyor.
Kadına yönelik şiddetin meşrulaştırıldığı diğer bir alan ise medya olarak gösteriliyor. Medyada yer alan kadın cinayeti ve istismar haberlerinin dili, fail yerine adeta şiddet gören, ya da öldürülen kadını suçlu gösteriyor. Oysa haberlerde kullanılan bu dil, ana akım medyada okutuluyor, izletiliyor ve dinletiliyor ve bu yolla kamuoyunu etkiliyor.
Yapılan haberlerin içeriğinde kadın bedeni cinsel obje olarak gösterilirken, kadının kıyafeti ve yaşam tarzı hedef haline getiriliyor. Şiddet gören ya da öldürülen kadının fotoğrafları çoğu kez haber içeriğinde net olarak kullanılırken, şiddet eylemini gerçekleştiren erkeğin fotoğrafı genellikle bulanıklaştırılıyor.
Basında yer alan çoğu haberde, erkek failin şiddet eylemi üstünde detaylarıyla durulmazken, öldürülen, saldırıya uğrayan kadın “Tayt giydiği için”, “Kocasından izinsiz sokağa çıktığı için”, “Kocası, başka bir erkekle gördüğü için” gibi söylemler ile adeta suçlu bulunuyor, şiddetin meşrulaştırılması sağlanıyor.
Eskişehir Barosu Kadın Hakları Komisyonu Üyesi Avukat Funda Güney Kökçınar, kadın cinayeti haberlerinin dava sürecini etkilediğini, sanıkların medyada çıkan haberlere bakarak ifade verdiğini belirtti. Güney, Eskişehir’de katil Yalçın Özalpay’ın katlettiği Ayşe Tuba Arslan cinayetinde bu örneğin yaşandığını anlattı:
“Dava süreci devam ederken yazılı basın, Ayşe’nin fotoğraflarını gazetelere boy boy bastı. Ayşe’nin sosyal medya hesaplarından alınan -dekolte- görünümlü kıyafetiyle olan fotoğrafları haberlere konuldu. Katil zanlısı da bu haberleri görerek ifadelerini değiştirdi. Pek çok farklı davada da suçlular, bu örnekleri emsal alarak –tahrik olduklarını- beyan ediyor ve cezalarında indirime gidilmesi için çaba sarf ediyor.”
Pek çok davada buna benzer durumlar yaşandığını kaydeden Güney, “Kadın beyaz pantolon giydiği için -tahrik- olduğunu belirten erkek, kadına bu yüzden tacizde bulunduğunu söyleyebiliyor. Mahkemede alenen -beyaz pantolon giydiği için tahrik oldum- diyen bile var” örneğini verdi, şunları söyledi:
“Medya dili, suç işleyen erkek için adeta emsal niteliği taşıyor. Katil zanlısı erkek, taciz ettiği hatta öldürdüğü kadının giydiği kıyafetten tahrik olduğunu, gece geç saatlerde kadının dışarıda olduğunu mahkeme salonlarında rahat bir şekilde ifade ederek kendini savunabiliyor. Ancak kadın örgütleri ve kadın hakları savunucuları bu gibi davaların peşine düşüp, kamuoyuna taşıdığında fail için müebbet kararları çıkabiliyor. Bir anlamda medyayı ve kamuoyunu harekete geçiren de yine kadınlar oluyor. Ana akım medya kadına klişe roller biçiyor. Haberlerde kadın, -iyi bir anne-, -çocuklarını büyüten bakıcı-, –mağdur kadın- gibi sıfatlar kullanılarak gösteriliyor. Bu durum yerel basında da aynı, ulusal basında da. Türkiye’de medya, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini pompalıyor.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.