Kader Kaplan
Üniversite öğrencilerinin en büyük sorunu barınma. Ancak barınma olanağı bulanlar için de koşullar hiç kolay değil. Adana Fevzi Çakmak Kız Öğrenci Yurdu’nda kalan öğrenciler bina ve oda koşullarından, tuvalet ve banyo hijyeninden şikayetçi oldular. 4 kişilik odalarda 2 kişinin aynı anda zor giyindiğini belirten öğrenciler, ranza köşelerine çamaşır asıp rutubetten nefes alamadıklarını anlattılar.Diş fırçalamak için dahi sıra bekledikleri yurt koşulları için, “İnsanlık dışı zorluklar yaşıyoruz, 96 kişiye 3 banyo yeter mi?” diyerek tepki gösterdiler.
Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi öğrencisi Meryem Civcik, yurt yaşamında karşılaştığı zorlukları ve olumsuz koşulları 9. Köy’e anlattı.
Meryem Civcik, Adana’da bir öğrenci evinde kalırken yedeklerden yurda geçme hakkı kazandığını, ekonomik sebeplerle bu hakkı kullanmaya karar verdiğini söyledi.
Daha hesaplı olacağı için yurda geçtiğini, odaların beklediğinden de küçük olduğunu belirten Meryem C. şöyle konuştu:
“Odamın büyüklüğünden kesinlikle memnun değildim. Odada 4 kişi vardık. 2 kişi aynı anda ayakta üzerimizi giyinemiyorduk. Birbirimizi beklemek zorunda kalıyorduk. Oda alıp verdiğimiz nefesle beraber ısınıyordu. Mesela çamaşır serme konusunda çok sıkıntılarımız vardı. Ranzaların merdivenlerinde, başucumuzdaki demirde, yanlarımızdaki demirde her yere çamaşır asılıyordu. Rutubetten nefes alamıyorduk. Aşırı pisti ve odanın aşırı derecede küçük olması daha da pis ve dağınık gösteriyordu. Masa ve çalışma ortamı yoktu. Odanın ortasında ince bir kapağın arkasında kıyafet değiştiriyorduk. Dolaplar yetersizdi. Bilgisayarlar ve kitaplar dolapların en üstüne koyuluyordu, ranzanın 2. katında kalan arkadaşımız erişebiliyordu“
Haftada bir gün temizlik yapıldığını söyleyen öğrenci, ayakkabılarını ve bazı yiyeceklerini aynı dolapta saklamak zorunda kaldıklarından yakındı. Ortak kullanım alanlarındaki yaşam zorluklarını da şöyle anlattı:
“Sabahları lavaboda sıra bekliyorduk. Diş fırçalarken bile sıra bekliyorduk. Katta ortak bir tane ayna vardı, aynada sıra bekliyorduk. Banyoda nöbet tutuyorduk sıra gelmesi için. Mahremiyet sıfırdı.“
Adana’nın sıcaklarında yurtta klima ve buzdolabı olmadan yaşamanın güç olduğunu anlatan Meryem C., çamaşırhanenin yetersizliği hakkında da şunları söyledi:
“Çamaşırhane hizmetleri asla yeterli değildi. Sıra bekliyor, nöbet tutuyorduk. Bir gün boyunca yarım saatlik çamaşır atmaya uğraştım. Dışarıya seriyorduk. Fotoğrafını da çektim, çamaşırlarımızı köpekler sürükleyip götürüyordu.”
Çukurova Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğrencisi Berfin Demir de Hacı Sabancı Kız Yurdu’nun kapanmasının ardından Fevzi Çakmak Kız Yurdu’na yerleştiğini söyledi. Burada geçirdiği bir dönem boyunca edindiği deneyimleri ve yaşadığı zorlukları örneklerle tarif eden Demir, “Kendine özel bir alanın olmaması, kışın ısıtmanın yetersiz olması ve oda çok küçük olduğu için sürekli havasız kalması, giyinme alanının olmaması, eşyalarımızı sığdıracak yeterli depolama alanının olmaması, buzdolabının olmaması. Eksikler ve sorunlar o kadar çoktu ki derslere yoğunlaşamıyorduk.” dedi.
Yalnızca bir binada çamaşırhane bulunması ve bu binanın kendisine uzak olması nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşadığını belirten Berfin, “C blokta olduğum için çok uzaktı bana ve akşam 19.00’dan sonra çamaşır atmak yasaktı. Böyle olunca 6 bloğa bir çamaşırhane yetmiyordu bu yüzden erkenden uyanıp çamaşırlarımı atmak zorunda kalıyordum. 2 tane kurutma makinesi olduğu için hiçbir zaman sıra bulamıyordum. Bu yüzden çamaşırlarımızı dışarıya asmak zorunda kalıyorduk ve çoğu zaman kıyafetlerimiz çalınıyordu. Kısacası eziyetti” şeklinde konuştu.
Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi öğrencisi Esra Dolgunyürek de Fevzi Çakmak Kız Yurdu’ndaki yaşam koşullarıyla ilgili konuştu.Yurtta 1,5 yıl kalan Dolgunyürek, ayrılmaya karar verdiğini belirtti. Özellikle odaların darlığı ve ortak kullanım alanlarının yetersizliği üzerine yaşadıklarını detaylandıran Esra, şu ifadeleri kullandı:
“Odanın büyüklüğünden memnun değildim. 4 kişiyle birlikte yaşamanın zorlukları çok fazlaydı. Ders çalışacak, kıyafet değiştirebilecek veya en ufak bir hobi edinme lüksü yoktu. Mağara gibi, 2 kişi yan yana bile duramıyorduk. Sabah biri hazırlanırken diğerinin uyanmaması mümkün değildi.”
Esra, odadaki alan darlığının günlük yaşamını nasıl etkilediğini de şu sözlerle anlattı: “Eşyalarımı koyabileceğim hiçbir alanım yoktu. Çok sınırlı bir alana sahiptik. Oturacağımız veya ders çalışabileceğimiz bir alanımız yoktu. Odada 2 kişinin ayakta duracağı alan bile yoktu. Mahremiyeti geçtim, uyurken bile başkasının yatakta yaptığı hareketten dolayı uyanmak mümkündü.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.