Günümüzde dünyanın birçok bölgesinde çocuklar, çocuk yaşta evliliğe zorlanmakta ve bu durum, kız çocuklarına yönelik toplumsal cinsiyet kalıplarını pekiştirmekte ve eğitimlerine engel olmakta. Etkisi bunlarla sınırlı kalmayan çocuk evlilikleri, çocukları maddi ve manevi şiddet ile baş başa bırakarak çocukların sağlık durumlarını da tehlikeye atıyor.
Fiziksel ve zihinsel olarak halen çocuk olan bireylere yetişkin rolü üstlendirme, çocuklarda yoğun psikolojik hasarlara neden olurken, toplumları da sosyolojik olarak negatif yönde etkiliyor.
İMDAT Şiddeti Önleme ve Rehabilitasyon Derneği’nin yayınladığı 2020 yılı Türkiye Çocuk Evlilikleri Raporu’na göre Türkiye, 202 ülkenin yer aldığı 18 yaşından önce evlenen çocuk oranları listesinde %14,7 oranı ile 87. sırada yer alırken, 15 yaş ve öncesinde evlenen çocuk oranı sıralamasında ise %2 oranı sahip ve Avrupa’da çocuk evliliklerinde birinci sırada.
2020 Yılı Türkiye Çocuk Evlilikleri Raporu’nda, çocuk evliliklerinin nedenleri ise gelenekler, aile şerefi, dini bilgilerin yanlış yorumlanması, ekonomik nedenler, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, göç, ebeveynler üzerinde toplumsal ve aile içi baskı olarak belirtiliyor.
TÜİK’in 11 Nisan Dünya Nüfus Günü için hazırladığı rapora göre 2009 yılında yüzde 8,1 olan çocuk evliliği oranının 2019’da yüzde 3,1’e düştü. Aynı rapora göre 15 yaş altında 142 kız çocuğu 2019 yılında doğum yaptı.
Veriler 16-17 yaş grubunda olan 17 bin 47 kız çocuğunun evlendirildiğini ortaya koyarken en çok erken yaşta evlilik yapılan şehrin ise 1245 evlilikle Gaziantep olduğu açıklandı. Gaziantep’i, 1050 erken yaşta evlilikle İstanbul, 1000 evlilikle Şanlıurfa, 778 evlilikle Hatay ve 688 evlilikle Van takip ediyor.
Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği Türkiye Rehabilitasyon Koordinatörü Uzman Psikolog Mehmet Bakay’a göre çocuk evlilikleri tarihin her evresine ve dünyanın her bölgesine yayılan bir sorun. Çocuk evliliklerinin sadece Türkiye’nin değil, dünyanın sorunu olduğunun altını çizen Bakay, şöyle konuşuyor:
“Afrika gibi özellikle sosyoekonomik olarak az gelişmiş toplumlarda çocuklar hiçe sayılmakta ve bir birey olarak görülmemektedir. Bu durum çocuk evliliklerini, özellikle çocuk istismarını yoğun olarak arttırmaktadır. Mücadelenin ilk halkası çocukları da belli haklara sahip bireyler olarak görmekten ve tanımlamaktan geçiyor.”
En etkili mücadele yönteminin eğitim olduğunu söyleyen Bakay, “Eğitim düzeyinin düşük olduğu toplumlarda yaşama bakışta büyük eksiklikler görülür. Eğitim eksiği olan ebeveynler yetiştirdikleri çocukların da eğitime ihtiyaç duymadığını düşünebilir ve çocukların kendi ayakları üzerinde durmaları gerektiğini belirtirler. Bu ayakta durma hali ise maalesef çoğu zaman evlilik ile bağdaştırılır” tespitinde bulunuyor.
Zorunlu eğitim politikası ve yoklama sisteminin çocuk evliliklerini büyük oranda azalttığını belirten Bakay, “İlk ve orta seviye okul eğitiminin zorunlu hale getirilmesi yetersiz ama olumlu bir adımdır. İlk ve orta okul eğitiminin yüz yüze bir şekilde zorunlu hale getirilmesi ilk ve orta eğitim seviyesindeki çocukların evlendirilmesini engelleyen önemli bir durum. Belli yaş grupları için yüz yüze lise eğitimin de zorunlu hale getirilmesi, lise çağındaki çocuklarında evlendirilmesini büyük oranda engelleyecektir” diyor.
Bakay, bu sorunun tek bir bölgeye has olmadığını, Türkiye’nin birçok bölgesinde görülen, ulusal bir sorun olduğunu söyleyerek, şunları söylüyor:
“Bu durum zihinsel ve fiziksel açıdan gelişimini tamamlamamış çocuklarda geri dönüşü çok zor yaralar açmaktadır. Çocuk yaşta zorla evlendirilen çocuklar kısa sürede anne ve baba olmakta ve bu durum kendisi halen çocuk olan bireyleri geri dönülemez sorumlulukların altına sokmaktadır. Bir çocuk tarafından büyütülen çocuklar ise doğru bir yetiştirme tarzı ile büyüyememekte ve bu durum birçok sosyolojik sorun ile toplumları baş başa bırakmaktadır.”
Çocuk evliliklerini bitirebilmek için farklı yöntemlerle mücadele edilmesi gerektiğini söyleyen Bakay, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Olaya dini olarak baktığımızda hiçbir kutsal kitapta çocukların evlendirilebileceği söylenmemesine rağmen yanlış dini bilgiler yayılabiliyor. Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı’na büyük görev düşüyor. Topluma doğru dini bilgilerin aktarılması gerek. Çoğu zaman ise çocuk evliliklerinin nedeni ailenin ekonomik durumu oluyor. Devletin çocuk paraları, vatandaşlık maaşı gibi ödemeler ile geçim sıkıntısı çeken aileleri desteklemesi ve kırsal kesimlerin ekonomik olarak canlandırılması çocuk evliliklerini büyük oranda azaltabilir.”
Çözüm önerilerini sıralamaya devam eden Bakay, “Aile içi şiddet de çoğu zaman bir neden olabiliyor. Evin içinde şiddete maruz kalan çocuklar, yanlış düşüncelere kapılara çözümü evlilikte görebiliyor. Aile içi şiddetin önlenmesi adına devlet kurumlarına büyük sorumluluklar düşüyor. Bunun yanında taciz ve tecavüz olaylarının ardından çocuklar aileleri tarafından evliliğe zorlanabiliyor, hatta bu gibi durumlarda tecavüzcüye ceza dahi verilmiyor. Bu durumun önüne ağır cezai yaptırımlar ile geçilebilir” diyor.
HABER : Haber: İsmail Kılıç
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.